Yarın AK Parti’nin büyük kongresi var. 

AK Parti’ nin geleneksel yapısı gereği yine tek liste ile seçime gidilecek. 

AK Parti’nin MKYK listesinde yedeklerde yer değişimleri, liste sıralamasında değişimler olacaktır. Ama diğer partilerde gördüğümüz anahtar liste, alternatif listeler ya da listeyi delip içeriye girmeler kesinlikle olmuyor, olmayacakta. 

3 dönem kuralı ile Bülent Arınç jenerasyonu dediğimiz;partinin kuruluş çimentosunu oluşturan AK Saçlılar ya da Ağabeyler aktif siyasetin dışında kalınca ve Abdullah Gül Çankaya Köşkünden Huber Köşküne transit geçiş yapınca,Erdoğan partide mutlak hakim oldu. En azından ortak geçmişlerine ya da yaşına hürmeten abi diyeceği kıramayacağı kimsede içeride yok.

Hiç kimsenin içeride iken alternatif sunma ya da karşıt görüş bildirme ya da toplumun gerçeklerini söyleme şansı yok. Zaten buna niyeti olan da yok. Herkes konumunu ve konforunu korumak için her şeyi kabullenmiş durumda. 

Vatandaş AK Parti’ye değil, Erdoğan’a oy veriyor

Kongre öncesi yorumları okuyoruz, kulisleri dinliyoruz. Süper bir yönetim, fişek gibi kabine sözleri ortada dolaşıyor. 

10 Vekilli bir il düşünün. En iyi vekil listesi ya da en başarılı teşkilat olduğu zaman 5 Vekil alınıyor, en tepki çeken teşkilat ve vekil listeleri olduğu zaman 4 vekil alınıyor. 

Yani Erdoğan seçmeni bakın Erdoğan seçmeni ifadesini bilerek kullanıyorum(!) oyunu AK Partiye Erdoğan için veriyor.

Genel gidişattan memnun ise Erdoğan’ a oyu veriyor değilse bir kısmı tepki gösteriyor. 

Dolayısıyla vekiller ve teşkilat arıza çıkarmasın, denileni yapsın Erdoğan için yeterli. Bu bir gerçek. 

Bu durumda tüm yükü de artık Erdoğan tek başına çekiyor. 

Siyaseten liyakatli ve yetişmiş Türk Siyasetini ve Dünya Siyasetini bilen vakıf ve tecrübeli insanlar vekil ve partide yönetici olmadığı zaman devreye Külliye ve Danışmanlar ve özellikle medya giriyor. 

Oysa siyaseti yapmak ve siyaset yapmak seçilmişlerin yani siyasetçilerin işi olmalı. 

Kongrede büyük değişiklikler beklemenin bir anlamı yok. Anket yapılsa en sevilen isim teşkilat başkanı olsa bu isim asla sorumluluğunu alabileceği bağımsız kararlar veremeyecek. 

Çelik çekirdek karar alıyor

Ak Parti yıllardır değişim sloganı ile yürüsede değişen sadece oyuncular oluyor. Çünkü oyunu Ak Partide her zaman sadece ve yalnızca Erdoğan’ın ve çelik çekirdeğin kararları kuruyor. 

Ak Parti’ de ve nüfuz alanında tek ve mutlak hakim her zaman Erdoğan. Ya da çelik çekirdekteki bazı isimlere rağmen bir şeyler yapabilmeniz mümkün değil. 

Bunu kırmak isteyen Davutoğlu ve ekibinin, Ali Babacan ve ekibinin hali meydanda. 

İşin ilginç yanı ise o gün talimatla Davutoğlu’ nu tasfiye eden ekibin hepsi bir süre koltuklarda oturdular ve sonra onlarda tasfiye edildi. 

Binali Yıldırım’ın adını yakın zamanda nerede duydunuz? Ya Süleyman Soylu ya da Mevlüt Çavuşoğlu neredeler?

Aslında son Cumhurbaşkanlığı seçimi bize 2 şeyi gösterdi. 

1- Listelerin önemi yok; Erdoğan’a oy veren herkes milletvekili seçiminde de AK Parti’ye oy atıyor. 

2- İnsanlar alternatiflere, politikalara projelere bakmıyor Erdoğan gitsin ya da kalsın diye oy veriyor. 

İlk Turda hem Cumhur hem de Millet İttifakı her olmazı oldurdular. Tabanları her şeye rağmen duruşunu bozmadı. 

İlk turda;

Erdoğan 49,52- Kılıçdaroğlu 44.88- Oğan 5.17 - İnce 0,43 aldı. 

İkinci turda ise Erdoğan 52,18- Kılıçdaroğlu ise 47,82 oy aldı.

İkinci tur seçimlerinde İnce ‘ye giden oyların hepsinin Kılıçdaroğlu’na geldiğini kabul edersek Kılıçdaroğlu oyu 45,31. 

Demek ki Oğan’ın seçmeninin 2,66 oranı Erdoğan’ a 2,51’ likoranı ise Kılıçdaroğlu’ na oy vermişler. 

Bu durumda şu gerçek önümüze çıkıyor; ülkenin kaderini ortada dediğimiz bir taraftan diğerine geçecek yüzde 2,5 maksimum 3’ lük seçmen kitlesi belirliyor. 

Burada siyaset yapan herkes son seçimdeki Oğan seçmenini çok iyi analiz etmelidir. 

Yani aynı şartların oluştuğunu kabul ettiğimizde toplam seçmenin yüzde 3’ üne karşılık gelen ortadaki seçmen kitlesi Erdoğan gitsin derse seçimi Erdoğan kaybeder. Kalsın derse karşısında kim aday olursa olsun kazanamaz. 

Türkiye’ de seçmen sandığa Erdoğan kalsın ya da gitsin diye gidiyor. 

Kalsın diyenler için vekil listelerinin teşkilatların ve diğer faktörlerin hiçbir önemi yok. Gitsin diyenler içinse kimin geldiğinin, nasıl geldiğinin kimlerle geldiğinin bir önemi yok. Bunu hep birlikte gördük, yaşadık. 

O zaman siyaset artık toplumu Erdoğan üzerinden okumak durumunda. Toplumun Erdoğan üzerinden geliştirdiği refleksleri iyi okumak durumunda. 

Toplumun özellikle Oğan tabanını oluşturan seçmenin Erdoğan ve politikalarından ne derece etkilendiğini çok iyi analiz etmek durumunda. 

Yarın siyasi partiler kanununa göre yapılması gereken bir Ak Parti kongresi daha yapılacak. Gündemi listeler, listelerin şifreleri ve kabine üzerine oynanan toto oyunları bir süre meşgul edecek. Muhalifler isimlerde defo ararken, yandaşlar kahramanlar yaratmaya çalışacak. 

Oysa her şey yine Erdoğan’ın iki dudağı arasında olmaya ve tüm kararlar çelik çekirdekten çıkmaya devam edecek.