Tersine gidilerek Mersin'e varılmaz ki! Her topluluk layık olduğu gibi idare olunur. Tencere yuvarlanır, kapağını bulur. Biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek. Evet Evet, insanların çoğu hüsrandadır. Bunun istisnası şu: İman edenler, iyi-güzel-doğru işler yapanlar, sabredenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna.

Biz “inniküntüminezzalimin / Biz zalimlerden olduk” deyip, suçumuzu itiraf ettikten sonra haram edinimlerimizi sahiplerine iade etmeden, ahlaksız insanlardan uzaklaşıp, hakkı bize geçenlerle helalleşmeden kimseye saadet yok.

Aksine, gelecek günler geçen günleri aratacaktır. Zulm ile abad olunmaz. Haram para ile saadet olmaz. Haksız edinimlerle elde edilen servet, mal, mülk, makam, o her ne ise onlar için cehennemde yakıt olacak...

HDP’liler mi suçunu itiraf ediyor, FETÖ’cüler mi? Cemaat imamları mı itiraf ediyor, ötekiler, bizimkiler fark etmiyor zaten, kalpleri aynı olunca, dillerinin ikrarı da bir şeyi değiştirmiyor.
Öyle bir duruma düştük ki, zulmedenle zulme uğrayan aynı Şeytana hizmet ediyor. Şeytan onlarla “tavşana kaç, tazıya tut oyunu” oynuyor. Ademoğullarından intikamını böyle alıyor.
Çevrenizdekilere bakın, yedikleri, içtikleri, yaptıkları, söyledikleri aslından pek de birbirinden farklı değil. Siz bunları, İstanbul sözleşmesindeki oylamada, Lanzarotte oylamasında da tanımış olmalısınız. Dışarıda birbirlerini en sert bir şekilde eleştiren hatta kavga edenler, o konularda uysal koyunlara dönüşüyorlar. Kararlar oy birliği ile çıkıveriyor.
Sadece mecliste değil, Sivil Toplum dediğiniz örgütlerde de durum aynen.  hani o “5’li çete”de TOBB, TİSK, TEKS DİSK, Türk-İş birlikte değil miydi? Şimdilerde bizimkilerin de hep “birlikte hareket etme sözü verdikleri” Uluslararası sistem’in Türkiye’de fonladıkları zihniyet ikizi örgütler da aynı değil mi? İşaret aldıkları gün batıdan onlar önden yürüyor, ötekiler arkadan. Bunlar, aynı toplumun çocuklarının sağ-sol diye birbirine kırdıran çevrelerin yerli ve milli işbirlikçileri değil mi? Onların kanları ve gözyaşları, çalınan alınterleri üzerinden kendilerine iktidar ve servet üretenler bunlar değil mi?

Trump’ı, Biden’i hatırlayın. Şeytan’ın A ve B takımı.. Allah (cc) bazılarını bazılarının başına musallat ederek, onların elleri ile onları cezalandırıyor. Bugün dünyada en yaygın olan hadise bu. Ve Allah (cc) onları birbirine düşürerek mazlumlara fırsat veriyor, ama bakalım zulme uğrayan namuslu insanlar ve bu süreçte yanlışı görüp, tövbe edip yolundan dönenler birlik olup haksızlıklara karşı direnirlerse Allah onlara bir çıkış yolu gösterebilir.

Bunun şartı daha akıllı, daha bilgili ve düşünen, daha merhametli, daha dürüst ve daha cesur olmaktan geçiyor. İnatçılıktan vazgeçmemiz gerekiyor. Başkalarının gözünde çöp aramadan önce kendi gözümüzdeki merteği çıkartmamız gerekiyor.

Birilerinin yaptığı bize emsal olmamalı. “Sui misal misal olmaz”. Onların geçmişte bize yaptıklarını bugün biz onlara yaparak adalet sağlamış olmayız, onlara benzemiş oluruz. Suçun şahsiliğini unutmamamız gerekir. Babalar koruk yediklerinde oğullarının dişleri kamaşmaz.

TÜSİAD’çıları biliyoruz. Hala devletin vergi gelirlerinin %80’ini onlar veriyor. Bütün yabancı şirketlerin Türkiye’deki acentaları onlarda. “Boğazdaki aşiret” onlardan. “Soros’un çocukları” diye bugün parmak sağlayanlar, “Soros’un öteki çocukları”nı sanık sandalyesine oturtmaya çalışıyorlar. Dün aynı Soros’la kendileri masaya oturmamıştı sanki. Soros TESEV’i de fonluyordu. TESEV de bizimkiler de var Kılıçdaroğlu da, Osman Kavala da. Say-say bitmez, her kesimden birkaç isim var kurucular listesinde. Ya hu TESEV’deki Soros fonlarının takibini yapan komisyonun sekrateryasını Uçum yapmıyor mu idi?

Bakıyorum da bir Ekonomist “Ekonomik Kriz Derinleşirken İcra Dosyaları 22 Milyonu Aştı!” demiş. Ne yani bunu söylemek de mi suç oluyor. Bir kamuoyu araştırma şirketi toplumda mutluluk konusunu araştırmış, toplum kesiminin  %80’ini aşan kaygılı bir kesim var. Ekonomik açıdan yoksulluk endeksi %80lerde.. Herkes Devletin istatistik kurumunun verilerini mi esas alacak tek başına. Adil Şahidler olmamız, ölçüyü doğru tutmamız emredilmedi mi? Evet resmi piyasa endeksi de doğru değil, genel anlamda toplumda adalet terazisinin doğru tartmadığına ilişkin çok çok yüksek oranda bir kaygı ve endişe var. El-aleme nizam vermeden önce kendi memurunuzun işini doğru yapıp yapmadığına bakın.. DPT ne yapıyor, Sayıştay ne yapıyor, DDK ne yapıyor. Bakanlıkların teftiş kurulları ne yapıyor, MİT ne yapıyor, EGM ne yapıyor, HSK ne yapıyor?

