Macron’un Astana ve Taşkent’te umutsuz dost ve uranyum arayışı

Afrika’da sömürdüğü ülkelerden darbe yiyen Fransa lideri Macron’un Afrika’dan temin edemediği ihtiyaçlarını karşılamak için Özbekistan ve Kazakistan’a yaptığı ziyaretlerde umduğunu bulamadığı söyleniyor.

Macron’un Orta Asya gezisi arifesinde Politico ve Bloomberg; Macron’un asıl amacının nükleer enerji santralleri için Kazakistan ve Özbekistan’dan nükleer reaktörler için daha fazla uranyum tedariki sağlamak olduğunu; Macron’un ikinci hedefinin ise Avrupa ile bağları geliştirerek Orta Asya cumhuriyetlerini Rusya’dan uzaklaşmaya ikna etmek olduğunu yazdı.

 

Temmuz ayında Niyerja’daki darbe sonrası Afrika’dan temin edemediği “Uranyum” ihtiyacını Kazakistan ve Özbekistan’dan almayı planlayan Fransa’nın bu ihtiyacına olumlu cevap alsa da, “Uranyum”u bu ülkelerden götürmesi öyle kolay görünmüyor.

Çünkü Kazakistan ile Rusya arasında bu konudaki antlaşma gereği, Rusya'nın bu ticareti onaylaması gerekiyor.

Hatta bildiğimiz kadarıyla Çin’in de “olur” olmadan Fransa’nın bu ülkelerden uranyum’u alması zor görünüyor…

Diyelim her şeye rağmen Fransa’nın uranyum’u aldığını düşünelim; peki uranyumu hangi yol ile Fransa’ya taşıyacaktır?

Bilindiği üzere Ukrayna savaşından dolayı Rusya’ya yaptırım uygulanmakta. Bu yaptırımlardan dolayı Rusya’nın Avrupa’ya açılan kara yolları Avrupa'ya kapalı

Diyelim ki, Rus topraklarından değil de Hazar üzerinden nakliyenin gerçekleştirilmesi halinde, bu durumda Azerbaycan ve Türkiye’nin bu taşımaya onay vermesi gerekiyor. Sizce Azerbaycan ve Türkiye, uranyum hammaddesinin Fransa’ya taşınmasına göz yumar mı?

Görünen odur ki, önümüzdeki aylarda *Fransa nükleer santralleri sorun yaşayacaktır...*

Fransa’nın önünde tek bir yol kalıyor; o da uçakla taşımayı gerçekleştirmek.

Ancak “uranyum”u hammadde olarak taşımaları mümkün değil. Fransa, “uranyum 238”i zenginleştirilmiş olarak uçakla taşıyabilir. Bunun alt yapısı da var. Çünkü Fransa Nükleer firması “Gajuma”, 1995 yılından bu yana Kazakistan ile “çözüm ortağı”

Ancak Macron, Uranyum’u “zenginleştirilmiş” olarak değil, “hammadde” olarak almak istiyor.

Bu arada Rusya ise köşeye sıkışan Fransa’ya istediği ürünün kendilerinde olduğunu ve Fransa’ya verebileceklerini söylüyorlar.

Konuyu yakın takip edenlerden Kızılelma Düşüncesi grup üyesi Akif Albay, “Putin’in acil gerçekleştirdiği Kazakistan ziyaretinin bu konuyla ilgili olduğunu” belirtiyor.

Rusya’nın bu girişiminin altındaki niyetin ise, bu ticaret ile uygulanan ekonomik yaptırımları delmek olduğu anlaşılıyor.

Fransa’nın ABD’ye rağmen Rusya’ya yönelik yaptırım kararını delmesi çok zor olduğuna göre tek bir şık kalıyor geride. O da Hazar Denizi ve Azerbaycan ve Türkiye üzerinden. Uranyum hammaddesini taşımak…

Aynı zamanda Kitle İmha Silahları uzmanı olan Akif Albay; uranyum hammaddesini taşımak istiyorsa, Rusya’ya mahkûm olmak istemiyorsa, Fransa lideri Macron’un eninde-sonunda Ankara'ya geleceğini belirtiyor…

Avrupa’nın nükleer ve fosil yakıta ihtiyaç duyduğu bir dönemde Orta Asya coğrafyasındaki zengin “nükleer kaynaklar”ın mevcudiyeti ve Dünya Nükleer Birliği’ne (WNA) göre uranyum talebi 2030 yılına kadar üçte bir oranında artacak olması gelecekte Türk Devletlerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.

Artık “Ankara”, ehil adamlarla oluşturacağı “ortak akıl heyeti” ile “stratejik milli planlama” yapmak durumundadır. Beştepe’nin ve TDT’nın yetkilendirilmiş yeni “Baş danışmanlar”a ihtiyacı var.