Bu yazı, uzun bir yazı. Biraz da teknik. Ama hayati bir konu. Umarım, sıkıcı bulsanız da okursunuz inşallah. Ve aslında bu yazının daha devamı da var. Bu sadece cep telefonu ile ilgili bir özet.

Akıllı şehirler, akıllı evler, akıllı arabalar, akıllı telefonlar.. Her şey akıllandı bir biz akıllanmadık gitti. Yakında çip takılan köpekler de bizden daha akıllı olacak (!?).. Hoş, biz de çip taksak ne olacak ki, eşitleneceğiz. İnsan, makine ve hayvan olarak “nesnelerarası iletişim”in NESNE’si olacağız.

Oktay Sinanoğlu şehir şehir dolaşıp şunu anlatmaya çalıştı: "Moleküler biyolojiyi bir silaha dönüştürdüler. GDO, sahte ilaçlar, ölüm tohumları, sahte domuz gribi… Milyonlarca insanın kanına giriliyor şu an dünyada. Dünya hakimiyeti için uğraşan bir avuç insan var."  Duyan oldu mu? Duyan ne kadar anladı, anlayan ne yaptı. COVID günlerinde, mRNA ve PCR konusunda kendimizi yırtarcasına bağırdık da ne oldu? Şimdi de aynı çevreler başımıza İklim fitnesini bela olarak sarmaya hazırlanıyorlar. (Allah Şeytanı ve onun dostlarını kahretsin). Allah (cc) kitabında, cahillerin ve zalimlerin ve onlara uyan ya da onların yapıp ettikleri karşısında sesiz kalanların üstlerine pislik yağdıracağını ve onların işlerini sarp dağlara sardırtacağını söylüyor. Cehemstrail böyle bir şey olmasın sakın. O yetmedi ise Santorino kül’ü, kükürt’ü de kapıda. Yer depreşiyor. Hava, su, toprak zehirlendi. Biz zalimlerden olunca başımıza pislik de yağdırıyorlar bugün, ülkede, bölgede, dünyada işler sarp dağlara sarıyor. Bakın, beynimiz, kalbimiz, midemiz, damarlarımız işgal edildi ve dünya bir siber savaşın içinde. Düşman içerde ise, kilide de anahtara da gerek kalmaz.

Bu işleri birkaç gündür, Tuncay Uludağ ile konuşuyoruz. O’ndan rica ettim, en basitinden şu Akıllı(!) cep telefonu ve kol saatleri üzerinden başımıza ne işler açılabilir, bana sıraladı. Cep telefonu dediğiniz şey sadece cep telefonu değildir. Çok daha fazlasıdır. O cihazı sizden daha çok o cihazı üretenler size karşı kullanıyorlar. Bunu bilelim. Bu konu kişisel olduğu kadar toplumsal ve ülke için milli bir felaket kaynağıdır. Şu an akıllı telefonların hemen hepsi ultrasonic alıcı ve verici özelliğine sahip. Özellikle Google, Facebook, Samsung, bu alanda çok fazla patente sahip. Burada anlatacakların size uzun gelse de özetin özeti. Sıkılırsanız durup durup okursunuz. Konu herkes için hayati. Daha sıra arabalarınıza, evlerinize, iş yerlerinize, hastahanelere gelmedi.

Önce,  ultrasonik seslerin enerji taşıması ve dokularla Etkileşimi ciddi bir sorun. Ultrasonik sesler 20 kHz üzerindeki frekanslara sahip mekanik dalgalardır ve sesin iletildiği ortamda partiküllerin titreşmesine neden olur. Bu titreşimler, ses enerjisinin maddeye aktarılması sonucu ısı enerjisine dönüşebilir. Ultrasonik dalgalar biyolojik dokular da termal enerjiye dönüşebilir ve ısı artışına sebep olur. Ayrıca bu seslerin ısıtıcı etkisi sonucu termal mekanizmalar üzerinden cep telefonlarından yayılan ultrasonik seslerin doku ısıtma mekanizması şu temel prensiblere dayanır: A. Viskoz Sürtünme ile Isı Üretimi (Bu şekilde Ultrasonik dalgalar, doku içindeki su molekülleri ve hücresel bileşenleri titreştirir. Bu titreşimler, moleküller arasında sürtünmeye neden olur. Sürtünme, mekanik enerjiyi ısıya çevirerek dokularda sıcaklık artışı yaratır. B. Akustik Kavitasyon (Buhar Baloncuklarının Çökmesi) sonucu, yüksek güçlü ultrason dalgaları, hücresel sıvılar içinde mikroskobik buhar baloncukları (kavitasyon) oluşturabilir. Bu baloncuklar, ani çöküş yaşadığında büyük bir enerji açığa çıkar, ısı üretir ve doku sıcaklığını artırır. Bu etki, tıbbi ultrason terapilerinde kullanılır ancak kontrollü bir şekilde uygulanmazsa hücrelere zarar verebilir.

