Ülkemizde yaşanan orman yangınları büyük bir varlığın yok olması anlamına geliyor. 
Bir fidanın milli varlığa tam elli yıl sonra katkı sunduğunu bilmek, yeşilin kıymetini anlamak açışından çok önemli.
Hiç şüphesiz Türkiye orman yangınlarında dünya başarı sıralamasında çok iyi bir yerde. 
2021 yılında Kanada’da, Amerika’da yaşanan orman yaygınları aylarca söndürülemezken Türkiye’de yaşanan en şiddetli yangın, 16 günde söndürüldü.
Yaşanan orman yangınlarında en ön safta duran orman işçilerinin kendilerini yeşil vatanın koruyucusu, ateş savaşçıları olarak isimlendirmesi aidiyet anlamında çok değerlidir. 
Ayrıca her bir fidanı canından bir parça gibi gören Ateş Savaşçıları, fidanların yaşayabilmesi için kendilerini adeta ateşe karşı siper ediyorlar. Öyle ki bu güne kadar 143 orman işçisi yangınlarda şehit oldu. 
Geçmiş yıllarda orman işçilerinin kadrosuz şekilde çalışması, 
İlk müdahale uçakları noktasında yapılan yersiz gürültü 2023 ile birlikte tarihe karıştı. 
Muhalefetin yanlış siyaseti eski uçaklar noktasında da pek işe yaramadı. Kötü komşu ev sahibi yapar minvalindeki yaklaşım bugün Orman Genel Müdürlüğünün envanterinde güçlü bir iz oluşturdu. 
Muhalefet eski uçakları çalıştırın çağrısı yapadursun iktidar yeni uçak ve helikopterleri, yüzlerce arazözü, ilk müdahale araçlarını bünyesine kattı. 
Bu durum yangın esnasında müdahale süresinin 10 dakika seviyesine inmesine sebebiyet veriyor. 
İşçinin moral ve motivasyonu son derece iyi. Daha öncesinde 5 ay 29 gün, sonrasında 9 ay 29 gün ve şimdide 12 ay kadrolu çalışması büyük bir motivasyon getirdi. Hiç şüphesiz işçinin kadroyu elde etmesinde orman işçilerinin Sendikası olan Öz Orman İş ve özellikle ağabey dedikleri sendika başkanı Settar Aslan’ın payı büyük. 

Kadro yolunu ilmik ilmik dokuyan sendika aynı zamanda toplu sözleşme katkısı olarak beş bin liraya yakın bir kazanım elde etmiş. Bu durum sendika ve üyesi arasında tarifi imkansız bir bağlılığa sebebiyet verdi. 

Fakat Orman Genel Müdürlüğünün alınan hak olan kadro durumunu tam manasıyla yönetemediğini görüyoruz. 2007-2014 yılları arasında OGM’ye giriş yapan işçiler dururken verilen kadronun 2022 den geriye doğru düşmesi büyük bir tartışma getirdi. Hiç şüphesiz kadro hakkı en eski çalışandan, en yeni çalışana doğru gitmesi gerekirken arada yaşanan teknik aksaklıkların hızlı bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Bu husus 11.166 işçinin tamamına kadro veriliyor rahatlığı olsada, ben daha eski iken yenilerin kadro alması biraz tuhaf yorumlarıyla karlılık buluyor. 
Evet kadro geldi ve 2007 den 2022 yılının belirli sürelerinde işe giren herkesi kapsayacak fakat hiyerarşi gereği işçi pekte haksız sayılmaz. Hızlı bir şekilde düzenlemenin sonlanması işçinin tamamının istediği kadrosuna ulaşması gerekiyor. 
Yazımızın ana konusu olan orman yangınları ile ilgili uyarılarda bulunarak devam edelim; 
Öncelikle orman yangınlarının insanlardan kaynaklı oluşma oranı %86
Bu oran ormanların insanlardan korunması anlamına geliyor. Duyarsız toplum, yeşile karşı hassas olmayan bireylerin aynı zamanda ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor. 

Bir kaç saatlik zevk uğruna yapılan pikniklerin sonrasında ateşin söndürülmemesi hektarlarca alanın yanması demektir. 
Piknik sonrası temizlenmeyen çevreden kalan cam parçalarının ormanda mercek etkisi yapması demektir. 
Söndürülmemiş bir sigara izmaritinin milyarlarca canlıyı yok etmesi demektir. 
Ve ilk okuldan itibaren yeşil vatan hassasiyeti gütmeden evlat yetiştirmek vatana ihanet demektir. 
Bütün bunlar yeşil vatanın var oluş veya yok oluş sürecindeki konumlanmasını sağlamaktadır. 
Türkiye dünya fidan dikim rekoru kıran, yeşil örtüsünü her geçen gün büyüten büyük bir mücadele veriyor. Bir taraftan göz nuru olan fidanlar dikilirken bir taraftan da dikkatsizlik sonucu binlerce hektar alanı kaybetmek büyük bir yıkımın izdüşümüdür. 
Sözlerime orman teşkilatının ağabeyi olan Öz orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslanın sözleriyle son vermek istiyorum; “ Yangınlardan önce alınmamış en ufak önlemler,yangınların başlaması ile birlikte kaybedilen büyük bir milli servettir”