Her insan bilmediği konunun cahili ve acemisidir. Herkesin her şeyi bilmesi de mümkün değildir. Bununla beraber insan beyni hem teoride hem de pratikte öğrenme ve adapte olabilme konusunda harikadır. Yeter ki bilmediğini fark etsin ve öğrenmeye hazır hissetsin.
Kadın-erkek ilişkileri de öğrenerek gelişir. Model alarak öğrenme şekline en güzel örneklerden biridir. Çocukluktan itibaren anne ve babamızın sergilediği ilişki modelini örnek alarak ilk ilişki temellerimizi atarız. Anne ve babamızın birbirlerine karşı sergilediği davranışları farkında olmadan benimseriz. Büyüdüğümüz ortamın ilişki dengeleri kendi ilişkilerimizi farkında olmadan etkiler.
Her birey bir ilişkiye veya evliliğe adım attığında, önce ailesinden aldığı daha sonra çevreden aldığı imajları ve tüm bunları geçirdiği kendi filtresi sonucu ilişki anlayışı geliştirir. Pratiğe dönüştürme fırsatı bulana kadar da tüm bu imajlar zihinde bilgi olarak kalır. Ne zamanki bir ilişkiye başlarsa pratiğe aktarma fırsatı da doğmuş olur.
İşte bu pratiğe aktarma ve ilişkiyi yapılandırma evresi özellikle genç çiftler için sancılı olabilmektedir. Farklı kültürlerden, çevreden ve zihinsel filtrelerden çıkıp gelen genç çiftler evliliğin ve ilişkinin "acemisi" olarak başlarlar. İlk defa bir erkeğin ve kadının eşi olmak, farklı kültürlerde büyümenin uyum zorlukları, ilk defa bir aile ve yuvanın sorumluluğunu almak ve evlenilen kişinin ailesine uyum göstermek kolay değildir. Özellikle yeni evli gençlerde bu uyum süreci aynı organ nakli sonrası vücudun yeni organa alışma evresi gibi sancılı olabilmektedir.
Cinsel hayatın uyumu, ailelere uyum, ortak yaşam alanında uyum, geleceğe dair beklentiler konusunda uyum derken genç çiftler stres faktörü oldukça yüksek bir dönemde kendilerini bulmaktadırlar. Bu sancılı uyum dönemini doğru yönetebilenler evliliklerinin temelini sağlam atmaktadır. Doğru yönetemeyen çiftler için de maalesef çatışma ve tartışmaların bol olduğu bir ortam oluşmaktadır. Bir de bunun üstüne olumsuz aile etkisi de eklenince kısa sürede boşanmalar başlamaktadır.
Binbir emek ve zahmetle kurulan yuvaların kısa sürede yıkılması çok üzücü değil mi?
Evlilik içinde çatışma ve tartışmaların olması doğaldır. Doğal olmayan, çatışma ve tartışma konularını çözüme ulaştıramamak ve hayat kalitesini düşürmektir.
Adım atılan yeni hayatın acemisi olarak hata yapmak normaldir. Hayat arkadaşınızı anlamak, kendinizi doğru ifade edebilmek kısaca ilişkinizin kalitesini arttırmak emek ister. Elinizden geleni yaptığınız halde bir şeyler yanlış gidiyorsa muhakkak bir uzmandan destek almalısınız. Evlilik hayatınızdaki huzur ve uyumun hiçbir maddi karşılığı yoktur.