1-Ultrasonik Veri İletimi (Sessiz Kablosuz Veri Aktarımı) başlı başına bir sorun. Telefonlarda ultrasonik hoparlörler veri transferi yapmak için kullanılabilir. Bu yöntem, özellikle arka planda çalıştırılarak fark edilmeden bilgi alışverişi sağlayabilir. Cihazlararası sessiz veri paylaşımı yoluyla bu telefonlar, Wi-Fi veya Bluetooth kullanmadan ultrasonik seslerle veri gönderebilir. Mesela Google Nearby ve Apple AirDrop, bazı durumlarda ultrason dalgalarını cihazları eşleştirmek için kullanır. Zaten bu reklam ve pazarlama alanında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Televizyon veya mağaza hoparlörlerinden yayılan ultrasonik sesler, telefonların mikrofonları tarafından algılanarak kişiye özel reklamların gösterilmesini sağlayabilir. Misal olarak bir reklam videosu izlerken, Ultrasonik bir sinyal telefonunuza iletilerek sizin o içeriği izlediğiniz kaydedilebilir. Facebook’un Ultrasonik Veri Toplama Patenti aldığını duydunuz mu? Bu teknik o sistemlerde kullanılıyor. Facebook’un, ultrasonik sinyaller kullanarak kullanıcı etkileşimini analiz eden patentleri vardır. Artık televizyondan yayılan ultrasonik bir sinyal, telefonun mikrofonu tarafından algılanarak hangi reklamın izlendiği belirlenebilir.

2-Ultrasonik seslerle kullanıcı arayüzü ve sensör etkileşimi ayrı bir sorun. Telefonlar, ultrasonik sesleri sensörleri etkinleştirmek ve kullanıcı ile etkileşim sağlamak için kullanabilir. Ekransız Hareket Algılama (Air Gestures) yöntemi ile Samsung Galaxy serisinin bazı modellerinde, kullanıcının el hareketlerini algılamak için ultrasonik sesler kullanılmıştır. Telefondan yayılan ultrasonik sinyaller el hareketlerinden geri sekerek sensörlere ulaşır, böylece ekran dokunmadan kontrol edilebilir. Google Pixel 4'te kullanılan Soli radar teknolojisine benzer bir prensiple, ultrasonik dalgalar ile yakınlık algılama yapılabilir. Ekranın kir ve/veya su damlası Algılaması da artık mümkün. Bazı telefonlarda, ekranın üzerine düşen su damlaları veya kir, ultrasonik seslerle algılanarak ekranın dokunma hassasiyeti değiştirilebilir. Sesin Yönlendirilmesi ve Kullanıcıya Özel Ses Deneyimi sağlanırken, bu sensöre sahip telefonlar, Ultrasonik dalgalar ile sesi yönlendirerek, belirli bir noktada sadece belirli bir kişinin sesi duymasını sağlayabilir. Sony ve LG gibi bazı markalar, sesin daha etkili yönlendirilmesi için ultrasonik dalgaları kullanarak, dış ses izolasyonu sağlayan hoparlör sistemleri geliştirmiştir.

