Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki “Barış ve Özgürlük Bayramı” kutlamalarına Ana Muhalefet Partisi lideri Özgür Özel de katıldı.
Bir süre önce başlayan Erdoğan-Özel görüşmelerinin bir devamı niteliğinde olan Kıbrıs buluşmasında her iki lider kısa bir sohbet yaptı.
Aslında Kıbrıs’ta uzun bir görüşme planlanıyordu ancak havanın sıcaklığı ve program yoğunluğu nedeniyle bu görüşme gerçekleşmedi.
Özgür Özel, Kıbrıs dönüşü Sözcü Tv’de Uğur Dündar’ın karşısına geçti ve Kıbrıs’ta yaşananları anlattı.
Konuşmasından bir cümleyi Sözcü TV “KJ” yaptı:
“Bugün seçim olsa iktidarız”
Özel, bu cümleyi Cumhurbaşkanlığı makamına saygı ile ilgili konuşmasında sarfetti.
“Yarın CHP’li birisi o makama oturduğunda biz de saygı duyulmasını isteriz” dedi.
Televizyon programının manşeti: “bugün seçim olsa iktidarız” cümlesiydi.
Özgür Özel, yerelde iktidar olduklarını, önümüzdeki seçimlerde de genelde iktidar olacaklarını iddialı bir şekilde söylüyor.
Belli ki yerel seçimde CHP’nin elde ettiği başarının verdiği moral hâlâ devam ediyor CHP’de.
Biraz kolaycı bir yaklaşım.
Çünkü bu iktidar olma beklenti ve üstünlük hissi doğrudan CHP ile ilintili değil.
Daha çok iktidarın yapamadıkları ile ilintili.
Başta ekonomi!
İktidar ekonomiyi düzeltemedi son yerel seçimlere girerken.
Emeklileri ikna edemedi.
Çalışanlar iktidara tepkiliydi.
Her ne sebep varsa bunların tamamına yakınının kökeni ekonomiye dayanıyor.
Peki ya AK Parti iktidarı söylediği gibi gerçekten “sonbahardan itibaren” enflasyonu düşürmeye başlarsa?
Ekonomik göstergeler iyileşmeye, zamlar durmaya başlarsa?
Hayat pahalılığı son bulursa?
Emekli, memur, işçilerin aylıklarına tatmin edici bir zam yansırsa?
Yani…
Tencere yeniden kaynamaya başlarsa?
O zaman da yine Özgür Özel, “bugün seçim olursa iktidarız” cümlesini böyle rahat söyleyebilir mi?
Bir ana muhalefet partisi, tüm stratejisini iktidarın yapamadıkları üzerinden siyaset yapmaya kurarsa her an lastiği patlayabilir, yarı yolda kalabilir.
Elbette iktidara muhalefet etmek muhalefetin asli görevidir.
Ancak muhalefetin de yapacakları var. Kendisine ait “özgün siyaseti” var.
Yerel seçimlerde kazandığı belediyelerdeki performansı üzerinden halkı ikna edebilir.
AK Parti’yi AK Parti yapan ve iktidara taşıyan belediyelerdeki başarısı değil miydi?
Belediyelerdeki icraatlar halk tarafından benimsendi ve AK Parti’ye iktidar yolu açıldı.
Şimdi aynı şans CHP için de var.
Ama sanki CHP tüm stratejisini ve propagandasını iktidarın ekonomi politikalarını eleştirmek üzerine kurmuş durumda.
Bu ise CHP’yi esaslı bir biçimde “potansiyel iktidar adayı” yapmıyor halkın gözünde.
Bu yüzden CHP’nin stratejisini yeniden kurgulaması gerekiyor.
İktidarda yapacaklarını belediyelerde şimdi yaparak “icracı tarafını” göstermeye ihtiyacı var.
Aksi halde bir sabah uyandıklarında iktidarın ekonomiyi düzelttiğini görür ve “sudan çıkmış balığa” dönebilirler.