Antalya Diplomasi Formu'nda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye ziyaretiyle ilgili konuştu.

'Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye'yi ziyaret edecek mi?' sorusunu yanıtlayan Fidan, "Cumhurbaşkanımızın böyle bir niyeti var ancak kesin tarih yok, yer ve zaman için çalışmalarımız sürüyor" dedi. 

Fidan, Trump-Erdoğan görüşmesinin yeri ve zamanı için de çalışmaların devam ettiğini belirtti. 

Fidan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Antalya'da üç gündür devam eden Antalya Diplomasi Forumu (ADF), Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın basın toplantısı ile sona erdi. 4’üncüsü düzenlenen ADF'de bu yıl da diplomasinin nabzının tutulduğunu belirten Bakan Fidan, “Zengin ve çok katmanlı bir istişare platformu olarak hepinizin de katkılarıyla öne çıkmıştır. Forum bölgesel ve küresel gelişmelere ışık tutarak, mevcut sorunlara çözüm önerileri getirmiştir. Bu yılki buluşmamızda insanlığın ortak geleceğine dair umutlarımızı ve kaygılarımızı hep beraber dile getirdik. Bu geleceği birlikte inşa edecek iş birliği mekanizmalarını ele aldık. Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenme anlayışıyla diplomasinin kutuplaşmayı değil, uzlaşıyı nasıl öne çıkarabileceğini tartıştık. Diplomasinin sadece kriz anlarında başvurulan bir araç değil, aynı zamanda dönüştürücü bir akıl ve onarıcı bir irade olduğunu vurguladık" diye konuştu.

Krizlerin odağındaki birçok aktör aynı çatıda buluştu

Karadeniz'den Orta Doğu'ya, Afrika'dan Balkanlara, krizlerin odağında yer alan pek çok aktörün aynı çatı altında buluştuğunu belirten Fidan, “Çatışma çözümünde kolektif akıl ve diyaloğun önemini bir kez daha oturumlarımızda hatırlattık. Forumumuz içerik bakımından da çok zengindi. Eğitimin dönüştürücü gücünden, bilim ve yapay zekanın diplomasiye yansımalarına, enerji güvenliğinden dijital rekabete kadar yalnızca devletlerin değil, insanlığın ortak ufkuna hitap eden konuları detaylı katılımcılar, panelistler masaya yatırdılar. Yükselen korumacılık dalgası karşısında küreselleşmenin geleceği, çok kutupluluk çağında yeni ortaklıkların bölgesel sahiplenme marifetiyle nasıl şekillenebileceğini konuştuk. Küresel güvenlik mimarisini nasıl daha kapsayıcı hale getirebileceğini ele aldık. Gazze ve Suriye'ye dair oturumlarda adaletin ve insan onurunu yeniden teslimine yönelik arayışlar ön plana çıktı. Cuma gününü, neredeyse bir tam günümüzü Filistin meselesine ayırdık. Bölgemizdeki acıları dindirmek için diplomasinin gücüne inancımızı yineledik. Afrika'nın yükselen jeopolitik rolünü forum boyunca ayrı bir dikkatle ele aldık" ifadelerini kullandı.

Bölgesel sahiplenme ve iş birliğini temel alan diplomasi

Türkiye olarak küresel düzeyde yaşanan kutuplaşma karşısında bölgesel sahiplenmeyi ve iş birliğini temel alan bir diplomasi anlayışını savunmaya devam ettiklerini söyleyen Bakan Fidan, “Bu çerçevede Filistin'de akan kanın durması için gayretlerimize son hızla devam edeceğiz. İsrail'in uyguladığı soykırım karşısında Filistinlilerin sesi olmaya kararlıyız. Suriye'nin güvenliği ve istikrarına yönelik tehditlere karşı mücadeleyi sürdüreceğiz. Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın yeniden tesisine yönelik tüm yapıcı çabaların içinde yer almaya devam edeceğiz. Ayrılmaz bir parçası olduğumuz Avrupa güvenlik mimarisinin yeniden şekillenmesinde aktif rol oynamayı sürdüreceğiz. Avrupa Birliği'nin de aynı stratejik öngörü ve vizyonla hareket edeceğine inanıyoruz. Türkiye olarak dış politikamızı daha coğrafi sınırlar içinde tanımlamıyor, iş birliğimizi çeşitlendiriyor, dostluk köprülerimizi çoğaltıyoruz. Ortak fayda ve karşılıklı saygı temelinde küresel etkileşimimizi derinleştiriyoruz. Bölgesel refah ve kalkınma projelerine imza atıyoruz. Kritik konularda güven inşa ederek tarafları birbirine yaklaştırmaya ve ara buluculuk rolü üstlenmeye devam ediyoruz. Netice itibarıyla tüm bu çalışmalarımızı Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlere işaret ettiği hedef doğrultusunda ve siyasi iradenin gücüyle kararlılıkla ilerletiyoruz" dedi.

