“Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne” ya ben de ne yazarsam yazayım kalemim, kelamım siyasete meylediyor.
Politika Kasabasının Siyaset Bulvarı ve elbette Millet Bahçesi ve kimi zaman doluştuğumuz Saloonun atışmalı/yatışmalı ortamı kulağıma bir şeyler fısıldadıkça, bunları gündemle/güncelle harmanlayıp siyasilerin omuzlarına yük ediyorum!
Bu ahval ve şerait içinde siyasiler adliye koridorlarından cezaevi önlerine, mitinglerden toplantılara seğirtip dururken millet kendi bahçesinde derdine yanıyordu.
Aşık Serdari, “Nesini söyleyim canım efendim” deyince, derbeder milletten biri vaziyeti anlattı:
Nesini söyleyim canım efendim / Gayri düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhâl eylesem deftere sığmaz / Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim
***
Bahçedeki sohbetlerden kulağıma çalınan ‘düzen tutmaz’ yorumlarını;
Siyaset bendini taşma peşinde
Siyasi kendini aşma peşinde
Vatandaş amokça koşma peşinde
Sözlere bakarsak saz düzen tutmaz
diyerek siyasilerin omuzlarına yüklemek istedim. Şöyle:
Erdoğan diyor ki: Kasaba konuş
Konuş amma önce Reise danış
Başınıza bela olmasın sunuş
Ses telin bozuksa söz düzen tutmaz
Devlet Bahçeli’nin sağlığı iyi
Ada, dağ arası akıyor suyu
Devlet derse Devlet bellidir huyu
Aksar ise her şey baz düzen tutmaz
Özgür Özel koşar ordan oraya
Sözünü savurur ordan şuraya
Diyorum ki bakın yazdım buraya
Paha biçilmişse töz düzen tutmaz
İmamoğlu bugün meydan kuracak
Adaylık garanti hesap soracak
Artık kendisini çokça yoracak
Demokles’e bakan göz düzen tutmaz
Mansur Yavaş Başkan durur geride
Anketlerde önde, sözde beride
Sırrı; cevabı zor hal ve soruda
Def ile çalınan caz düzen tutmaz
Ali Babacan’ın keyfi yerinde
Erdoğan’a ‘bırak’ sözü derinde
Gelin bir de ona sorun sorun da
Dumana karışmaz toz düzen tutmaz
Sırrı Süreyya’yı Önder eyledim
Şek/şüphe olmasın diye peyledim
Nice sırrı ona kaç kez söyledim
Sırrı çözemezse kez düzen tutmaz
Son sözü ben deyim ağalar beyler
Neylerse Yaradan hep iyi eyler
Akla gelmesin ha olumsuz şeyler
Yolunup da uçan kaz düzen tutmaz