Ramazan’ı toplumun büyük kesimi olarak “Bahçeli yaşıyor mu öldü mü”, “turpun büyüğü ne ola ki”, “İmamoğlu, Özel, Kılıçdaroğlu”, “CHP’ye kayyum atanacak mı, atanmayacak mı?” gibi konular üzerinden akıl yürüterek geçirdik. Tabi, Gazze bir yandan öte yandan İklim krizi gibi konular. Yolsuzluk, Adaletsizlik, dağılan aileler, uyuşturucu, İntihar, CoVID’in sebeb olduğu düşünülen Kalp ve Turbo kanser ölümleri de gündemdeydi. Sabit gündem Gazze ve buna ek Yemen, Ukrayna, ABD-AB ayrışması, Chemtrail, borsa, emekliye bayram ikramiyesi, döviz filan işte.
Görünen o ki kriz bayram sonrasına ertelendi. Bayram tatili 9 gün, yani önümüzdeki hafta sonuna kadar piyasalar kapalı olacak.. Bakalım o zamana kadar sokakların, piyasanın ateşi düşer mi? Böyle bir ülkede, böyle bir bölgede, böyle bir dünyada yaşıyor olmanın faturasını, olacak olanları Nisan ayında da, sonrasında da göreceğiz.. Korkarım, resulullahın, “bildiğimi bilseydiniz, çok ağlar az gülerdiniz” dediği günlere yaklaşıyoruz.
Halimiz ortada “ne ararsanız bulunur derde devadan, sadra şifa’dan gayrı” Kimse bulunduğu yerden geri adım atmaya niyetli değil. Geri adım atarlarsa kaybedecek çok şeyleri var. Angajmanları var. Birileri yatırım yapmış, onların beklentileri var. Ama ileri de gidemiyorlar.
CHP’nin bu süreçte kilit taşı Kılıçdaroğlu. Kendi açısında adam haklı. Özel ve İmamoğlu kongrede delege oyunu ile seçimi almışlar. Dolayısı ile eski delege sistemi ile kongre kararı almalarının bir kıymeti harbiyesi yok. Yapsalar da sonuç yine tartışmalı olacak.
Yani tek sorun diploma, yolsuzluk, terör değil, siyasi açıdan nitelikli bir dolandırıcılık var.
Yani olacak olan CHP’ye “kayyum atanması”, “delegelerin yeniden seçimi” ve “kongreye gidilmesi”, bu da Temmuz ayı demek.
Bu arada Ankara büyükşehir belediyesinde de bir takım sorunların çıkması sürpriz olmayacaktır. Tabi CHP’nin eli böğründe beklemeyecek. Önümüzdeki 9 gün herkes için önemli bir dönem olacak. AK Parti, CHP ve MHP’de durumun ne olacağını o zaman göreceğiz.
CHP’ye Kayyum atanacak olursa, kim olabilir konuşuluyor artık. Mesela, İlhan Kesici olabilir mi? Karayalçın ya da Hikmet Çetin, değilse kim? Şu kesin, sürecin sonundaki CHP eski CHP olmayacak.. CHP bölünecek. Bu arada şunu da görelim, ekonomik ve politik kriz, toplumsal gerilim sonunda halk siyasetten nefret eder hale geldi. Şu anda en büyük siyasi topluluk, bu siyasetten nefret edenlerden oluşuyor. Oranları %30’larda.
Partilerin içi kaynıyor. İdeolojik birliktelikten çok, menfaat birliği var. Her partide her kesimden birileri var. Hatta onların da kendi aralarında asimetrik ortaklıklar söz konusu. Tehdit ya da şantajla yapamayacakları şey yok bunların. Bir de bunlara yabancı ülkelerin istihbarat elemanlarını eklerseniz durum daha iyi anlaşılır. Ramazan da bizi terbiye edemedi. Herkes Ramazan boyunca ezberini tekrarladı durdu. O zaman bekleyelim şimdi, alınan ah’ların karşılığı çıksın aheste aheste.