3- Ultrasonik seslerin sotansiyel kötü kullanımına örnek vermek gerekirse, bu telefonlardaki ultrasonik hoparlörlerin gizli dinleme ve casusluk için kullanılabilir. Telefonlar, arka planda ultrasonik sesler yayınlayarak, çevredeki mikrofonlar aracılığıyla gizli bir iletişim kanalı oluşturabilir. Mesela mağazalarda veya kamusal alanlarda, ultrasonik sinyallerle insanların hangi reklamları gördüğü veya hangi sesleri duyduğu tespit edilebilir. İnsanları etkileme ve psikolojik manipülasyon için kullanılabilir. Bu teknoloji üzerinden BioHackerler, bitki hayvan ve insanı hedef seçebilir. Bu insan kişi, aile ve hedef bir topluluk hatta bir ülke halkı da olabilir. Yapay zeka üzerinden bu teknik siber savaş için bir silaha da dönüştürülebilir. Ultrasonik dalgalar, insan beyni üzerinde bazı fizyolojik etkiler yaratabilir (baş ağrısı, mide bulantısı, rahatsızlık hissi vb.). Eğer belirli bir frekansta ve yoğunlukta yayılan ultrasonik sesler kullanılırsa, bireylerin bilinçaltı seviyesinde etkilenmesi sağlanabilir.

Hedefli siber saldırılar (Ultrasonic Hackleme) konusunda bazı araştırmalar, ultrasonik dalgalarla telefonların sesli asistanlarını (Siri, Google Assistant, Alexa vd) komut alacak şekilde kandırılabileceğini göstermiştir. Bu teknikle, bir kişinin haberi olmadan telefonuna komut verilebilir ve mesajlar, aramalar veya cihaz işlemleri gerçekleştirilebilir. Dalga absorpsiyonu ve Rezonans Isınması yöntemi ile farklı dokular, ultrasonik ses dalgalarını farklı oranlarda absorbe eder. Yağ ve kas dokuları, Ultrasonik dalgaları yüksek oranda emebilir ve sıcaklık artışı gözlenebilir. Rezonans frekansına uygun bir ultrason dalgası verilirse, belirli organlar veya dokular doğrudan hedeflenerek ısıtılabilir.

Ultrasonik ses dalgaları, insan işitme aralığının üzerinde (20 kHz'in üstünde) frekanslara sahip olup, genellikle insan kulağı tarafından duyulamazlar. Bu seslerin insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda çeşitli araştırmalar yapılmıştır.  Bu işin İnsan sağlığı üzerindeki etkilerine gelince; Fizyolojik etkiler olarak yüksek yoğunluklu ultrasonik seslere maruz kalmak, baş ağrısı, yorgunluk ve huzursuzluk gibi belirtilere neden olabilir. Psikolojik Etkiler kon usunda ise ultrasonik sesler, bazı bireylerde bulantı, baş ağrısı ve huzursuzluk gibi semptomlara yol açabilir.

Google ve Facebook, kullanıcı deneyimlerini geliştirmek ve kullanıcı davranışlarını daha iyi anlamak amacıyla çeşitli araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütmektedir. Bu kapsamda, özellikle Facebook'un, ultrasonik sesler ve insan davranışları arasındaki etkileşimlere yönelik bazı patent başvuruları bulunmaktadır. Bu konuya daha sonra tekrar döneceğim ama, bu patent konularının başlıklarını kısaca özetlemek gerekirse: Ortam Sesi Sistemi Patenti, Kullanıcı Duygularının Algılanması: (Facebook'un bir diğer patent başvurusu, cihazların ön kameralarını ve mikrofonlarını kullanarak, kullanıcıların yüz ifadeleri ve ses tonları gibi biometrik verilerini analiz etmeyi ve bu verilerle kullanıcıların duygusal tepkilerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu teknoloji, kullanıcılara daha kişiselleştirilmiş içerik sunmayı hedeflemektedir). Mikrodüzeyde davranış analizi ile “Dijital İkiz”, Çevresel sinyallerden zihinsel durum Tahmini (Telefonun mikrofonu, ivmeölçeri, ışık sensörü ve barometresi ile bir kişinin zihinsel ve duygusal durumunu anlamak yöntemi). Eğer bu sistem yapay zeka ile güçlendirilirse, telefon sahibinin o gün üzgün olup olmadığını, anksiyete atağı geçirip geçirmediğini ya da bipolar atak yaşadığını tahmin etmek ve ona önceden uyarılar göndermek mümkün olabilir. Çevresel Verilerle Gizli Kamera ve Dinleme Cihazı Tespiti ile Akıllı telefonlar aslında düşündüğümüzden çok daha güçlü "siber casus"a dönüştürülebilir..

