SHP yeniden kurulur mu?
İmamoğlu CHP’nin CEO’luğunu mu istiyor?

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi yenilgisinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı “değişim” isyanı büyümeye başladı. İmamoğlu ve CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in ardından eski MYK üyesi Aydın Milletvekili Bülent Tezcan genel başkanı da kapsayan değişim çağırısı yaptı. 

Bayram tatilinden sonra “genel başkan dahil”  değişim çağırılarının artacağı bildiriliyor. Bazı milletvekillerinin de açıklama için TBMM’nin açılmasını beklediği ifade ediliyor. 

Bayram tatilinde konuştuğum CHP’li kaynaklar, bu konuda ilginç tespitlerde bulundular. “Değişim” isyanı özellikle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın, yıllarca en kritik görevlerde bulunmuş “A Takımı”ndan geliyor. Milletvekili ve belediye başkanları listesinin hazırlanmasında aktif görev alan isimlerin bazıları açıktan bayrak açarken, bazıları da kulis yaparak bu değişimi örgütlemeye çalışıyor. 
Peki bu ekipler pek çok ilin milletvekilini belirlemelerine rağmen neden değişim için bayrak açtı? Seçim sonuçlarında açıktan sorumluluğu olan bu ekipler neden sadece Genel Başkanın değişmesini talep ediyorlar? Açıklama ve çağırılarında neden ideolojik bir zemin bulunmuyor? Soruları uzatmak mümkün. CHP’li kaynaklara göre bu soruların yanıtı, “biz hala oyun kurucuyuz.  CHP’de bize rağmen karar alınımaz” mesajının verilmesinden ibaret. 

Belediye başkanı adaylarını kim belirleyecek?

Aslında ara başlık yaptığım sorunun yanıtı tabii ki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu. Eskiden karar mekanizmasının içinde yer alan bu isimlerin, en büyük talebi belediye başkanı adaylarının belirlenmesinde yeniden söz sahibi olmak. CHP’de değişim talebine katılanların bazıları “güç gösterisiyle” karar alma süreçlerine yeniden katılmak istiyorlar. Çünkü, bu grupların belirlediği çok sayıda belediye başkanı ve milletvekili hala görevde. 
Belediye başkanları ile bazı milletvekilleri üzerinde etkili olan “değişimci”lerin ilçe ve il örgütleri üzerinde ise etkileri zayıf. Kongre süreci ile bir değişimi gerçekleştiremeyeceklerinin farkındalar. Unutmayalım ki bu isimlerin bazıları Kılıçdaroğlu’na yakın olmalarına rağmen son kurultalda Parti Meclisi’ne giremedi.  

“İmamoğlu CHP’nin CEO’su olmak istiyor” 

CHP’li kaynaklarıma göre Ekrem İmamoğlu “değişim” isyanı başlatan eski genel merkez yöneticilerinin “bazıları” ile yakından görüşüyor. Ama İmamoğlu’nun ekibine dahil etmediği, etmek istemediği eski “A takımı” üyeleri de bulunuyor. 
Örgütler ve belediye başkanları üzerinde istediği etkiyi oluşturumayan İmamoğlu, medya üzerinden kamuoyu oluşturarak değişimi zorluyor. Fakat bu girişimler örgütlerde tepkiye neden oluyor. Özellikle 81 il başkanının açıklamasına “il başkanları böyle şeylerdin anlamaz. 4 il başkanı hazırladı, diğerleri imzaladı” açıklaması İmamoğlu’nun örgütlerdeki şansını hemen hemen bitirdi. CHP’liler İmamoğlu’nun “partiyi anahtar tesilimi” istediğini düşüyor. Bu grup, Ekrem İmamoğlu’nun “şartlar olgunlaşana kadar” emanetçi bir genel başkan istediği iddiasında. 
Kılıçdaroğlu’nun “CHP’de kimseye altın tepside genel başkanlık teslim etmez” açıklasının Ekrem İmamoğlu’na bir yanıt olduğunu belirten CHP’liler, “İmamoğlu Genel Başkanlık değil CHP’nin CEO’su olmak istiyor. Çünkü, genel başkan seçilemeyeceğini biliyor ayrıca siyasi yasağı konusunda ciddi sıkıntı içinde. Bunu basın toplantısında ‘babam bana 21 yaşında şirketi teslim etti’ diyerek ifade etti. Kılıçdaroğlu da ‘CHP şirket değildir’ diyerek karşılık verdi. Yerel seçimlere kadar Kılıçdaroğlu CHP’nin başında kalacak, sonra gemiyi limana yani Kurultaya teslim edecek” görüşünde.

SHP tekrar canlanır mı?

12 Eylül askeri darbesi CHP’yi kapatınca sol, sosyal demokrat tabanın talebiyle kurulan Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP)  yeniden açılan CHP ile birleşmiş ve kendini feshetmişti.  Şimdi de bir gurup CHP’linin SHP’yi yeniden açmaya hazırlandığı iddiası Ankara kulislerinde dolaşmaya başladı. Bu grubun “Türkiye’nin sol, sosyal demokrat bir partiye ihtiyacı var. CHP bu misyonundan yıllar içinde uzaklaşarak sağa kaydı. HDP ise terör örgütü PKK ile arasına mesafe koyamadı. Sosyal demokratlar ya sandığa gitmiyor veya kerhen başka partilere oy veriyor. Şimdi tam zamanı…”   düşüncesiyle girişimlere başladığı iddia ediliyor.