Siyaset bugün gelinen noktada çözüm üretmiyor, sorun üretiyor. Riba’ya bulanmış ekonomi refah üretmiyor, yoksulluk üretiyor. Pusulasını şaşırmış akademi rehberlik etmiyor, ifsad ediyor, Mediası, STK’sı da öyle. Tam “GlobalReset çetesi geri adım atıyor” derken, gelen gideni aratacak gibi. Trump belası dünyayı kana bulayacak gibi. Adam Deccal’e oynuyor. Şeytan bütün esbabı cefasın toplayıp onunla birlikte geliyor.
İtiraf edelim ki, biz cahillerden ve zalimlerden olduk. Biz Allah’ın ipini bıraktık, Allah da bizim ipimizi bıraktı ve bugünlere geldik. “Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” diye bir söz var. Bizim dostumuz, müttefikimiz, stratejik ortağımız ABD olunca sonuçta iki yakamız bir araya gelmiyor. Fidan’ın ABD ziyaretinde karşılaştığı durum daha bir başlangıç. Arkası geliyor. Trump’un Turp’u onun heybesine sığmayacak kadar büyük.
Biz oy vermeyi bilmiyoruz. Doğru adam seçmiyoruz. Din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab ediniyoruz. “Lider” dedikleri Genel Başkanları partinin sahibi, ideoloğu, Tek Adamı, o herşey. Partililerin İdol’ü, her şey onun adına, onun için, onun gösterdiği yönde, gösterdiği hedefte olacak. Siyaset vekalet müessesidir, güven değil denetim müessesidir. Kendilerine silah, servet ve iktidar verilmesi diye yönetim erkleri kuvvetler ayrılığı çerçevesinde yasama, yürütme ve yargı diye bölünmüştür. Şimdi buna bir de uluslararası sistemin tayin ettiği bir çerçeve çizildi. Aslında gerçek hakim onlar oldu, siyaset ve bürokrasi onların kahyası, kayyum’u ya da taşeronu ve memuruna dönüştürüldü.
Bizim geleneğimizde, oy verilecek kişi, evinizin anahtarını kendilerine emanet etmekte sakınca görmeyeceğiniz kişilerdir. Sonuçta onlara evinizin değil, şehrinizin, ülkenin anahtarını emanet ediyorsunuz. Seçmen yaşına gelmiş gençlerin yarıdan fazlası siyasete ya ilgi duymuyor, ya da nefret ediyor. GlobalReset, TransHumanizm, İklim politikasına karşı çıkanları bugün CoVID sürecinden çok daha aktifler. Ve çok geniş, giderek artan, şehirli, okumuş bir taraftara sahipler. Kredi kartı kullanıcıları ve esnaf hacizlik oldu, Orta ölçekli esnaf can çekişiyor. Büyük işletmeler ise alacaklarını alamıyor, borcunu ödeyemiyor. Çok sürmez, büyük işletmelerde iflaslar arkası arkasına gelebilir. Gayrimenkul piyasasında krediler ödenemeyince icra yolu ile satış sonucu gayrimenkul fiyatlarında ciddi düşüşler yaşanabilir. Köylü ve tarım sektörü her an sokağa çıkabilir. Dağılan ailelerin yakın çevresi artık milyonlarla ifade ediliyor. İşsiz, emekli ya da asgari ücretle geçinenlerin hali yürekler acısı. Emekliye bayram ikramiye, 1 kilodan biraz fazla kuşbaşı parası. Bayram sonrası onu da alamayabilirler.
