Gündemimizin değişmesini isterdik elbette…
Mesela haftalardır şahit olduğumuz insanlık dramını değil de, yaklaşan yerel seçimler üzerine yazı yazmak ve siyasetin ikiyüzlülüğünden bahsetmek isterdim mesela…
Sesi arşı titreten anne-babaları, henüz terörün ve savaşın ne demek olduğunu bile bilmeyen çocukları, bazılarının daha adım atmayı, konuşmayı öğrenememişken bu dünyaya acı vedalarını, hele bazıları var ki anne karnından dünyaya gözlerini açmasına bile müsaade edilmemiş yavruların, canların katlini yazmak istemezdim elbette…
Ama öyle kirli bir dünya içindeyiz ki; bu lanetli kavim yaratıldığı günden beri insanlığın başına en büyük musibet olma özelliğini taşıdığı için, bu kabil soyu lanet kavim her devirde mazluma zulmettiği için keşke bu çağa denk gelmeseydim değil de, keşke bu dünyaya hiç gelmeseydim de bu kadar zulme şahit olmasaydım diyorum.
Tabi acziyetimle belki isyana götüren sözler sarfedebiliyorum, ancak dayanmıyor yürek bu feryada !
Sonra diyorum ki, bize bu merhamet tohumlarını eken, o merhametin sahibi, bizden kat be kat daha merhametli; vardır elbette bir bildiği, bir beklediği… ben bilemem; O alemlerin Rabbi bilir. Ve ancak böyle düşününce bir sükun sarıyor içimi.
Vardır bir mühleti Gayretullah’a dokunmanın…
Her türlü ahlak ve merhametten yoksun bir topluluktan bahsediyoruz.
Bunlar, hiçbir yasağı tanımadan hastaneleri, okulları, sivilleri ve özellikle çocukları hedef alarak uluslararası yasaklı bombalar ile insanlığa meydan okurcasına kıyıyorlar canlara. Bu durum karşısında insanlığını yitirmiş dünya liderleri film izler gibi, İsrail’in çektiği soykırım sahnelerine sesi çıkmadan şahit oluyor, ve öyle bir kesim var ki üstelik bundan da büyük bir zevk duyarak izliyor!
Dünyanın şahit olduğu belki de en büyük soykırımı yaşıyor şu anda Filistin halkı ve yıllardır ödüyor “etrafını mübarek kıldığımız” buyurulan emanete sahip çıkmanın bedelini…
7 Ekim’den bu yana Gazze’de son durumdan haber vereyim;
İsrail, Gazze Şeridi'ne 25 ton patlayıcıyla saldırdı, bunun yaklaşık 2 atom bombası gücüne eşdeğer olduğu ifade ediliyor.
12 binden fazla hava saldırısı düzenledi.
İsrail’in vurduğu 220 okuldan 60'ı hizmet dışı kaldı.
55 cami, 3 üniversite, 3 kilise büyük zarar gördü.
16 hastane, 32 sağlık ocağı, 27 ambulans ve 105 sağlık merkezi kullanılamaz hale geldi.
Saldırılar nedeniyle 40 bin konut tamamen yıkıldı; 220 bin konut ve 88 hükümet binası kullanılamaz hale geldi.
İsrail'in saldırıları nedeniyle 1 milyon 600 binden fazla Filistinli yerinden oldu.
Şehadete erenlerin sayısı 11 binin üzerinde…
Resmi verilere göre 2010 yılından bu yana Filistinli şehitlerin sayısı 121 bin 624’ün üzerinde ve maalesef hala Filistin halkı kayıp vermeye devam etmekte.
Gazze’de her gün yüzlerce çocuk parçalanmış bir şekilde canice katlediliyor, anne babaların feryatları yeri göğü inletiyor ve ateşkes için birilerinden izin bekleniyor. Hiçbir dönemde vicdan ve merhametten nasibini alamamış, Allah’ın laneti üzerine olan bu kavim tüm dünyayı elinde oynatıyor. Küçücük çocuklara, henüz doğmamış bebeklere dahi terörist diyerek öldürülmesini meşru gören bu lanetli kavime, bırakın İslam alemini, insanlık adına kimse çıkıp karşı duramıyor.
Ateşkes tasarısını veto eden BM’ye sesleniyorum: henüz dünyaya gözünü dahi açmamış o bebekler, daha adım atmayı öğrenememiş o masumlar nasıl bir terör suçu işlemiş olabilir ki böyle bir katli hak görüyorsunuz.
Kendi içimizdeki Siyonist sevicilere, Siyonist’i destekleyen sözde aktivistlere ve özellikle TBMM kürsüsünden Hamas’ı terörist olarak niteleyen siyasilere seslenmek istiyorum; nasıl bir akıl tutulması yaşıyorsunuz, insanlığınızı nasıl bir toprağa gömdünüz ki yok edilen hayatları meşrulaştırırcasına İsrail’e destek konuşmaları yapabiliyorsunuz.
Yıllardır toprakları işgal altında olan, her an Siyonistlerin zulmü ile burun buruna yaşam mücadelesi veren o insanlara nasıl terörist diyebilirsiniz? Yıllardır zulmeden İsrail saldırınca meşru müdafaa, toprakları işgal altında olan Hamas, zulme karşı ayaklandığı için mi terörist oluyor?
‘Barış’ kelimesi ile asla yan yana anılamayacak olan İsrail’e bu denli muhabbetiniz nedendir?
Promtera kilitlenmiş, birilerine hakaret ederek, devlet başkanını küçümser konuşmalar yapmaktan geçmiyor barışı tesis etmek! Bu bir akıl tutulmasıdır. Siyasi liderlerin Hamas’a terör örgütü demesi, bazılarının İsrail’i kınayamaması ve bazılarının sadece kınaması…
İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere, dünya liderlerinin bu zulme sessiz kalması, BM’de sürekli İsrail-Filistin konusunda mazlumların lehine sunulan tasarıların veto edilmesi, dünyanın geri kalanında tüm insanlık adına utanmaya yetecektir!