Ortadoğu’da bugün yaşananları ve yarın olacakları anlayabilmek için farklı pencerelerden bakmakta ve yakın geçmişe dönmekte fayda var.
Filmi geri sardığımızda 4 Ağustos 2020’de Lübnan’ın başkenti Beyrut Limanı’ndaki 300 kişinin öldüğü, Lübnan ekonomisinin çöktüğü patlama karşımıza çıkıyor…
Lübnan ekonomisini çökerten bu patlama Hizbullah’a da zarar verdi.
Aynı zamanda İran’ın bölgedeki yatırımlarına da zarar verdi.
Sonuçta bu patlamadan kim kazançlı çıktı?
İsrail…
İsrail ve Lübnan arasındaki siyasi gerilim yakın dönemde İsrail’in İran ile yaşadığı gerginliklere dayanıyor.
24 Ağustos 2019'da İsrail Savunma Güçleri, İran Kudüs Gücü lideri Kasım Süleymani'nin talimatıyla başladığı iddia edilen saldırıları engelledi. Bu saldırıların ardından 25 Ağustos 2019'da Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail'i ülkeye Lübnan üzerinden saldırmakla tehdit etti.
1 Eylül 2019'da ise Lübnan'dan İsrail'e ateş açıldı. Ağustos 2020’de Lübnan’da yaşanan patlama ile İran’ın Lübnan’da kurmayı hedeflediği söylenen ve İsrail tarafından tehdit olarak algılanan füze fabrikaları iddiaları tekrar gündeme geldi. Her şekilde kazançlı çıkan kim oldu? Yine İsrail…
Şimdi soru şu:
Günümüzdeki Hamas saldırısı, Beyrut patlamasının intikamı olarak İran tarafından mı planlandı?..
Eğer öyle ise İsrail-ABD ikilisi bunun karşılığını sert ve acımasız şekilde almayı sürdürecektir.
Yok eğer “Hamas saldırısı”, İsrail derin gücünün oyunu ise, önce Golan Tepeleri aşılacak sonra Suriye’nin güney hattından Davut koridoru ile Suriye’deki Amerikan Üssü’ne ve buradan da Irak’a ulaşılıp, İran’ın bu coğrafyadaki uzantıları temizlenecek yani İran’ın önce kolu kanadı kırılacak sonra abluka altına alınacaktır...
Hasılı kelam, çevremiz abluka altında. Çevremizde oyun oynanıyor. Eğer birilerinin “Jandarma”sı veya “piyon”u değilsek her alanda milli bir planlama yapmak, milli bir siyaset belgesini vücuda getirmek durumundayız.
Sözün özü nefes almaya devam etmek istiyorsak; “oyun”a karşı “oyun kurmak”, “oyun kurucu olmak” zorundayız…