Siyasetin germediği, yormadığı aksine huzur ve barış adına umut verdiği günler yaşayan Politika Kasabasında kendi kendime, “Arkadaş bu Trump alem adam! Kuzey Amerika’ya çökecek. Al Capone duysa ayağa kalkıp elini öpecek!” diye söylenip yürürken, o, Kanada’yı eyalet, Trudeau’yu vali ilan etti; sonra Justin gitti…
***
Kasabalılar Siyaset Bulvarında, Millet Bahçesindeyken Saloona girip efkar dağıtayım dedim. Elimi uzatırken Saloonun kovboy kapısı iki yana açıldı. Dışarı çıkan Sırrı Süreyya, Millet Bahçesine doğru seslendi:
- Gelin gelin, atışma var!
Bulvarda, bahçede çatışmadan bıkmış, atışmaya meraklı kim varsa Saloona seğirtti. Hepsinden önce girip herkesi göreceğim bir yere konuşlandım. Az sonra Sırrı Süreyya elinde sazı ile ayağa kalkıp Pir Sultan pozu vererek Saloondakilere ünledi:
- Arkgadaşlar… Sessiz olun, size bir sürprizim var. Dünyadan, Türkiye’den liderleri ayarladım. Çevrimiçi toplayıp atıştıracağım!
Saloonda bir alkış tufanı koparken, Sırrı Süreyya bağırdı:
- Arkgadaşlar… Arkgadaşlar… Hele bi sessiz olun yav!
Herkes sustu. Büyük perdeye dünya ve Türkiye’den liderlerin görüntüsü yansıdı. Bu kez liderlere seslenen Sırrı Süreyya, “Arkgadaşlar hoş geldiniz. Şimdi size bir ayak vereceğim ona göre atışacaksınız” deyince liderler sazını eline aldı. O, “Ben…” diye devam ederken, Ahmet Eş-Şara verilen ayağı “ben” zannederek vurdu sazın teline:
Colani’ydim Ahmet adını aldım
Esat gitti Baydın karşımda buldum
Tıramp üniterde bak karar kıldım
Suriye’ye meftun Eş-Şara’yım ben
Sırrı Süreyya, sazını sallayarak çıkıştı:
- Yav Colani, sabırlı ol biraz…
O, ortalığı yatıştırmak isterken, bu kez Trump başladı sazını çalmaya ve türküsünü çığırarak atışmaya:
Gırönland’dan selam söylen anama
Bundan böyle bizim olsun Panama
Yeni bir eyalet müjde Kanada
Suriye’ye meftun Tıramp oldum ben
Artık ayak belli olmuş ve herkes ‘ben’ ayaklı dörtlükler döktürmeye başlamıştı. Sırrı Süreyya “De hayde…” teslimiyetindeyken sırayı Erdoğan aldı:
Tıramp seni işgal yolunda gördüm
Yanlıştasın Bibi kolunda gördüm
Bi’dur dünya sağı solunda gördüm
Ahilere meftun Erdoğan’ım ben
Ahmet Eş-Şara az önce yanlışlıkla girdiği söze bu kez doğrudan daldı:
Colani’yim duyun Suriye özgür
Buna tahammülsüz olanlar cazgır
Mülteciye derim ülkeye tez gir
Bundan kelli Ahmet Eş-Şara’yım ben
Kafası İmralı ile DEM Parti arasında gidip gelen Devlet Bahçeli aldı sazı ve sözü. Bakalım ne dedi?
Bahçeli bir evde oturuyorum
Herkesi Reis’e götürüyorum
İğne’yi Özgür’e batırıyorum
Devlet’im elbette Bahçeli’yim ben
Gözlüksüz haliyle iyice kabullenilmiş olan Özgür Özel, adının geçtiğini duyunca atıldı hemen:
Herkes birbirine bi’şeyler diyor
Emekli ve işçi aç kendin yiyor
Partide deliğe taşı kim koyor
Özgür’üm elbette çok Özel’im ben
Sakince oturan Ali Babacan herkesi selamladıktan sonra tımbırdatmaya başladı sazını:
Bilirsiniz dünya şahsımı tanır
Sorun birisine bakandır sanır
Adım bu alemde bi’yere konur
Derde deva Ali Babacan’ım ben
Herkes diyeceğini deyince Sırrı Süreyya başladı çalmaya, söylemeye:
Giderim demiştim sözümü tuttum
Adaya heyetle kosterle gittim
Pervin’le, Ahmet’le Meclis’e yettim
Sırrı Süreyya’yım ve Önder’im ben
Sonra ayağa kalkarak kitleyi dağıttı:
- Arkgadaşlar… Atışma bitmiştir! De hayde, herkes işine…