Bu çarpıcı başlık bana ait değil. Her Çarşamba Elips TV’de canlı olarak yayınlanan Siyaset Limanı programında ağırladığım Milli Yol Partisi Genel Başkanı Sayın Remzi Çayır’a ait. Şöyle ki; Sayın Sinan Oğan Cumhurbaşkanlığıadaylığı için imza desteği istemek üzere ziyaret ettiği Remzi Beye, başlıktaki cümleyi kurmuş. Sayın Çayır’ın amacın ne sorusuna MHP’nin başına geçmek olarak cevap veren Oğan, bildiğimiz üzere birkaç gün önce Cumhur İttifakı’nı destekleyeceğini ifade etti.

Bir adayın bir ittifakı desteklemesi gayet normal, bu bir tercihtir saygı duyulur. Ancak, MHP’nin başına geçmek istiyorum söylemi sonrası MHP’nin içinde bulunduğu Cumhur İttifakı’na geçilmesi üzerinde durup, düşünülecek bir durum. Kaldı ki, Cumhur İttifakı’na geçen Sayın Oğan, herhangi bir talebinin olmadığını ifade etti, basına yansıyan kısmıyla da Sayın Erdoğan aynı söylemde bulundu.

Hangi ittifakı destekleyeceği merak konusu olduğu süreçte, Cumhurbaşkanlığı yardımcısı olmak varken, neden bakan olayım diyerek açıklamalar yapan Sayın Oğan’ın hiçbir talebi olmadığı ya da görev almayacağı söylendiğine göre, Sayın Oğan’ın MHP liderliği için bu tercihi yaptığını söyleyebiliriz. Hatta, bu bir plan dahilinde bile olmuş olabilir. 

Öyle ki, Cumhur İttifakı’na katılmadan önce medyanın kendisine sansür uyguladığını ifade eden, çeşitli medya kuruluş ve kurumları önünde basın açıklamaları gerçekleştiren Sayın Oğan, artık yaygın medyada ve o çıkmak istediği, ki bir Cumhurbaşkanı adayı olarak hakkıdır, kurumunun yayınına katılıyor. Burada Cumhur İttifakı’nın elbette ki rolü çok büyük. Zira herhangi bir ittifakı desteklemeseydi ya da Millet İttifakı’nda karar kılsaydı, yine yaygın medya ilgi göstermeyecekti kendisine.

Peki bu süreçten sonra Sinan Bey nasıl bir yol izleyecek? Sayın Erdoğan’ın sandıktan çıkmasıyla yine sık sık medyada kendine yer bulacaktır şüphesiz, ancak sandıktan Sayın Kılıçdaroğlu çıkarsa ne olacak? Yine sandıktan Sayın Erdoğan çıkarsa, MHP genel başkanlığı için nasıl bir hamlede bulunacak? Programa katılan ve milliyetçi-ülkücü tabandan gelen Milli Yol Partisi Genel Başkanı Sayın Remzi Çayır’ın dediği gibi, milliyetçi-ülkücü camiada böyle bir yol yok.

Daha önce MHP’den ihraç edilen, sonra mahkeme kararıyla geri dönen, ancak yine ihraç edilen Sayın Oğan, nasıl olacakta MHP’nin başına geçecek? Hele ki, Sayın Bahçeli hali hazırda MHP’nin başındayken, böyle bir hedefe nasıl ulaşacak? İnsan sormadan edemiyor, acaba Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ya da bakanlık talebi olmayan Sayın Oğan, MHP’nin kapılarının kendisine açılmasını mı talep etti? Eğer öyleyse bile, buna Sayın Erdoğan’ın sıcak bakacağını pek sanmıyorum. Sıcak baksa dahi, böyle bir şeyin olmasına pek ihtimal vermiyorum. Lider odaklı bir siyasi hareket, iki kere ihraç ettiği bir ismi genel başkan olarak partinin başına getirmez.

ERDOĞAN’IN İKİNCİ TURU, KILIÇDAROĞLU’NUNSON ŞANSI

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk kez ikinci tura kaldı ve Pazargünü seçmen tekrar sandık başında olacak, Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun 13. Cumhurbaşkanı olması için vatandaşlık görevi olan oy verme işlemini gerçekleştirecek.

Herkesin merakla beklediği seçim sonucunda biri kazanırken, biri elbette kaybedecek, ancak kaybedenin kim olacağı burada çok önemli. Şöyle ki, seçimi Sayın Erdoğan kaybederse eğer, son 21 yılda bir ilk yaşanmış olacak. Bu belki psikolojik olarak biraz yıpratacak, ancak bir son olmayacak. Eğerkaybeden Sayın Kılıçdaroğlu olursa yine son 21 yılda bir ilk olmayacak, ancak siyaset sahnesinde inmek durumda kalacaktır.

Bunu kendi şahsi fikrim de değil, bunu da ifade edeyim. Çünkü, CHP’nin yapması gereken bir genel kurulu var. Yani Kemal Bey seçilse de seçilmese de CHP genel kurula gidecek. Seçilirse CHP’nin başında kalma ihtimali var, bakın ihtimal diyorum çünkü seçilince partili Cumhurbaşkanı olmaz söylemleri dolaşıma girecek ve yıpratma politikası uygulanacak, seçilemezse de genel başkanlığının devam edeceğini hiç sanmıyorum. Çünkü, hali hazırda CHP’nin kendi içerisinde genel başkanlık hesapları yapan, hatta bunu da geçmişte açıklayan, kamuoyunun da öne çıkardığı ve çıkaracağı isimler de var. Yani Kemal Bey sandıktan çıksa da çıkmasa da, CHP’de genel başkanlık için hızlı bir trafik olacaktır. 

Özetle, ikinci tur Sayın Erdoğan için bir seçim, ancak Sayın Kılıçdaroğlu için çok kritik bir dönemeç olacak. Şunun şurasında, sorulan tüm soruların cevap bulmasına sadece üç gün kaldı. Hep beraber bekleyip göreceğiz, bakalım seçmen ne diyecek, kime onay verecek.

Haftaya görüşmek üzere.