Bakın, siyasetin bütün kanatlarında, genel olarak özgül ağırlığı yüksek, VIP-CIP statüsünde birilerinin talimatıyla toplum mühendisliğine soyunanlar, kiralık kalemler ve troller üzerinden toplumun algı algısını yönlendirmek için kendi ürettikleri artırılmış sanal gerçeklik ön kabullerine önce kendileri inanıyor ve birileri dini, siyasi ya da herhangi bir sebeple, bu tekrarlana tekrarlana, çiğnene çiğnene çürük sakıza dönen bu sloganların dışında başka bir gerçekten söz edince çılgına dönüyorlar. Bunlar kendilerinin yanlış, ötekilerin doğru bir şey yapabileceğine ihtimal vermiyorlar. Şuur altlarındaki suçluluk duygusunun sebep olduğu korkuları sanki akıllarını başlarından alıyor, mal, makam aşkına dönüşen tutkuları ve onları kaybetmek endişesinin sebep olduğu öfkeleri akıllarını dumura uğratıyor sanki. Evet, “insanların çoğu hüsrandadır”, iyiler kitapta “istisna” olarak sayılmıştır. Hem de takribi  1500 yıl öncesinde. Bu gün bizler, “imanı elde tutmanın zorlaştığı bir zaman”da yaşıyoruz.

Bu dünyada yaptıklarımızdan ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızda, söylediklerimizden ve söylemediklerimizden hesaba çekileceğimiz bir gün var. Allah (cc) bizden yaşadığımız zamana, mekana, olaylara ve şahıslara ilişkin adil şahidler olmamızı istiyor. Din ve devlet büyüklerimizi İlah ve Rab edinip onların her iş ve sözünü doğru kabul etmemizi emrediyor. Bir kavme ya da topluluğa olan düşmanlığımızın bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmemesini emrediyor ve Diyor ki, (Nisa 135) “EY İMAN EDENLER! KENDİNİZİN VEYA ANNE BABANIZIN VE AKRABANIZIN ALEYHİNE BİLE OLSA ADALETİ AYAKTA TUTUN, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup ADALETTEN AYRILMAYIN”.
İman edenleri görünce “İman ettik” deyip de, ötekilerle bir araya gelince onlardan olduğunu söyleyenleri Allah gördü, duydu.. Ve onların adı Münafıklar defterine yazıldı! Keşke onlar İman ettik demekle yakalarının bırakılıvermeyeceğini bilselerdi:(Ankebut2-3) “And olsun, biz kendilerinden öncekileri de denemişken, insanlar, "İnandık" deyince, denenmeden bırakılacaklarını mı sanırlar? Allah elbette doğruları ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır”.
Evet sağ’da, sol’da, liberal ya da Milliyetçi geçinen “İnsanlardan bir grup da vardır ki, gerçekte mü’min olmadıkları halde ‘Allah’a ve âhiret gününe iman ettik’ derler”. Birileri de vardır ki, “Onlara: ‘Şu mü’minlerin iman ettiği gibi siz de iman edin!’ dendiği zaman: ‘Şu aptal ve akılsızlar gibi mi iman edeceğiz?’ derler. Şunu bilin ki, asıl aptal ve akılsız olan kendileridir; fakat bunu da bilmezler”. Hani şu Müslümanlara Gerici, çağdışı filan diyenler takımdan birileri geldi aklıma. Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah, gizlediklerini de açığa vurduklarını da elbette bilmektedir..
(Al-i İmran 177)’de ne deniliyordu: “İmânı verip küfrü satın alanlar, kesinlikle Allah’a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Üstelik, onlar için acı verici bir azap vardır”.(Nisa 81)’de de deniyor ki “O münafıklara bir şey emrettiğin zaman: “Baş üstüne” diyorlar. Fakat senin yanından çıktıkları zaman içlerinde bir gürûh, senin söylediğinin tam tersi planlar kuruyorlar. Ama Allah onların karanlık planlarını bir bir kaydetmektedir. Şu halde sen onlara aldırış etme, Allah’a dayan. Kendisine dayanılıp güvenilecek vekil olarak Allah yeter”. Bunlara hemen inanmayın, Fasıkların sözlerine ve haberlerine hemencecik, araştırmadan kabul ya da reddetmeyelim.
Kur’an-ı Kerimde münafıklarla ilgili 201 ayet var. Menfaatları ve makamları uğruna dinlerini satanlar, dindarları ve mazlumları aldatanlar yok mu, Allah onları defalarca tehdit eder ve lanetler. Mesela (Tevbe 63)’de ne deniyordu: “ O münafıklar bilmez mi ki, kim Allah’a ve Rasûlü’ne karşı gelirse, hiç şüphesiz onun hakkı, içinde ebedî kalacağı cehennem ateşidir. En büyük rezillik işte budur”.
“İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım”. Onları yakacak ateşin bize dokunmaması için, haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmayalım. Hakkın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olalım inşallah! Unutmayalım ki, “Allah (cc) cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez” ve “Biz kendimizi değiştirmeden, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir”.

Selam ve dua ile.