Erdoğan-Trump görüşmesi

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Hakan Fidan, Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşecek görüşmeye ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Şu anda kesinleşen bir husus yok. Bu konularda çalışmalarımız devam ediyor. Görüşme Türkiye'de mi, Amerika'da mı olacak? Ne zaman olacak? Bunlar halihazırda bakanlıklarımız arasında çalışması devam eden konular."

"Suriye'deki görüşmeler devam ediyor"

Suriye'deki çatışmalarla ilgili yöneltilen soruları yanıtlayan Fidan, “Daha önce de ifade ettiğimiz gibi bizim Suriye'deki 1 numaralı önceliğimiz istikrar ve güvenliğin teminidir. Gerek Suriye'nin içindeki gerek dışındaki aktörlerin bütün ihtimamı, özeni göstermesi gerekiyor. Her türlü provokasyondan kaçınmalıyız. Türkiye'nin Suriye'deki güvenlik ihtiyacına yaptığı katkının boyutları bellidir. İsrail'in uzun zamandır Suriye içinde yürüttüğü operasyonların aslında çok fazla istikrara değil, istikrarsızlığa hizmet ettiği de ortada. Bununla birlikte Suriye'de tarafların İsrail olsun, Amerikalı olsun, Türkiye, Rusya hiçbir şekilde karşı karşıya gelmemesi için teknik düzeyde, askeri düzeyde özellikle hava çatışmasızlık kurallarının belirlenmesi gerekmekte. Bu çerçevede yürüyen görüşmeler var, bir kazaya meydan vermemesi için. Bunlar yeri geldikçe zaten kamuoyuyla paylaşılıyor. Amacımız bölgede faaliyet gösteren özellikle savaş uçaklarının, hava araçlarının, belli ateş vasıtalarının bir kazaya meydan vermemesi. Yani çatışmasızlıkla ilgili, çatışmayı önlemeyle alakalı mekanizma kurma çalışmaları, görüşmeleri devam ediyor. Arazide bulunan bütün ülkelerin birbiriyle yaptıkları teknik, askeri düzeydeki görüşme ve düzenlemelerdir. Bunlar Rus, Amerikalı, Türk, İsrail'i bütün o bölgede, Ürdünlü, silahlı unsur, özellikle hava aracı bulundurma durumunda olan ülkelerin birbirleriyle yaptığı teknik düzenleme bu çalışmalar devam edecek" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye’yi ziyaret edip etmeyeceğine yönelik soru üzerine Dışişleri Bakanı Fidan, “Cumhurbaşkanımızın genel itibarıyla böyle bir niyeti mevcut. Biz uygun şartlar, tarih ve zemin üzerinde çalışıyoruz. Bu gerçekleştiği zaman kendileri de Suriye'yi ziyaret etmek istiyorlar" ifadelerini kullandı.

"Rusya-Ukrayna barışı için her zaman kapımız açık"

Rusya ve Ukrayna savaş müzakereleri ve Türkiye'nin barış konusundaki çalışmalarına ilişkin soruya cevap veren Fidan, şöyle konuştu:

"Biliyorsunuz Cumhurbaşkanımız barışa yönelik katkının her türlüsünü vermek konusunda çok ciddi iradeye sahip. Hem Dışişleri Bakanlığı hem diğer ilgili kurumlarımızla beraber Ukrayna ve Rusya arasındaki yürüyen bu savaşı nasıl durdururuz? Taraflarla müzakereleri daha kolay hale nasıl getirebiliriz? Bu sadece Türkiye'nin değil, dünyanın bir problemi. Dolayısıyla birçok aktör işin içerisinde ama Türkiye'nin ender rastlanan özellikleri var. Her iki tarafla yürütebildiği ilişki ve ilişkinin niteliğinden dolayı, bunları da tabii ki barışa katkı amaçlı biz kullanmak istiyoruz. 10 Nisan'da bir araya geldiler. Daha önce iki defa daha bir araya gelmişlerdi. Rus ve Amerikalı diplomatlar, amaçları kendi aralarındaki belli alanlarda dondurulan, tam dondurulan değil, geçtiğimiz 5-6 sene içerisinde dondurulan bazı alanların yeniden açılması, bazı konsoloslukla ilgili faaliyetler nasıl başlatılabilir, ona ilişkin görüşmeleri yapıyorlar. Diğer taraftan kapsamlı barış görüşmelerine ilişkin yani somut ev sahipliği yapmaktan zaman zaman önemli girdi yapmaya kadar çok fazla faaliyetin içerisinde yer alıyoruz. Taraflar tabii ki Türkiye'de bir araya gelmek isterlerse her zaman için kapımız açık. Yeter ki barış olsun"

