Dünya tarihinde yaratıldıkları günden itibaren insanoğlunun başına bela olmakla adını tarihe yazdıran, kendilerine en çok peygamber gönderilen kavim olup, kendi peygamberlerini öldürecek kadar ileriye giderek bir türlü iflah olmayan lanetlenmiş İsrailoğulları, yani bugün de dünyadaki Müslümanlara kan kusturan Siyonistler…

Evet bugünkü yazımda, Siyonistlere Allah için baş kaldıran, dünyaya geldikleri coğrafyanın makus tarihini yaşayarak, var oluşundan bu zamana kadar o toprakların imtihanı ile imtihan olan, inandıkları değerler uğruna ‘’bir ölür bin diriliriz’’ düsturu ile hareket ederek, ölümü adete bir bayram sevinci ile karşılayan Filistinli liderleri, mülteci kampında dünyaya gelmiş ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için nefislerini ayaklar altına almış olan o liderlerin kısaca hayat hikayelerini sizlerle paylaşarak tanıyalım istedim.

1947’de Hitlerin zulmünden kaçıp kendilerine sığınan Yahudileri himayelerine aldıkları günden sonra, mülteci olarak sığınanların, sığındıkları toprakların sahiplerini kendi vatanlarında nasıl mülteciye dönüştürdüklerini de öğrenmiş olalım.

Abdülaziz el-Rantisi, 23 Ekim 1947’de Yafa yakınlarındaki günümüzde İsrail sınırlarında olan Yibna köyünde dünyaya gelmişti. Zengin bir ailenin çocuğu olan Rantisi, 1948 Arap-İsrail Savaşı sebebiyle henüz 6 aylık bir bebek iken ailesi ile birlikte Gazze’de Han Yunus Mülteci Kampına yerleşmek zorunda kaldı. Rantisi 9 yaşındayken 1956’da dayısı Han Yunus’ta İsrail askerleri tarafından öldürüldü. Başarılı bir öğrenci olan Rantisi, Mısır’da İskenderiye Üniversitesi’nde tıp eğitimi alarak pediatri uzmanı oldu.

Rantisi, 1987’de İslami Direniş Hareketi olarak bilinen Hamas’ın kurucuları arasında yer alarak, Hamas’ın manevi lideri Şeyh Ahmed Yasin’in İsrail tarafından şehit edilmesi üzerine hareketin Gazze’deki liderliğine getirildi.

İsrail ve Filistin yönetimi tarafından birçok kez tutuklanarak hapis hayatına mahkum bırakılan Rantisi, İsrail tarafından 1992’de Güney Lübnan’a sürüldü ve bir yıl sonra geri döndü.

EL-Rantisi, Gazze’deki mülteci kamplarının zor koşulları altında büyüyerek dayanıklılığı ve direnişi simgeleyen bir öncü haline geldi. Filistin davası için verdiği mücadele ve liderlik, onu bu mücadelenin önemli şahsiyetlerinden biri yapmıştır.

Rantisi, 17 Nisan 2004’te İsrail tarafından düzenlenen bir hava saldırısı sonucu şehit oldu.

İslami Direniş Hareketi Hamas’ın kurucularından ve lideri  olarak tanınan bir diğer isim Halid Meşal, Batı Şeria’da Ramallah’ın kuzeyindeki Silvad köyünde doğdu. 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda İsrail’in Batı Şeria’yı işgal etmesinden sonra ailesiyle beraber Kuveyt’e göç etti. Mühendislik eğitimini tamamladıktan sonra siyasi hayatına Filistin davasını savunarak başladı.

İsrail istihbaratı tarafından hedef tahtasına konularak kendisine uygulanan pek çok suikast girişimlerinden sağ kurtulmuştur. Aktivizmi nedeniyle Ürdün, Katar gibi çeşitli Arap ülkelerinde sürgün hayatı yaşayan Meşal, Hamas’ın siyasi lideri olarak hareketin stratejik kararlarını yönlendirmiştir.

Pek çok kez uluslararası arenada Filistin davasını savunarak hem diplomatik hem de askeri yollarla davasını sürdürmeye devam eden, Filistin meselesinin dünya gündeminde kalmasında en büyük katkısı olan lider Halid Meşal, Filistin-İsrail çatışmasının sembolik isimlerinden biridir. Hem destekçileri, hem de karşıtları tarafından güçlü bir lider olarak görüldüğü de bir gerçektir.

Filistin Ulusal Hareketi’nin önde gelen liderlerinden bir diğer isim ise İsmail Haniye, 29 Ocak 1963’te Gazze Şeridi’ndeki Elşati Mülteci Kampında dünyaya geldi. Gazze İslam Üniversite’sinde Arap Edebiyatı ve Eğitim alanında lisans eğitimi aldı.

Haniye, 1987’de kurulan Hamas’ın erken dönem üyelerindendir. Bir yıl sonra 1988’de İsrail tarafından tutuklanıp 6 ay boyunca gözaltında tutulmuştur. 1992’de Lübnan’a sürgün edilmiş, 1993’de geri dönmüştür.

Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’in danışmanlığını yapmış ve 2004’te Yasin’in şehit edilmesinden sonra Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki liderlerinden biri olmakla beraber, 2006’da yapılan parlamento seçimlerinde Hamas’ın zaferinin ardından Filistin Başbakanı olarak göreve başlamıştır.

Haniye, 2007’de Fatah ile Hamas arasında çıkan çatışmalar sonucu Gazze Şeridi’nde Hamas yönetimin güçlenmesinde, Hamas’ın Gazze’deki yönetiminde baş rol oynadı.

İsmail Haniye, Arap ve Müslüman dünyasında, özellikle Katar ve Türkiye olmak üzere ilişkilerini güçlendirerek diplomatik desteğini artırıp 2017’de Hamas’ın siyasi büro şefi seçilerek, uluslararası arenada Hamas’ı temsil etmeye devam etti.

Haniye, mülteci kampında yetiştiği için köklerine bağlılığı ile bilinir ve sade bir yaşam tarzı olduğu söylenir. Filistin davasına bağlılığı ve liderlik yetenekleri, onun bölgede ve uluslararası düzeyde tanınan bir isim olmasını sağlamıştır.

Hepinizin malumu, geçtiğimiz günlerde İran’ın diplomatik davetine icabet ederek, belki de en büyük hatasını yapmış, davete icabet ettiği gün alçakça bir suikastle şehadete ermişti.

Bizler, 7 Ekim’den bu yana oluk oluk akan kanda kendi canı, kendi kanı bulunan İsmail Haniye’nin mücadelesine şahit olduk, bu vesile ile Allah ’da şehadetini kabul buyursun.

Gelelim son gündemde kendisinden oldukça söz ettiren, Hamas içindeki etkili konumu ile dikkat çeken ve Şehit Haniye’nin yerine getirilen isim Yahya Sinvar…

Sinvar, 1962’de Mısır yönetimindeki Gazze Şeridi’nde bulunan Han Yunus mülteci kampında dünyaya geldi. 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında ailesi Mecdel Askalan’dan (Aşkelon) sürülmüştü. Fakir bir ailenin çocuğu olan Sinvar, henüz öğrenci iken Filistin davasına katılmaya başlamıştı. Eğitimini Gazze İslam Üniversitesi’nde tamamladı ve burada Arapça Çalışmaları alanında lisans derecesi aldı.

Hamas’ın kurucuları arasında yer alan Sinvar, gelişmiş örgütsel becerileri ile Hamas’ın askeri kanadında etkin bir rol oynamıştır.

Sinvar, 1988’de İsrail tarafından tutuklanarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yaklaşık 23 yıl cezaevi hayatı yaşayan Sinvar, İsrailli asker Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında düzenlenen mahkum takasında serbest bırakılmıştır. Silvar’ın Hamas içerisindeki etkisi oldukça fazladır.

2017’de Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri olarak seçildi. Hamas’ın askeri ve siyasi kanadında önemli reformlar gerçekleştirerek hem askeri operasyonlar hem de diplomatik açılımlarla stratejik kararlar aldı.

Hamas’ın askeri operasyonlarında liderlik yapmış, Gazze’deki ana karar alıcılarından biri olarak siyasi pozisyonunu güçlendirmiştir.

Filistinliler tarafından direniş lideri ve halk kahramanı olarak görülen Yahya Sinvar, İsrail ve Batı tarafından terörist olarak kabul edilmektedir.

Pratik ve stratejik karar alma yönüyle tanınan Sinvar’ın hayatı, Filistin-İsrail çatışması çerçevesinde, İzzettin Kassam Tugayları’nın askeri ve siyasi arenasında geçmiştir.

O, hem direnişin sembolü, hem de Gazze’deki politikaların şekillendirilmesinde her zaman kritik bir rol oynamıştır.

Baş koyduğu bu dava uğruna iki çocuğunu, eşini ve birçok yakınlarını da kaybeden Sinvar’ın getirildiği vazifede kendisine Allah’ın nusretini diliyoruz.

Gittikleri her yerde katliamın öncüsü olan lanetli kavmin, tekrar bir Yahudi devleti kurma hayali ile yaklaşık iki bin yıl bekleyerek 1947 yılında sığındıkları Filistin topraklarında, hiç vakit kaybetmeden İsrail’i kurmuş olması, ta en başından itibaren Hitlerin katliamını da içine alan bu sürecin plan dahilinde olduğunu, feraset sahibi her insanın anlaması hiçte zor değil.

Yazıda paylaştığım gibi direniş hareketinin lideri olan bu insanların, Yahudilerin mülteci olarak topraklarına ayak basmasının bir yıl sonrasında, kendi ailelerinin mülteci durumuna düşmesi, aslında tüm gerçekleri gözler önüne seriyor.

Filistin topraklarının İsrail işgaline karşı direnişi savunarak İslami prensipler doğrultusunda bir yönetim kurmayı amaçlayan İslami Direniş Hareketi Hamas’ı, Müslümanların ilk kıblesine sahip çıkması ve bu uğurda canlarını feda etmesi yolunda yalnız bırakan tüm Müslümanların üzerinde hakkı vardır ve duyarsız kalan herkesin hicap duyması gerekir.

Selam ve dua ile…