Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) beklentileri aşarak politika faizini 500 baz puan artırıp yüzde 40’a getirdi.
Halihazırda piyasa faizi aylık vadeli taleplerinde yüzde 42’lerde seyrederken üç aylık taleplerde yüzde 50’lere yakın bir oranda açılmaya başladı.
Yapılan bu faiz artışı, beklentileri tamamıyla değiştirdi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in "Hedef enflasyona göre maaş zammı yapacağız." söylemi 2024 yılı asgari ücreti başta olmak üzere maaşlara yansırsa Merkez Bankası beklentisine dayanarak yüzde 36 zam yapılacağı anlamına geliyor.
Bu durumda yüzde 40 faiz ile ya maaşlara verilecek zamda beklenen enflasyondan vazgeçildiği anlamına gelen bir oran verecekler ki yüzde 40’lardan azı konuşulmuyor şu anda...
Ya da enflasyon hedefini şimdiden sündürerek 2024’ün beklentisini yüzde 36’nın çok çok üstüne konumlandıracaklar.
Bu da Merkez Bankası’nın itibarını büyük ölçüde olumsuz etkileyecek bir durum olacak.
Ama hem hedef enflasyona göre maaş zammı yapıp hem de faizi yükselttiyse bunun tek açıklaması TL mevduatı güçlendirerek Kur Korumalı Mevduattan çıkışı hızlandırmak şeklinde olacaktır.
Böyle bir senaryo, ekonomiyi zor bir duruma soksa da Mehmet Şimşek’in pansuman tedbirler yerine daha sert duruşla ekonomiyi adam etmeyi kendisine hedef edindiğini söyleyebiliriz.
Daha önce göreve geldiğinde yakın çevresine “Bu işi iki yılda çözeriz.” dediğini işitmiştim.
Eğer sert bir KKM çıkış stratejisi izlerse bu sefer yatırımlar epey düşecek ve vadeli mevduata olan talepte patlama olacaktır.
Bu da işsizlik sorununun artması demek ki bizzat kendi ağzından istihdamdan taviz vermeden büyümeye çalışılacağını söylemişti.
Ama teknik olarak bu pek mümkün görünmüyor.
Şu anki tabloya bakarak bundan sonrasında olacaklar az çok şu şekilde gerçekleşecek gibi görülüyor.
Seçim ekonomisi uygulanmayacaksa ekonomide başarı elde etme ihtimâli olabilir.
Yalnız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğal gaz yardımını Mayıs 2024’e uzatmış olması bu konuda bütçede esneme olacağının sinyallerini veriyor.
Bu da demek oluyor ki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında seçim pazarlığı geçecek.
Bu süreçte direkt AK Parti seçmenini memnun edecek politikalara kaynak ayırılacağı ve bunun karşılığında da yatırım programlarının bazılarından vazgeçileceğini düşünüyorum.
2024 Bütçenin Meclis Komisyonlarında görüşüldüğü şu günlerde bakanlıklara tahsis edilmesi planlanan bütçelerin Meclis’te onaylandıktan sonra yeni yılla birlikte farklı alanlara doğru kaydırılma ihtimâli epey yüksek görülüyor.
Aksi takdirde piyasaya daha fazla TL verecek tercihlerin seçilmesi yüzde 40 politika faizini ve yüzde 70’e yaklaşan enflasyonu daha da kötü bir hâle getirecektir.
Bu durumda 8500 puan direnç noktasında bekleyen Borsa’nın hemen çözülmeyeceğini en azından Şubat ayına kadar kademeli hareket edeceğini öngörebiliriz.
Vadeli mevduata yatırım yapanlarda ise durum biraz daha değişik olabilir.
Yılsonu enflasyon oranını görmeden bankaların serbest piyasa faizi netleşmeyecektir.
Bu da bir süre paranın TL’de kalarak ne dövize ne altına ne borsa ne de vadeli mevduata geçmeyeceği bir iklim yaratacaktır.
Bu vakitten sonra yapılacak çok az şey var.
Ocak PPK toplantısında çıkacak kararın öncüsü asgari ücret zammı olacak gibi görülüyor.
Merkez Bankası’nın itibar topladığı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de yurtdışıdaki yatırımcıların dikkatini çekmeye başladığı düşüncesi bende daha da güçleniyor.
Makro ekonomi yavaş yavaş rayına girmeye çalışıyor.
Her ne kadar kaybedecek zamanımız olmasa da...
Mikro yani vatandaş ve şirket ekonomileri ise giderek daha da zorlanacak gibi görünüyor.
İşsizlik artışlarına hazırlanmak yerine iktidarın yeni iş alanları açmaktan başka çaresi yok.
Peki yeni anayasa gündemi ile günü geçirme çabalarından buralara sizce nasıl gelinecek?
Doğrusu bu sorunun cevabını ben de büyük bir heyecanla bulmayı bekliyorum.
Bulduğumda ilk sizlerin haberi olacak.
Benden söylemesi...