Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada olan olaylara bakınca, şeytanın son zamanlarda fazla mesai yaptığını söylemek sürpriz olmasa gerek. Sinan Ateş,  Narin, Sıla derken nerelere geldik. Hastanelerde öldürülen bebekler, Fetullah Gülen’in ölümü ardından Bahçelinin açıklaması derken TUSAŞ yönelik terör saldırısı…

İnsanlar yarın endişesine kapılmaya başladı. Sosyal medyaya erişim yasağı geldi. İnsanlar olağanüstü hal, sokağa çıkma yasağı getirilmesinden korkuyorlar. Peki, bu olaylar böyle devam ederse ne olur, onun cevabını arıyor birçok kişi. Ve bir yandan da insanlar şeytana tapmaya başladılar. VIP ve CIP birçok kişi şeytana tapıyor, pedefoli ve kan içici. Bugün bu işin, din, mitolojideki yerini yazacağım.

Eskiden yok idi, iş bu tanım yeni çıktı. Şeytan, Satan, Melek-i Tavus, Azazil, İblis, hepsi aynı kişiden söz etse de onun farklı anlamlara gelen farklı yüzlerine işaret eder.

Şeytan farklı din, geleneklerde farklı isimlerle de anılır. Mesela, Diaboli", "Belial", "Mephisto" ya da "Lucifer", "Satana", eski Türkçede "Yek" ya da 'Albız 'olarak geçer. Yahudilikte "Samael" olarak geçer. Ayrıca Satan, Zohak, Satir, Devil, Beelzebub, Nefilim, Ehriman, bunlardan bazılarıdır.

Bu Tanrıları birbirinden ayıran farklı öncelikleri vardı. Devil “iftiracı”, iblis “ümitsizlik aşılayan”, demon “kötü nefs”, Azazel “Tanrının kuvvet verdiği mühlet verdiği”, Belial “Faydasız, Malayani, boş işler peşinde koşturan”, Baal-zebub “uçan varlıklar kıralı”, Lucifer “ışık taşıyıcı”, Mastima “suçlayıcı”, Şamael “Tanrının zehiri”, Mephistopheles “yok edici/yalancı”, Şemyaza “güç sahibi” demek.

Latinler Lucifer’e yani. "Karanlıkların Efendisi"ne "Diaboli" dedi, İspanyollar Diablo”, Yunanlar "Diabolos" Beelzebub" (Sinek Kral), "Belial", "Mephisto" ya da "Lucifer", Rusçada "Satana", Kur’an-ı Kerim’de “Azazil” olarak geçer.  Hindler “Ehrimen” der. Şeytan, Satan, Lucifer, İblis, Eden, Azazil, Evil, Devil, Hades, Hannas, Daevas sahte tanrı, Mara öldürücü, Ravana , Hindu mitolojisinde Lanka'nın efsanevi çok başlı şeytan kralıdır. 10 kafası ve 20 koluyla  dilediği şekle dönüşebilirdi. Ne derseniz deyin, kim ona ne isim verirse versin, ne anlam yüklerse yüklesin aynı şeytandan söz ediyoruz.

Mesela bizdeki Ezdi’lere göre, “Melek-i Tavus”, insanların imtihanı için onları denemek üzere gönderilen bir melektir. Nasıl Azrail can almaktan dolayı sorumlu tutulamazsa, Melek-i Tavus da bu görevinden dolayı sorumlu tutulamaz, onun kendilerini sınarken çok zorlamaması için onu da anlam ve selamlamak gerekir.

Luciferianizmde tanım çok daha farklı. Tanrı insanı ve cinleri yarattı, onları cennet vaadi ve cehennem korkusu ile yanına alarak, aslında kendisi de bir tanrı olan şeytanı kıskandığı için onu kötüledi ve insanların ve Cinlerin yardımı ile onu farklı bir boyuta hapsetti. Oysa o insanlara yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vaat ediyordu. O cehennem olsun istemiyordu. Ona göre, ayıp, günah, suç da olmamalı idi. İnsan tanrılaşma yolunda evrilirken, bu duygularını sanal alemde gerçekmiş gibi deneyimleyebilirdi. Zengin-Fakir de olmayacak, ama sisteme uyum performansına göre, aynı şeyleri farklı boyutlarla deneyimleyebilecekti. Mülkiyet ve paranın olmadığı bir dünya bugün GlobalReset’te, MetaVerse alemini ya da LucidDream ve Astrol yolculuğu hatırlatıyor. TransHumanizm projesinde de ölüm yok.