Manyetometre (Manyetik Alan Sensörü), Yakınlık sensörü ve kızılötesi algılama sensörü ile telefonu "Deprem Dedektörü”ne çevirmek mümkün. Bu “iklim dedektörü” de olabilir aynı şekilde, İklimciler için. Yani birileri için, Lübnan’da yaptıkları gibi patlatmaktan daha tehlikeli maksatlar için de kullanılabilir. Telefon kullanım hızına göre beyin yorgunluğu analizi, "bilinç okuma" ve Nöral Aktivite Analizi, telefon kullanım hızına göre beyin yorgunluğu analizi: sağlık durumunuzun uzaktan takibi, ısı, nabız, tansiyon vd, telefondan EEG Verisi Elde Etmek mümkün. Telefonun elektronik manyetik alan sensörü, kafaya yakın tutulan telefonun beyin dalgaları tarafından üretilen elektromanyetik değişimleri algılayabilir. İnsan beyni ve davranışlarını tahmin eden yapay zeka, zihin okuma algoritmaları ile telefonun elektronik manyetik alan sensörü, kafaya yakın tutulan telefonun beyin dalgaları tarafından üretilen elektromanyetik değişimleri algılayabilir. Eğer yeterince hassas bir sistem geliştirilirse, bu verilerle konsantrasyon seviyesi, zihinsel yorgunluk ve hatta rüya görme durumları tespit edilebilir. Bu yöntemle Psikolojik durumunuz raporlanabilir.  Telefonun hareket sensörleri, nabız ölçer ve mikrofonu kullanılarak, kişinin gün içinde nasıl bir ruh halinde olduğu tahmin edilebilir. Telefonun, sahibinin psikolojisini önceden anlayarak depresyon, kaygı veya öfke nöbetleri konusunda uyarılar vermesi mümkün olabilir. BUNLARI ARTIK KAFANIZA CHİP TAKMADAN DA YAPABİLİRLER. İnsanların psikososyal  davranışlarının tabii gelişiminin ötesinde bu yeni durum ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.  Eğer telefonlardan gelen GPS, mikrofon, ışık, biyometrik ve hareket verileri uzun süre boyunca analiz edilirse: İnsan hareketlerinin davranış modeli ve genetik yatkınlık modeli  çıkarılabilir. Hangi toplumlar daha hızlı hareket ediyor? Hangi kültürler daha çok dışarıda zaman geçiriyor? Bu verilerle insan topluluklarının hayat tarzı üzerine raporlama yapılabilir. Kişilerin kişisel Zekâ ve Öğrenme Kapasitesi Tahmin edilebilir.  Telefon kullanım alışkanlıkları, bir kişinin zeka seviyesini ve öğrenme hızını analiz etmek için kullanılabilir. Hangi tür içerikleri ne kadar hızlı tükettiği, problem çözme yeteneğini yansıtan dokunmatik ekran hareketleri, kişinin zihinsel kapasitesi hakkında ipuçları verebilir. Bunların hepsi ile ilgili patentler almış. İş kalmış, deri altına çip takmaya, ya da zaten 5G ve Akıllı otomobiller ve  evler, şehirlerle, Starlink’lerle bu iş sonuca yaklaştı. Dijital dönüşüm programı ile TransHumanizm için son aşamaya geldiler. Hele bir de şu iklim yasasını geçirirlerse, (Allah korusun) al başına belayı! Akılsız, ahlaksız, vijdansız siyasetçi, bürokrat, sermaye, sivil toplum, Media ve Akademia’nın elinde oyuncak olduk. Bu belanın başımıza musallat olmasının da bir sebebi var elbette. Bu da bir imtihan. “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım” diye düşünelim. Çokça dua, ama önce tövbe edelim. Daha akıllı, daha dürüst ve daha cesur olalım. Ülkemin tüm namuslu akıllı ve cesur insanları birleşin. Ramazan’ın ruhaniyeti bizi kuşatsın da, Şeytanların bağlandığı şu günlerde aklımız başımıza gelsin.

Selam ve dua ile.