Son dönemde ekranlara, gazete sayfalarına ve sosyal medya mecralarına sıkça yansıyan sahte gıdalara yönelik denetimler, operasyonlar Türkiye’nin bu alanda ne kadar vahim bir durumda olduğunu; kişi ve toplum sağlığının ne büyük bir tehditle karşı karşıya bulunduğunu gösterdi.

Yakın dönemde Ankara’daki operasyonlar

Taklit ve tağşiş ile üretim yapan firma sayısı artınca harekete geçen yetkililer ve ilgili kurumlar denetimlerini, operasyonlarını sıklaştırdı. Bazılarını hatırlatmak gerekirse;

  • 6 Haziran 2024: İvedik Organize Sanayi Bölgesinde operasyon yapılan firmada yaklaşık 300 ton civarında sahte gıda maddesi peynir, zeytin, süt ürünleri ve süt ürünlerinden mamül diğer malzemeler ele geçirildi…
  • 14 Haziran 2024: Ankara'da sahte gıda operasyonu: 35 milyon lira değerinde sahte gıda ele geçirildi
  • 19 Eylül 2024: Ankara'da, insan sağlığını tehdit eden ve etiket mevzuatına aykırı bal üretiminin yapıldığı fabrikaya düzenlenen operasyonda, 8 bin 150 ton glikoz, fruktoz ve şeker ile çeşitli markalara ait 100 bin bal etiketi ele geçirildi.
  • 2 Ekim 2024: Tarım ve Orman Bakanlığı, taklit ve tağşiş yapılan ürünleri ifşa etti. Birçok markanın ürünlerinde taklit ve tağşiş çıktı. Dana etinden eşek eti, kaşardan nişasta, pul biberden boya çıktı.
  • 3 Ekim 2024: Ankara’da iki farklı depo ile bir araçta yapılan aramalarda bin 680 litre etil alkol ile halk sağlını tehdit edebilecek nitelikte yabancı menşeili 14 bin adet gıda malzemesi ele geçirildi.

Bendevi Palandöken ve yapılması gereken

Bu tür operasyonların Türkiye geneli dökümü yapılsa raflarda, dolaplarda sağlıklı gıda kalmayacak sanki.

Bu duruma dikkat çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in değerlendirmesi çok çarpıcı ve düşündürücü:

- OECD raporuna göre, Türkiye Çin`den sonra dünyada en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler arasında maalesef ikinci sırada yer alıyor.

Bendevi Palandöken çözümü, “Sahte üretim yapan ve satan firmalar denetlenip teşhir edilmeli ki vatandaşlar alışverişlerini buralardan değil, işini düzgün yapan esnaftan yapsın” diye gösterirken, bu yöndeki denetimler ve operasyonlar artırıldı.

Eğer bu yapılmasa işini düzgün yapan dürüst üretici ve esnaf ile ‘sahte’karlar arasında hiçbir fark kalmayacaktı.

Sahte ürün ve üreticilerin teşhiri başladı

Son operasyonun ardından sayısız sahte ürün ve ‘sahte’ mal üreten firma teşhir edildi.

Acı gerçeklerden biri şu: “Dana eti diye satılan at ve eşek etleri, glikoz karıştırılan ballar, bayat peynirleri eriterek yapılan peynir imalatı gibi hileler o kadar yaygınlaştı ki vatandaşlar farkında olmadan bu tatlara alıştı… Çocuklarımız köy tavuğunun, organik yumurtanın ve tereyağının tadını yadırgamaya başladı.”

Bu acı gerçeğin sonucu olarak, “Gıda sektöründeki hilekarlıklar milyarlarca liralık pazar büyüklüğüne ulaştı. Uzmanların araştırmalarına göre ülkemizdeki gıda sanayisinin yüzde 50’si kayıt dışı üretim yapıyor.”

Sahtekarların insanlara ve ülke ekonomisine verdiği zararlar öyle büyük ki;

  • Sahte ürünler hem sağlığımızı hiçe sayıyor…
  • Çift tırnaklı hayvan etine tek tırnaklı hayvan ürünleri karıştırılarak satılıyor.
  • Vatandaşın damak tadı bozuluyor…
  • Ve ülke ekonomisi büyük zarar görüyor…

Bakan Yumaklı’nın sözleri ve denetimler

Bunlar afaki olarak yazılıp söylenen ifadeler değil. Çünkü Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın ‘güvenilir gıdanın takibi’ konusunda uygulamaya konulan yeni sistemin devreye gireceğini (girdiğini) duyurmasıyla birlikte denetim ve operasyonlar başladı ve acı gerçekler ortaya çıktı.

Son operasyonun ardından Tarım ve Orman Bakanlığı, taklit ve tağşiş yapılan ürünleri ifşa etti. Birçok markanın ürünlerinde taklit ve tağşiş çıktı. Görüldü ki; dana etinde eşek eti, kaşarda nişasta, pul biberde boya vardı…

Uzmanların vatandaşa önerisi şöyle: “Çok ucuza satılan gıdalara, özellikle internet ve sanal medya üzerinden pazarlanan gıdalara dikkat edin.”

Vali Vasip Şahin: Mücadelemiz devam edecek

Ankara Valisi Vasip Şahin’in sözleri hem sahte gıda ile mücadele hem de dürüst üretici ve esnafın korunması bakımından çok önemli. Vali Şahin diyor ki:

“Biz vatandaşımızın marketten, bakkaldan ya da diğer yiyecek, içecek satan yerlerden alıp tükettiği mallardan emin olması için gayret ediyoruz. İyi niyetli olan üreticimizin tüccarımızın, esnafımızın sonuna kadar yanındayız. Vatandaşın sağlığına, vatandaşın sıhhatine, çocukların, yaşlıların, hastaların sağlıklı gıda tüketimi ihtiyacını istismar ederek onlara zararlı üretimleri satmaya çalışan ve bunları üretenlerle mücadelemiz de sonuna kadar devam edecektir.”