Yukarıdaki başlık son günlerin en çok konuşulan meselesi oldu Türkiye’de.

Özellikle milli maçların yapıldığı ve milli duyguların zirvede olduğu bir dönemde “Türklük ve Türkiyelilik” meselesi trend toping listesinin uzunca bir süre zirvesinde yer aldı.

Aslında tartışma yeni değil.

Siyasetin gündeminde hep vardı.

Hatta geçtiğimiz haftalarda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “Türkiye Milleti” vurgusu yaptı.

Bahçeli, TBMM Grup Toplantısı’nde kendi partililerine seslenirken “Sabırlı olacaksınız, öfkenizi erteleyeceksiniz, milletinizin sahibi olacaksınız, ‘Türkiye milletinin’ de sahibi sizler olacak ve gelecekte sizler yöneteceksiniz. Onun için tavsiyem budur." dedi.

Türk Milleti” yerine “Türkiye Milleti” ifadesi kullandı.

Daha öncesinde Çözüm Süreci’nde HDP, “Türkiyelileşme” mottosunu kullandı.

Anayasa’nın 66. Maddesi olan “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür” cümlesindeki “Türklük” uzunca yıllar tartışıldı, halen tartışılmaya devam ediliyor.

Türk olmayanlar, Anayasa’nın 66. Maddesinin herkesi “Türk” kabul ettiğini, dolaysıyla “ayrımcı” bir madde olduğunu söyleyerek ilgili maddenin değişmesini istiyor.

Çok kültürlü, çok dilli ve çok etnisiteli bir ülkede böyle tartışmaların olması kaçınılmaz.

Sonuçta herkes Türk değil ama herkes Türkiyeli!

Türk-Türkiyeli meselesinin kökeninde ise “dil” farkı var.

Bir tarafta “Türkiye’de yaşayan herkese ‘Türk’ denilsin” diyenler var.

Diğer tarafta “ben Türk değilim, ama Türkiyeliyim “diyenler var.

Herkes Türktür” diyenler, Avrupa’yı Amerika’yı örnek gösteriyor.

“Fransa’da yaşayan herkese “Fransız” denir. Almanya’dakilere Alman, Yunanistandakilere “Yunan” denir. O yüzden Türkiye’de yaşayan herkese Türk denilebilir” diyorlar.

Bu doğru!

Ancak Avrupa dillerine göre doğru.

Şark dillerine göre ya da bizim dilimize göre yanlış.

Biz, Filistinde yaşayanlara “Filistinli”, Irak’ta yaşayanlara “Iraklı”, Suriye’de yaşayanlara “Suriyeli” deriz.

Örneğin; nerelisin sorusunun cevabı bizde hep: “Ağrılı, İzmirli, Çorumlu, Mersinli” olarak verilir.

Yine “herkes Türktür” savını savunanlar, ironik bir şekilde Bulgaristan’da yaşayan Türklere “Bulgar” demiyor.

Türk diyor!

Türkiye’de hangimiz Almanya’da yaşayan Türklere “Alman” diyor?

Türk diyoruz hep birlikte!

Çünkü onlar Alman değil, Türk!

Irak Kerkük’te yaşayan Türkleri yine Türk olarak anıyoruz. Onlara “Arap” demiyoruz.

Irak Kürdistanı’nda yaşayan Türklere “Kürt” demiyoruz. Türkse Türk diyoruz!

Bu açıdan bakıldığında “herkesi Türk olarak kabul edenler” kendi içinde “çelişmiş” oluyor.

Zira Türkiye’de yaşayan herkese Türk diyenler, Almanya’da yaşayan Türklere “Alman”, Bulgaristan’da yaşayan Türklere de “Bulgar” demesi gerekiyor.

Aslında bu kısır tartışmayı sonlandıracak olan en kestirme çözüm “empati” yapmak.

Sonuçta Türk olmayanların kendilerine “Türkiyeli” demesi kötü bir şey değil.

Aksine bu ülkeye aidiyet duyduklarını gösteriyor.

İtiraz edenlerin biraz “empati” yapmaya ihtiyacı var.

Bir an olsun bu ülkede yaşadığınızı; Arap, Kürt, Gürcü, Boşnak ya da başka bir etnisiteli olduğunuzu farz edin.

Size zorla “Türk” denmesinden rahatsız olmaz mısınız?

Ya da Burgaristan’da yaşayan Türklere “Bulgar” denmesinden rahatsız olmaz mısınız?

Tartışmayı bitirecek motto tak olarak şu:

Hepimiz “Türk” olmayabiliriz.

Ama hepimiz “Türkiyeliyiz

Biriz!

Beraberiz!

Hep birlikte Türkiyeyiz!