CHP’de 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra başlayan “hizipler savaşı” tüm hızıyla ve alışıldık yöntemlerle devam ediyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, hizip liderleriyle tek görüşüp gelecek mart ayında yapılacak yerel seçimlerden sonra genel başkanlığı bırakacağını ifade ederek, olağanüstü kurultay taleplerini önlemeye çalışıyor.
“Karadeniz hizibi” olarak adlandırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi ise daha çok medya-sosyal medya üzerinden Genel Merkezi olağanüstü kongereye zorluyor. İmamoğlu ekibinin olağanüstü kongre için toplam 1200 delegenin en az 625’inden imza alması gerekiyor. Mevcut delege yapısıyla bu rakama ulaşmaları ise imkansız görünüyor.
Bu durumu bilen Kılıçdaroğlu ekibi, diğer hizipleri ikna ederek 2024 yerel seçimlerine kadar Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında saf tutmaya çağırıyor. Fakat bu hamlenin şimdilik başarıya uluşma şansı zayıf görünüyor. Bunun en büyük nedeni ise milletvekili listelerinin oluşumunda hiziplerin devre dışı kalması.
Kılıçdaroğlu ve ekibinin izlediği bir başka yöntem de kongre sürecinin başlatarak, olağanüstü kongre taleplerinin önüne geçmek oldu. Şimdilik bu taktik başarıyla sürdürülüyor. Genel Merkez kurmayları aynı zamanda 7 bölge için kongeri sürecini yönetecek koordinatörler atama kararı aldı. Ancak, İmamoğlu ekibi koordinatörlük için isim önermedi.
İmamoğlu belediyelerde de çalışıyor
Ekrem İmamoğlu’nun başını çektiği “Karadeniz hizibi” CHP’li belediyelerde de çalışmalarına ağırlık verdi. Belediye başkanlarının Kılıçdaroğlu’nun istifası ve yönetimin değişmesi için ortak imzalı bir bildiri yayımlamasını planlayan İmamoğlu ekibinin ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek. Ancak, 2024 yerel seçimlerinde belediye başkan adaylarını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirlemesine kesin gözüyle bakılıyor. Bu durumda, ancak bir daha aday gösterilmeyecek belediye başkanlarının İmamoğlu’nun yanında saf tutması bekleniyor.
İmamoğlu’nun siyasi yasağına çözüm:Emanetçi Genel Başkan
Ekrem İmamoğlu’nun aldığı hapis cezasının istinaf ve Yargıtay’da onanması durumunda 2 yıl 7 ay siyaset yasağı gelecek. Bu durumda İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanlığına aday olması mümkün değil. Ayrıca Belediyeler Kanunu hükümlerine göre de belediye başkanlığından istifa etmeden Genel Başkanlığa aday olamıyor. İddia o ki İmamoğlu, olası siyasi yasağı bitene kadar “vekil genel başkan” seçilmesini sağlayacak, yasağı sona erince olağanüstü kongre ile genel başkanlık makamına oturacak. Kişisel görüşüm, CHP’nin delege yapısıyla bu, gerçekleşmesi neredeyse imkansız bir plan.
Bu arada, CHP kurmaylarının bazılarına göre, “İstanbul’u kaybedeceğini anlayan İmamoğlu, pazarlık kozunu yükseltmek için genel başkanlık yarışına girdi.”
CHP’de şimdilik sessiz kalan diğer hizipler ise Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı bırakmasını, Özgür Özel’in geçici başkanlığında kongreye gidilmesini öneriyor.
Genel başkanlık tartışmasını bitirip parti içi disiplini sağlamadan yerel seçimlere girecek bir CHP’nin 1994 yılından daha kötü bir yenilgi yaşaması kaçınılmaz görünüyor. 1989 yılında belediyelerin büyük bir bölümünü ele geçiren SHP, 1994 seçimlerinde elindeki belediyelerin büyük bir bölümünü Refah Partisi’ne kaptırmıştı.
Son cümle, CHP’de hala ipler Kemal Kılıçdaroğlu’nun elinde.