Bahçeli ezberleri bozan en üst limitten bir açıklama yaptı. Herkes günlerce ama destek ama tepki vererek bu çıkışı tartıştı, konuştu.

Sonra DEM Parti bir müzakere heyeti kurdu. Önce TBMM’ de grubu olan partileri dolaştılar. İYİ Parti hariç herkes kabul etti çünkü İYİ Parti basit bir hesapla tepki oylarını toplamaya talip oldu.

Sonra İmralı’ ya gittiler. Görüşüp geldiler ve yine siyasi temas ve ziyaretler yaptılar. Sonra yine İmralı ve bu sefer coğrafyamız dışında yaşayan Kürtler ile görüşmek için Kuzey Irak’a gittiler.

Dönüp tekrar İmralı’ ya gidip geldiler. Siyasi görüşmeler devam etti ve APO PKK’ya silah bırakma, Kongresini toplayıp kendisini feshetme talimatı verdi.

ABD ve tüm AB ülkeleri buna olumlu tepki gösterdiler.

İçeride ise doğal olarak, beklenilen şekilde kaos oldu. Şiddetle karşı çıkanlar yada körü körüne hatta şehit ve gazi ailelerini yıpratacak üzecek kadar hesapsız destek verenler, sosyal medya başta her yerde karşı karşıya geliyorlar.

Ne olacağına karar verildi, nasıl yürüneceği belirlendi, neyin hedeflendiği ortaya konuldu ve yapılan pazarlıklar yapıldı, bitti.

Ne zaman mı? Devlet Bahçeli Meclis Grubunda o hafızalardan silinmeyecek konuşmasını yapmadan çok önce…

Böylesine kritik bir konuda, böyle girift bir mesele de hala ülkenin en büyük sinir ucu hakkında tarafların bazı şeyleri zamana bırakmasına, konjonktüre göre hareket ederiz demelerine imkan ve ihtimal yoktur.

Kadim devletler yürüyeceği yolun tüm taşlarını döşemeden bir yola çıkmaz.

Bu konuda Devletimize güvenerek seyretmeye devam edeceğiz. Fikir verebiliriz ama yorum yaparken boşa düşme ihtimallerimizin çok yüksek olduğunu unutmamamız lazım.

Usul esastan önce gelir

Trump’ın Zelensky için söylediklerinin hepsi doğru. Eskiden kapalı kapılar arkasında istenilenleri Trump kameralar önünde istiyor.

Bu tartışmanın kamuoyu önünde yapılmasından en memnun olan şüphesiz Putin.

Bizdeki usul esastan önce gelir sözünün Amerikan toplumunda karşılığı nedir var mıdır bilmiyorum.

Ama şu bir evrensel gerçekliktir ki ‘ İnsanlar ne söylediklerinizi unuturlar ama ne hissettirdiğinizi asla unutmazlar.’

Trump gücün verdiği şımarıklıkla herkes bu üst perdeden aşağılayarak konuşmaya devam ediyor. Ama bunu yapıp ta kendisini yıpratacak kadar ahmak bir adam değil.

Trump’ın bu çıkışları sonrası Amerika’ da yapılan kamuoyu anketlerine bakmak lazım. Muhtemelen bu anketlerde Trump’ın bu davranış tarzları Amerikan toplumunda olumlu karşılık buluyor ki Trump bu şekilde davranmaya devam ediyor ve edecek.

Değişim ve dönüşüm

Kemal Derviş döneminde Ankara’da TOBB Başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu’nun Özel Kalemi olduğum için birçok önemli olaya bire bir şahit oldum. Derviş döneminde ve sonrası Ali Babacan zamanında ekonomide başarının altında yatan tek gerçek ekonomi yönetiminin önce Derviş sonra Babacan’da tek elde toplanmasıydı.

Dış Ticaret Bakanı Tunca Toskay kendisine bağlı Eximbank’ın kredi kullanımlarını açması için Rıfat Beye gelip Derviş’ ten ricacı olmasını istiyordu. Aynı sistematik AK Partinin ilk yıllarında Babacan ile de devam etti.

Mehmet Şimşek liyakat ve asalet yönünden dünya çapında tartışılmaz bir insan. Ama ne Derviş’ in gücüne ne de Babacan’ın tek adamlığına maalesef sahip değil.

Aldığı ya da almak istediği tüm kararlarda bir çok denge ve parametreyi gözetmek durumunda kalıyor. Bu da ekonomik iyileşme sürecimizin uzamasına sebep oluyor.

Kurun bu şekilde sabit kalmasına daha ne kadar dayanabileceğiz belli değil. Kredi maliyetleri yüksek, imalat maliyetleri yüksek, ihracatçı para kazanamıyor. İhracat para kazanmayınca iç pazara yüklenilmeye karlılık iç pazarda aranmaya başlıyor ve fiyatlar karlılıkları yakalamak adına içeride daha da yükseliyor. Bu da doğal olarak hayatımızı daha da pahalandırmaya devam ediyor.

Artan yâda düşmeyen enflasyona müdahale edebilmek adına da alım gücünü kısmaya ( maaşları düşük tutmaya) yöneliyor politikalar. Bıçak kemiğe doğru hızlıca ilerlemeye devam ediyor. Çünkü sıkıntı tencerenin dibini tutmaya başladı.

Ebru Baki Şeref Oğuz’ a ‘ Biz fakir miyiz ‘ diye sordu.

Şeref Oğuz’ da o manşet olan cümleyi kurdu. ‘ biz fakir değil AHLAKSIZIZ.’

Bizim Ahlaksız olmamızın sebebine bakarlarsa FAKİR olmamızı görürler.

Bu ülke varlık içerisinde yokluk çeken fakir bir ülke. Çözüm ise yapısal değişim ve dönüşümler hem de her alanda…