Bugün bizim Pedefolik Satanistler olarak tanımladığımız topluluklar aslında bu yeni Lüciferianizmin ilk örnekleridir. “Uluslararası Sistem” dedikleri. Aslında bu hedefe doğru yürümenin bir adıdır. Bu yoldan yürüyerek “Tek dünya, tek aile ve tek gelecek”e (One Earth, One Family, One Future) uzanacaklar. O gün Tek devlet ve tek para olacak, Mülkiyet olmayacak Suç, günah, ayıp, haram olmayacak. NeuraLink ile insanların hepsi aynı sistemin bir parçası olacaklar. Aslında “Dijitalizm” dedikleri, bu NeuraLink, Nesnelerarası iletişim, 5-6G, StarLink, Endüstri 4.0, Human 2.0, Humanoid, Avatar, Klonoid, Siborg, MetaVerse’den oluşan bir dünyanın alt ideolojilerden biri.

Biz bu yolculuğa “Yerli ve Milli” sloganları ile çıktık. Lokalleşme, yerelleşme, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve özerkleşmesi. Önce atomize edilmemiz, ayrıştırılmamız gerekiyordu. Coğrafi markalar ve işaretler üretildi. Bir yandan da uluslararası standartlar, kodlar üretiliyordu tabi. Sonra Glokalist olduk, yerelden evrensele geçtik. Yerel kültür ve markalar evrensel kültürü oluşturacak, evrensel markalara dönüştürülecekti. Bunun içinde evrensel normlar, standartlar ve fonlar gerekli idi. Atomizasyondan  Nötralizasyona geçtik. Rekabet şartlari, Moda, media ve sinama, Tv üzerinden  “çok kültürlü dünya”da hızlı ve sert bir rekabet başladı. Herşey emek, navlun, kredi, hammadde, enerji maliyetlerine bağlı idi. Ve 3. Aşamaya geçildi. Globalizm.. Sosyal media bilgi toplumuna geçişin lokomotifi olacak diye beklerken, herkes agnostik oldu. İnsanlar, neye ve kime inanacaklarını şaşırırken, bir yandan de geleneksel inanç ve hayat tarzından hızla uzaklaştılar. İnsanlar, din, ahlak, gelenekten v e biyolojik cinsiyetler dinden bağımsız bir GENOM a dönüşmüştü.

Porno, Feminizm, Toplumsal cinsiyet, 5G, Nesnelerarası iletişim ve İnsanın nesneleşmesi ve din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetten bağımsız, GENDER diye tanımlanan bir GENOM’a dönüştürülmesi projesi de bu Şeytani oyunun bir parçası. İklim krizi, Karbon ayak izi, Modern tefecilik, sınırları aşmak, Kültürel çürüme, cinsiyetsizleştirme, kısırlaştırma, vasayat, rüşvet, nefret suçu yasaları, aslı hepsi bir yerde bir şekilde Şeytanla ilgili, ilişkili. Ama hemen hatırlatalım ki, Şeytan’ın varlığı günah işlememizin bahanesi değildir. Evet Şeytan da Allah’ın iradesi içindedir ama biz Allah’ın rızasını aramalı ve ona tabi olmalıyız.

Dilipak

Yukarıda Siyonist bir politikacı ve sözlerini ve modern Satanistler tarafından kullanılan Lucifer sembolünün bir versiyonunu görüyorsunuz. G.Geefs’in bir eseri olan Lucifer heykeli günümüzde Belçika’nın Liege kentindeki St. Paul Katedralindedir. Mabed’de Lucifer’in yeri ne derseniz, Kiliselerde genellikle Şeytan ve/veya İblis’i tanımlamak için kullanılır. Onlara göre Lucifer “cehennem’in efendisi”dir, “Şeytan” ise sadece onun hizmetindeki bir görevlidir. "Gün Yıldızı" ya da "Sabah Yıldızı" olarak bahsedilen gezegenin ve o gezegenin meleğinin Latincedeki adıdır.

Ansiklopedilere baktığınızda onlar hakkında şöyle bir tanım göreceksiniz: “Lusiferizm, Lucifer'e atfedilen özelliklere saygı duyan bir inanç sistemidir. Luciferianlar genellikle Lucifer'e şeytan olarak değil, yok edici, koruyucu, kurtarıcı, ışık getiren ve/veya karanlığa rehberlik eden bir ruh olarak, hatta Yehova'nın aksine gerçek tanrı olarak saygı gösterirler. “Luciferianlar”ın bir grubu olan Neo-Luciferian Kilisesi'ndekiler Gnostisizm’den  etkilenmiştir”. Olimpiyat’lar, Aydınlanma felsefesi, Eğitimin logosundaki meşale, hepsi aslında bu konuyla ilgilidir. Şeytan ademoğlunu “yeryüzünde bir cennet ve ebedi hayat yaşayacakları bir dünya” hakkındaki yalan bilgisi ile aldatmıştı. İlginç değil mi? İşte geldiğimiz yer!? “Mor derili Kadın Lilith” de bu konuyla ilgili. Feminizm de aynı Yahudi mitolojisinin bir karakteri değil mi? Leyla, sadece bir aşk hikayesinin kahramanı değil. Ya da “Mor çatı” sadece bir dernek adı değil!