10 Manşette Bugün' | 14 Nisan 2025 10 Manşette Bugün' | 14 Nisan 2025

İsrail'in soykırımına herkesin itirazı var

İsrail'in Gazze'deki katliamına ilişkin de çok sayıda soru yöneltilen Bakan Hakan Fidan, “Bütün görüşmelerde herkesin açıkçası İsrail'in bu yaptığı soykırıma değişen derecelerde itirazı var. Kimisi açıktan söyleyebiliyor, kimisi kapalı kapılar ardında söyleyebiliyor, kimisi Birleşmiş Milletler'de yapılan geçen seneki oylamada olduğu gibi 156 devlet el kaldırarak söylüyor ama sonuçta büyük bir itiraz var. Şimdi temel sorun şu, dünyanın neredeyse tamamına yakınının hemfikir olduğu bir konu ama durdurulamıyor. İşte dünyanın karşı karşıya olduğu meşruiyet krizi, sistem krizi tam da burada kendini gösteriyor. Onun için başından beri Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği, 'Dünya beşten büyüktür' ve 'Dünyanın yeni bir adil düzene ihtiyacı var' eleştirisi burada kendisini gösteriyor. An itibarıyla muhatap olduğumuz bütün arkadaşlar şunda hemfikirler; İsrail üzerinde yani savaş dışında bir etki alanı kullanarak, güç kullanacak, etki kullanacak tek ülke Amerika Birleşik Devletleri'dir. Şu ana kadar özellikle Biden döneminde başlayan politikalarla mevcut soykırımın devam etmesi Amerikan desteğiyle mümkün olmuştur. Sayın Trump iktidara gelirken yaptığı girişimle bir ateşkes sağlanmasına vesile olmuştur ve beklentimiz şu anda başkanlık ofisindeyken kalıcı barışın sağlanmasına yönelik de adımların atılması. Bütün diplomatik çevreler şunda hemfikir; Amerika'daki yeni yönetimin bu konuda daha fazla bilgilendirilmesi, devam eden bu savaşın risklerinin daha fazla anlatılması gerekiyor" dedi.

Suriye'de ABD-Türkiye ilişkileri

ABD-Türkiye ilişkileri çerçevesinde özellikle İsrail tehdidi bağlamında Suriye'de güvenliği değerlendiren Bakan Fidan, şunları söyledi:

“Amerika'nın yeni yönetimiyle görüşmelerimiz devam etmekte. Giderek daha da artan bir tempoyla, biliyorsunuz Amerika'nın da Türkiye gibi 360 derece bir dış politika meşguliyet alanı var. Yeni gelen yönetim bir taraftan yeni atamaları yapmakla dosyaları devraldıkça bir kendi perspektifinden yeni politika geliştirmekle meşgul. Bu dönemde açıkçası Suriye ile ilgili belli politik tercihlerin netleşmesi sürecinde biz gerekli görüşmelerde bulunduk, bulunmaya devam ediyoruz. Bu noktada daha önceki dönemden başlayan süreçlerimiz var, mekanizmalarımız var ve bunlara ilaveten de yeni yönetimle yürüyen çalışmalarımız var. Bizim amacımız yeni yönetimin özellikle yapıcı olan yaklaşımlarına ne türden katkı verebiliriz. Türkiye'nin milli güvenlik öncelikleri, pozisyonları çok nettir, bellidir. Yani bunu sayısız kereler kamuoyunda paylaştık, paylaşmaya da devam edeceğiz. Bu bilinen konular yani terörle mücadele başta olmak üzere, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliği başta olmak üzere PKK'nın işgalinin sona ermesi, silahsızlandırılması vesaire gibi birçok konuda net tavırlarımız var. Bu konuyu bölgede mevcudiyeti bulunan Amerikan varlığıyla yeni yönetim döneminde nasıl götürebiliriz, buna ilişkin de çalışmalarımız devam ediyor. Sadece bu Türkiye'nin sorunu değil biliyorsunuz. Suriye'de ne olacağı meselesi? Suriye'ye hem komşu hem mücadelesinde bulunan diğer ülkeleri de çok yakından ilgilendiren bir konu. Çok paydaşlı bir konu, dolayısıyla diğer paydaş ülkeleri de tartışmaya katarak konuyu ilerletiyoruz, olumlu gidiyor diyebilirim."

Kaynak: Haber Merkezi-DHA