Nereden başlasam tam olarak bilemedim.
Gururunu yaşadığımız bir başarının sonuçları ile övünmekten mi, yoksa her alanda ve her zaman olduğu gibi bu başarıyı baltalamak isteyen, dine olan kin ve nefret söylemlerini insanların değerleri üzerinden alçakça saldırı haline getiren, insanlıktan nasibini alamamış zavallılardan mı başlasam bilemedim.
Birileri var ki asırlara tarih yazmış köklü bir ecdad ve medeniyetimizin hazımsızlığını hala yaşayan, ülkemiz ve vatanımız adına yaşanılan her güzel şeyin, her başarının ardında bir baltalama operasyonuna giren, yaşadıkları bu hazımsızlığın neticesinde edep ve ahlaktan yoksun, insanlığını unutup mahlukatın hiçbir sıfatına yakışmayan bir üslup ve tavır ile saldırı halinde hazır ol vaziyeti alan o kesim…
Evet, Türkiye’yi uluslararası platformlarda temsil eden, atıcılık alanında bir sporcu ve şampiyon olan Yusuf Dikeç’ten bahsediyorum. Gösterdiği başarılarla dikkat çeken, atıcılık sporunun yaygınlaşmasına ve genç nesillere ilham kaynağı olan başarılı bir sporcudur Yusuf Dikeç.
Hepinizin malumu geçtiğimiz günlerde Paris Olimpiyatlarında 10 metre havalı tabanca atışı ile Türkiye’nin alanında ilk ödül alınmış spor dalına adını yazdıran atıcımız Yusuf Dikeç’in, annesi ile sosyal medyada paylaşmış olduğu fotoğrafa yapılan iğrenç, ahlak ve insanlıktan yoksun yorumlardan bahsediyorum.
Eminim o anne rahibe kıyafeti ile poz verseydi ya da çıplak giyinmişlerden olsaydı Yusuf Dikeç göklere çıkarılırdı. Başarısı bir yana bir de aydınlığı ile konuşulurdu !
Lakin annesi Anadolu’nun Müslüman, belli ki evlatlarına hayatını feda eden, tam anlamıyla ‘’cennet anaların ayağı altındadır’’ hadisi şerifine mazhar olan bir ana olduğu için, İslam’a ve Müslümana karşı alerjisi olanlar hemen atlayıverdiler.
Güzel işlere imza atanların laik, modern, cumhuriyetçi, elinde kadeh bardakları ile poz veren bir anneye sahip olmaları daha da gururlandıracaktı onları.
Çünkü başarılı olanlar, asırlardır yıkmakla uğraştıkları ve nihayetinde de bir asırlık başarıya ulaştıkları insanlardan olmamalıydı. Bunu kabul etmek kolay mı ? Elbette değil !
Atalarının yıllarca uğraş verdiği ve örümcek ağı gibi kuşattıkları bu coğrafyada bir başarı söz konusu olacaksa bu onlar gibi olanlardan, onlara benzeyenlerden olmalıydı. Lakin bir gecede cahil topluluğuna dönüştürdükleri ve insanları, daha doğrusu Müslümanları aşağıladıkları zulüm asrı içerisinde imza attıkları hiçbir başarı olmamıştır. Bu da trajikomik bir durum ya neyse.
Kendilerince ‘’anne’’ ne anlama geliyor bilemiyoruz lakin, bizim inancımızda annelik kim ve nasıl olursa olsun son derce önemli bir yere sahiptir. İslam’da annelik sadece biyolojik bir süreç değil, aynı zamanda manevi bir yolculuktur. Annelere verilen değer, tolumun genel ahlak yapısını ve bireylerin karakter gelişimini etkileyen önemli bir faktördür.
Bizim kültürümüz, inancımız ve değerlerimiz anneliği sadece bir görev olarak değil, erdem ve kutsal bir sorumluluk olarak değerlendirir. Dolayısıyla Yusuf Dikeç’e bu iğrenç yorumları yapanlar karakterden yoksun kişilerdir.
Zira, bir insanın annesine, onu dünyaya getiren en kutsal varlığa laf atacak kadar aşağılık olanlar, elbette ‘’anne’’ kavramının ne anlama geldiğini biliyor, lakin temsil ettiği inanca olan düşmanlıklarından kin ve nefret kusarak Yusuf Dikeç üzerinden belli ki toplumu kışkırtmaya çalışıyorlar.
Toplumun temel yapı taşlarından biri olan, kutsallık, fedakarlık, sevgi ve şefkatle özdeşleştirilen, ailenin merkezinde yer alan ve çocuklarına eğitimi, ahlaki değerleri, kültürel mirası gelecek nesillere aktarma konusunda önemli rolü olan anne, her şeyin üstünde tutulur.
Bizim toplumumuzda bir kadın sırf anne olduğu için sosyal statüsü artar ve toplumda saygıya layık görülür.
Muhakkak diğer toplumlarda da annelik çok kutsaldır. Her ne olursa olsun seni dokuz ay bin bir zorluklarla karnında taşımış ve dünyaya getirmiş olan kadın saygının en büyüğünü hak ediyor.
Hiç kimse, kendi annesi de dahil olmak üzere bir başkasının kutsalına hakaret etme, aşağılama ve küçümseme gibi davranışlarda bulunma hakkına sahip değildir ve bence bu çirkin tavrı sergileyenler hakkında da gereği yapılmalıdır.
Yusuf Dikeç’in annesi ile olan fotoğrafına yönelik saldırı niteliğindeki nefret söylemi, tehdit ve aşağılama hiçbir şekilde kabul edilemez. Toplumda, özel hayata saygı göstermeyi bilmeyenler için bu tür davranışların kınanmakla kalmaması gerekir.
Yusuf Dikeç’i normalde tanımam. Olimpiyatlarda adından söz ettirene kadar da hakkında çok bir bilgiye sahip değildim, lakin bayrağımı temsil ettiği yerde gururla ülkemden bahsettiren kim olursa olsun, onu dünyaya getiren ananın değil elinden, ayaklarının altından öperim.
Selam ve dua ile…