Yerel seçimlerden sonra Ak Parti Genel Başkanı ile CHP Genel Başkanının görüşmelerini farklı zeminlere taşıma gayretinde olan birçok gazeteci, yorumcu ile karşılaştık. 
Özellikle bu süreci bir fırsat olarak değerlendiren, AK Parti’nin MHP’den kopacağını iddia edenler Cumhur İttifakının varlığından rahatsız olanlardır. 

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin kürsü konuşmalarına ayrılık anlamları yükleyen, verilmek istenen mesajları kendi çıkarlarına göre harmanlayanlar, Cumhur ittifakının oluşturmuş olduğu birliktelikten rahatsız oldukları için kasıtlı bir maşalığa soyunmuş durumdalar. 
Ülkenin genel dinamiklerini bozmak, ahlaki duruşunu zedelemek adına her türlü gayretin içerisine girenler, siyasi anlamda verilmek istenen yumuşama mesajlarını doğru okumadan Cumhur ittifakının yıkılacağını umarak hareket alanı çiziyorlar. 


Cumhur ittifakı bugüne kadar altılı masa ve avenelerine fırsat vermediği gibi bundan sonraki süreçte de bu heveste olanların heveslerini kursağında bırakacaktır. 


Cumhur ittifakının birliği ve dirliği, dirlik sahibi olamayanların korkusuna dönüşmüştür. Milletimiz siyasi yumuşamayı arzu etmektedir doğru, bu siyasi yumuşamanın milli ve manevi duruştan taviz vermek olduğu yanılgısı da beyhude bir çabadır. 
İçeride ve dışarıda oluşmuş veya oluşacak olan bütün saldırılar karşısında, milletin özgül ağırlığını temsil eden Cumhur ittifakının samimi duruşuna, milli ve manevi hassasiyet sahibi olan herkes davet edilmelidir. 
İhanetlerin kıyısından dolanan, menfi çıkarlar noktasında milletin çıkarlarını hiçe sayanlar bu ülkede ihanet içerisindedir. 


Bundan sonraki süreç daha fazla birbirimize kenetlenmeyi, daha fazla hep birlikte Türkiye olmayı gerektirmektedir. 
'Filistin’de yaşanan kıyımın sebebi Türkiye’dir' diyen sayın Cumhurbaşkanı oynanmak istenen oyunun farkındadır. 
Aykırı bir dille ülkenin içerisine serpilmek istenen fitne tohumlarından ne murat edildiğini sayın Devlet Bahçeli net bir şekilde görmüş, buna cevabını vermiştir. 

Siyasi çıkarların, ülke çıkarlarının önüne geçmeyeceğine inananlar, vatan hassasiyeti ile kurduğu her türlü cümlede bu ülkeye diyetini ödemektedir. 
Kendi şahsi ikballeri uğruna bir dolara satılanların, mesele ağaç değil diyerek milleti galeyana getirenlerin, bayrak dedikleri renkli paçavralarda ikilik çıkarmak isteyenlerin maşalığı sonuç vermeyecektir. 


Sokak kavgalarının konum bilgisini ısrarla Cumhur İttifakı bileşenlerine yöneltmek, siyasi yumuşamanın fırsatçılığına soyunarak araları nasıl olsa bozuldu diyerek rüya görmek, onlar açısından üstü açık uyumaktan başka bir yorumla izah edilmeyecektir. 
Birilerinin tokmağını eline alan, birilerinin değnekçiliğine soyunanlar, bir dolarla satılanların iç kavgasını görmekte, darbe ile alakamız yoktur yalanını kuranların darbe saatiyle ilgili şaşkınlığını da dile getirmekten çekinmemişlerdir. 
Bundan sonraki süreç onlar açısından haramzadeliğe kılıf bulmak, Haşhaşi tuzaklarına bahane uydurmaktır. 
Doğruların her zaman ortaya çıkma özelliği zamanla daha derine inmeye sebep olacaktır. 
Derinlerde kaybolanlar karanlık dehlizlerde yok olmaya mahkumdur. 
Dün nerede durmuşsak, bundan sonraki süreçte de milli ve manevi duruşun temsilcilerinin yanında olmaya devam edeceğiz. 

Hassasiyetimiz milletin kendisidir. Milletimizin geleceğine kastedenlere dün fırsat vermediğimiz gibi bundan sonraki süreçte de fırsat vermeyeceğimiz bilinmelidir. 
Bireysel manada devlet aklının gereklerini kuşanarak cümle kurmak birilerine -kendinizi ne sanıyorsunuz sorusunu sorduracaktır. 
Milletin kendisine efendilik etmeye çalışan aksak ayakların, pörtlek gözlerin, ayrık dişlerin mensupları bilmelidir ki önümüzdeki süreç daha sert bir geleceğe gebedir. 


Dünyanın hançerlerini bilediğinin farkında olduğumuzu bilmenizi, ihanet bıçaklarınızla ihanetçilerin, devlet düşmanlarının yanında olacağınızı iyi bilmekteyiz. 
Dün tarihin çöp sepetine ihaneti ile atılanlar, yarın da milletin birliği ve dirliği karşısında paramparça olmaya devam edecektir. 
Çünkü bilinmelidir ki devlet aklı ayakta, milletin adamı kıyamdadır.