İsrail’in 6. Başbakanı Menahem Begin, Bir çok Siyonist Yahudi gibi şuna inanıyor: “bizim ırkımız üstün bir ırktır. Bizler bu gezegendeki kutsal varlıklarız. Aslında bizim ırkımızla karşılaştırıldığında diğer ırklar hayvan gibidir ve en iyi ihtimalle kurbanlık bir sığırdır”.  Bunları 1982’de Knesset deki konuşmasında söylemiş. Evet, zalimler, bu satanist, pedefolik Siyonistler, hayvan gibi hatta ondan da aşağı “Belhum adal” olabilir, ama tüm insanlığa karşı düşman bir ideolojiyi, inancı meşru görmek mümkün değildir. Bu gün Siyonistler buna inanıyorlar. Bu Allah’ın dini değil, Şeytana iman edenlerin, ins’in ve cin’nin şeytanlarının inancıdır. Bu konuyu onun için bugünkü yazım için konu seçtim. “Sınır tanımayan bir kötülük”ten söz ediyorlar. 10 Emir’deki “öldürmeyeceksin”  emrini görmezden geliyorlar. Komşuluk hukukunu da dikkate almıyorlar.

Bakın Katolik kiliselerinde “Demonnizm”, “L’exorcisme” bölümleri vardır. Şeytanla yüzleşme ve cin çıkartma işi ile meşgul olanlar. Bu konu Masonlarla da ilgili. Tapınak Şovalyeleri de, Hz. Süleyman zamanında Mabedin İnşasında çalışan bukağılı Şeytan ve Cinlerle ilgiliydiler, Babil sürgününde yaşanan Harut ve Marut olayı da bu konuyla ilgiliydi. Birileri Şeytanları kullanmak isterken, Şeytan onları esir aldı.

Uluslararası sistemin peşine takılanların bu politikaları, politik pragmatizmin zirvesi olan oportünist bir politika. Algı yöneterek, hayal tacirliği ile zaman kazanayım derken aslında zaman kaybediyorlar. Stalin de, Hitler de halkı böyle peşinden sürüklemişti. İktidar oldular, ama sonları kendileri için de halkları için de, insanlık içinde hüsran oldu. Bu popülizm politikaları, toplum mühendisliğine soyunan, artırılmış sanal gerçeklik ve kitlesel  illizyonlarla algı operasyonlarını kendileri için bir çözüm olanlar da kendileri ile birlikte ülkelerini bitirecek gibi gözüküyor, tüm dünyada. Ülkemizde de, Amerika’da da, İran da, Arab dünyasında, İsrail’de yaşanan da bu değil mi? GlobalReset böyle bir şey değil mi?

Başta söylemiştik, Latincede "Lucifer" kelimesi "Işık Getiren" (lüx, "ışık", ferre, "getirmek") demek. Aynı zamanda bu isim "Sabah Yıldızı"na yani Venüs’e verilen isimdir. Size daha ilginç bir bilgi daha; Venüs aslında Yunan mitolojisinde aşk tanrıçası Afrodit’dir.. 2 Afrodit vardır, bunlardan biri, "beden aşkı"nı diğeri platonik aşkı, manevi aşkı ifade eder.. Venüs’ün Roma mitolojisindeki ismi “Venüs”, Etrüsk mitolojisindeki ismi “Turan”dır. (“Turan” bizde Etrüsk mitolojisinden tamamen ayrı bir anlamda erkek adıdır. Türk dünyasında ise “Türk dünyasının birliği”ni ifade eder, adeta bir “Kızılelma”dır!)

Dini metinlerde anlatılan anlatılan şekliyle, “… Lucifer cennette iken kibrine ve hırsına yenik düştü. insan oğlunu kıskandı ve ona itaat etmeyeceğini söyleyerek, Tanrılığa özendi. Lanetlendi ve Cennetten kovuldu. İslam geleneğinde ve “Elestü bezmi” / “Galu bela zamanı” başlığı altında anlatılır. Yahudi metinlerinde ise bu dönem şöyle anlatılır: “Seni ‘Tanrı’nın dağı’ndan men ettim’ ve seni ‘bekçilik ettiğin ateş tarlaları’ndan sürgün ettim. Güzelliğin yüzünden için kibirle doldu ve bilgeliğini kendi ünün için harcadın. Seni içine hapsettiğim ateşle beraber dünyaya attım. Seni takip edenlerle beraber sonunuz ateşler içinde küle dönecek. Çok feci bir sona geldin." Bundan sonra da Şeytan cennetten kovuldu.  Ve başımıza bela oldu. Ve düşman olduğu kimi Ademoğulları tarafından maalesef İlah ve Rab kabul edildi. Biz elhamdülillah Müslümanlardanız ve her işimize besmele ile başlar, taşlanmış Şeytanın şerrinden Allaha sığınırız.

Selam ve dua ile.