CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel seçimlerden olası bir başarısızlıkla çıksaydı, Kılıçdaroğlu düğmeye basacak, imza toplama işine girişecek ve CHP’yi olağanüstü kongreye götürmeyi deneyecekti. 

Fakat olmadı.

Özgür Özel yerel seçimlerden başarılı çıktı.

Kılıçdaroğlu da yeniden genel başkan olma hayallerini bir süre erteledi.

Ekrem İmamoğlu cephesinde ise işler iyi gitmiyor. 

Kendi eliyle delegeleri ikna ederek genel başkan yaptığı Özgür Özel seçimlerden sonra özgüven tazeledi, liderliğini pekiştirdi ve rüştünü ispat etti.

Böylelikle Ekrem İmamoğlu’nun pabucunu dama attı.

Artık İmamoğlu ile eskisi gibi istişare etmiyor. Atacağı adımları ona danışmıyor.

Bu durum İmamoğlu’nu ve kurmaylarını son derece rahatsız ediyor.

Kılıçdaroğlu, bunun farkında!

Özgür Özel’e karşı İmamoğlu ile yeni bir ittifak kurabilirler. Güçlerini birleştirip Özel’e karşı CHP içinde lobi faaliyetine başlayabilirler.

Mansur Yavaş cephesinde değişen bir şey yok!

Bilindik Mansur Yavaş!

Etliye sütlüye karışmayan, gündeme gelmeyen, demeç vermeyen, sessiz sakin yürümeye devam eden Mansur Yavaş profilinde milim değişik yok!

Özgür Özel, bu tabloda 2028’de kimi aday yapacağı meçhul.

Teknik direktör olduğunu söylüyor ama durum her an değişebilir.

Ansızın, “bu maçı ancak ben kurtarabilirim” deyip sahaya inebilir.

Erdoğan ile görüşmesinin perde arkasında bu ihtimal var

Özgür Özel, yıllardır yüzde 25 bandına sıkışıp kalan CHP’nin ancak sağa, mütedeyyin/dindar kesime açılırsa önünün açılacağını gördü.

Bu yüzden Kılıçdaroğlu gibi “Erdoğan ile mücadele edilir, müzakere edilmez” noktasında durmuyor.

Diyalog kanallarını kapatmıyor.

Erdoğan ile görüşmek Özgür Özel için Erdoğan’ın temsil ettiği yüzde 50 ile bağ kurmak demek.

Erdoğan ile görüşmek katı CHP çizgisinin artık geride kaldığını, yeni bir CHP’nin var olduğunu ima etmek demek.

Bu açıdan bakıldığında Erdoğan - Özel görüşmesi Özgür Özel’e ve CHP’ye yarar.

Ancak…

Özgür Özel, bu görüşmeler sonrası, CHP içindeki Erdoğan muhaliflerinin sesini kesmek için “suç ortağı” gibi ifadeler kullanırsa Erdoğan’ın temsil ettiği kitleyi yanına değil karşısına alır.

Erdoğan’a oy veren kitle “kategorik Erdoğan düşmanlığı” yapan siyasetçilere prim vermiyor.

AK Parti’den kopan iki siyasi parti bunun en büyük örneği.

Gelecek Partisi ve DEVA Partisi genel başkanları çok sert “Erdoğan muhalifliği” yaptılar ve kaybettiler.

Taban toplayamadılar.

Partiye kilit vurma noktasına geldiler.

Özgür Özel de kendi partisi içerisindeki Erdoğan muhaliflerini dinler ve bu “yumuşama döneminin ruhuna aykırı” cümleler kurmaya devam ederse kaybeder.

Kazanan Erdoğan olur!

Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, kiminle ilişki geliştirirse geliştirsin bu ilişki ve diyalogun hakkını veriyor. Bu birlikteliğin ruhuna zarar verecek her türlü söylem ve eylemden kaçınıyor.

Özgür Özel’in Erdoğan’dan öğrenmesi gereken çok şey var…