MUHAFAZAKAR SEÇMEN DIŞLANIYOR MU?
Her seçim dönemi, tüm siyasi parti liderleri konuşmalarında Kürt seçmene hitap eder ve kendilerinin onların hakkını, hukukunu savunacağını altını çize çize söyler. Kimisi de çıkar biz Kürt halkının temsilcisiyiz, onlar için çalışıyoruz der, arkasında da sırtlarını nereye dayadıklarını söyler. Yine bir seçim arifesindeyken Türkiye, bu söylemleri sıkça duyuyoruz. Gerçi bu sefer bunun yanında bir de Alevi ve Sunni söylemlerini de duyduk. Her siyasi parti yeri geldiğinde biz milletimize tek bir nazarla bakarız der, ancak doğruyu söyleyelim kendilerinden olana daha dikkatli bakarlar. Bu da maalesef Türkiye’nin bir gerçeği.
Bu hafta bir gerçeğe daha tanık olduk. Hatta bu gerçeği söyleyen ve ciddi anlamda üzüntüsünü, kırgınlığını dile getiren Doğu ve Güneydoğu’nun rengini, dokusunu, sesini gerçekten iyi bilen, o toprağın insanı olan Kürt kökenli bir isimdi. Elips TV’de her hafta Çarşamba akşamı canlı olarak yayınlanan Siyaset Limanı programına konuk olan Gazeteci-Siyasi Analist Atıf Özbey, muhafazakar Kürt seçmen resmen kaderine terk ediliyor ve bir mecburiyete zorlanıyor dedi. Yıllardır tanırım Atıf Beyi ve birçok programda ağırladım kendisini. Yorumları beğenilir, beğenilmez, fakat bu sefer söylediği gerçekten dikkatimi çekti.
Çünkü her seçim öncesi Kürt halkının oylarının belirleyici unsur olduğu söylenir, oradan gelecek oyların çok kıymetli olduğu anlatılır ve Kürt halkının gönlünün kazanılması için çalışmalar yürütülür. İyi hoş ama Atıf Beyin dikkat çektiği nokta önemli. Şöyle ki, muhafazakar Kürt seçmen kendisini temsil edecek isimleri milletvekilliği aday listelerinde göremeyince, hele ki seçilecek bir yerden göremeyince nasıl destek verecek? Muhafazakar Kürt seçmenin temsiliyet hakkını görmezden gelen siyasi partiler nasıl oy alacak? Atıf Bey ısrarla şunu soruyor, ben ve benim gibi düşünen Kürt halkı neden terörle iltisakı olan bir partiye mecbur bırakılıyoruz? Hele ki, bir oyun bile bu kadar önemli olduğu bir seçim sisteminde..
Bu sorunun cevabı elbette bende değil. Bu soru eminim muhataplarına gitmiştir ve sanırım bir cevabı da olacaktır. Atıf Beyin sözlerinden sonra, Türkiye ile hiçbir sorunu olmayan, sadece temsil haklarını isteyen muhafazakar Kürt seçmene kapısını açmayan partilerin oy konusunda istediğini alacaklarını düşünmüyorum.
Burada yayında sorduğum soruyu tekrarlamakta fayda olduğunu da düşünüyorum. Muhafazakar Kürt halkı kendi siyasi oluşumunu hayata geçirir mi? Bence neden olmasın. Hatta kurulup, başka siyasi partilerin yapamadığı ya da yapmak istemediği bir siyasi anlayışla Türkiye partisi olabilir.
İKİNCİ TUR KESİN
Seçimlere 15 gün gibi kısa bir süre kaldı. Artık Cumhurbaşkanı adaylarından tutun, vekil adayları da tabiri caizse hızlarını artırıyor ve tüm hamlelerini yapıyorlar. Ancak özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yapılan anketlere bakarsak bugün itibarıyla ipi ilk turda göğüsleyen yok. Bunu sadece ben değil Saros Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Eptemli de söylüyor.
Siyaset Limanı’nda konuğum olan Eptemli, seçimin kesin olarak ikinci tura kalacağını net bir dille ifade etti. Yani söylendiği gibi yüzde 60-66’lık gibi rekor oy şu an yapılan anketlere göre pek mümkün gözükmüyor. Hatta Eptemli yaptıkları anketlere göre Sayın Kılıçdaroğlu’nun 50.3, Sayın Erdoğan’ın 49.7 oy alacağını söyledi. Yani bu durumda kazanan kim olur bilemem ama ucu ucuna bir seçim zaferi sandıktan çıkacak gibi duruyor.
Bekleyip göreceğiz elbette, ancak tek isteğimiz seçimlerin huzur içerisinde geçmesi ve artık seçimlerin normalleştirilmesi hatta en önemlisi Türkiye’nin gündeminden çıkıp, gerçek sorunların tek tek çözüme kavuşması.
Haftaya görüşmek üzere.