Dindarlar de, Liberaller, Laikler, her kesimden insanlar, solcu, sağcı, milliyetçi fark etmiyor herkes halinde şikayetçi. Adaletten şikayet etmeyen hemen hemen kimse yok gibi.. Uyuşturucu, kumar, fuhuş pandemisi yaşanıyor. Bu işler Milli bir afet haline geldi. Bu ahval ve şerait altında bir bayram idrak ediyoruz. Kadir gecesi İsrail Gazze’de yine bir katliam yaptı. Yine kınama mesajları. Gazze’ye destek için toplumun ilgisini canlı tutmak isteyen bir avuç gence karşı reva görülen uygulamalar dindar kesimin öfkesine sebeb oluyor. Aynı çevrelerin Chabat ve Agartha konusundaki talepleri ise dikkate alınmıyor. Ama uluslararası sistemle birlikte hareket etme konusundan bir taviz de verilmiyor.
ABD’deki Gazze’ye destek eylemlerine katılan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin vizeleri iptal edilmeye, gözaltına alınmaya başladılar, ama ABD’nin Gazze konusundaki açıklamaları ve bu uygulamalar konusunda ciddi bir adım da atılmıyor. Ülkemizdeki Amerikan üsleri, özellikle İncirlik üssündeki atom başlıkları ve İsrail’in güvenliği ve İsrail’in bölgedeki askeri operasyonları konusunda ülkemizdeki askeri üslerin verilerinin eş zamanlı olarak ABD üzerinden İsrail’e servis edildiği bilgileri bile inceleme konusu yapılmıyor.
Bu şekilde devam edilecek olursa korkarım gelecek günler geçen günleri aratabilir. Bugün gelinen noktada %30’luk kesim dağıtılmadan %20 oy alan parti yok. Ve giderek artarak bu kemik erimesi devam ediyor. Ekonomik, politik, sosyal kriz derinleşiyor. Aile krizi gençlik krizini de beraberinde getirdi. Her ikisi birden ciddi bir ahlaki krize sebeb oldu. Şiddet olayları artıyor. İntihar olayları artıyor, Psikososyal davranış bozukluklarında patlama yaşanıyor. Bunun sonucu Psikotrop ilaç tüketimi de aynı şekilde patlamış durumda. Bu kötü gidişi adliye sarayları, Cezaevleri, hastahaneler yaparak önleyemezsiniz. Gelmekte olan Din, Ahlak, Gelenek, Biyolojik cinsiyetinden bağımsız BİREY’lerden oluşan NesneNesil, ne din tanıyor, ne devlet. Evlenmiyor, çocuk da istemiyor.
Şimdi durup düşünmemiz gerek. Bu gidiş hayra alamet değil. Kaçtığımızı sandığımız şeye doğru, yokuş aşağı koşar gibi gidiyoruz. Bu gidiş bir toplu intihar girişimidir.
Böyle giderse, yakın gelecekte uyanıp acı gerçekle burun buruna geldiğimiz de, korkarım zaman çok geç olacak! Sahi, Patrik vekilinin Trump’ ziyaretindeki hezeyanlarını izlediniz mi? Ya da ABD’de Gazze lehine çalışmalar yaptı diye gözaltına alınan kızımızdan haberiniz var mı? Satanist papa İznik konsülü diye gelirken bir “Haçlı seferi” ne hazırlanıyor olabilir mi? Karay, Hazara fitnesi, Chabat ve Agartha rezaleti konusunda ne düşünüyorsunuz? Ramazan bitti, önümüzdeki hafta Adana’da Karnavalımız var Kültür Bakanlığının himayesinde, yerli ve milli bir karnaval! Durmuyorlar, devam ediyorlar.. Yerli ve milli bir Epstein cemaatı içeride de sokağa çıkmak için gün sayıyor.
NFK’nın dediği gibi “Haykırmak istiyorum kollarımı makas gibi açarak / Durun kalabalıklar, bu sokak çıkmaz sokak”. Bilmem derdimi anlatabildim mi? “Kalbi yok dilimin ondan ne kadar bizarım”. “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”! Selam ve dua ile.
Not: Gelmekte olan afet ve bu afetten kurtuluş için Kur’anı Kerimdeki haber ve afetten kurtuluşun yolu, yöntemi şöyle: ﴾Bakara,155-157﴿ “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler. İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır”.