Geçtiğimiz hafta TBMM’nin açılışında Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ayakta karşılaması ve önceki yılların aksine CHP’li vekillere de ayakta karşılaması yönünde talimat vermesinin siyasetteki yankıları halen sürüyor.

Muhalefet seçmeninden oldukça tepki gören bu olaydan sonra Medyascope’a verdiği röportajda Özel, bu defa da 28 Şubat Davası’ndan içeride olan paşaların dışarı salınmasını Erdoğan’dan ricacı olarak kendisinin sağladığını övünerek anlatınca tepkiler daha da arttı.

Aslında, Özgür Özel’in “normalleşme” açılımına muhalefet seçmeni başta büyük bir tepki göstermemişti. Sadece bir huzursuzluk söz konusuydu. Ancak Özgür Özel’in Erdoğan’ın kareli ceketini giymesi, ABD’deki rüşvet olayını savunmaya kalkması, Erdoğan’ı mecliste ayakta karşılaması, 28 Şubat paşalarının salınması için ricacı olmayı matah bir şey gibi anlatması ve daha nice olay birleşince muhalefet seçmeninin sabrı artık taştı.

Ve öyle gözüküyor ki artık Özgür Özel CHP genel başkanı olarak bir meşruiyet krizi içerisinde.

Kendisinin sosyal medyadaki paylaşımlarına yapılan yorumlara şöyle bir göz atarsanız, hemen her paylaşımının altının tamamen eleştirilerle dolu olduğunu görebilirsiniz. Bu paylaşımlara bir tane bile pozitif bir şey yazan yok.

Bu durum, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesi sonrası istifa etmemekte ısrar etmesi üzerine tivitlerinin altına yazılanları hatırlatıyor. Belli ki Kılıçdaroğlu gibi Özel de artık meşruiyetini kaybetmiş durumda.

Ben, Özgür Özel’in gidişatının bu yönde olduğunu yerel seçim sonrasından beri zaten söylüyordum. Bakın 7 Mayıs tarihli “Erdoğan’ın yeni oyun planı” yazımda[i] ne demişim:

“Geçtiğimiz genel seçim yenilgisi muhalif seçmende büyük tramva yarattı. Bu seçim sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’nun düştüğü durum ortada. Özgür Özel bu yola [yani Erdoğan’la anlaşma yoluna] girerse kendisi de benzer bir duruma düşebilir.”

Nitekim düştü de.

Bugüne dek Erdoğan ile Özel’in bir arkakapı anlaşması yapıp yapmadığı belirsizlik taşıyordu. Ben söz konusu yazımda da belirttiğim üzere anlaştıklarını zaten düşünmekteydim ancak net bir gösterge henüz yoktu. Ancak artık net olarak anlaşmış olduklarını söyleyebiliriz.

Hangi konularda anlaştılar?

Erdoğan ve Özel’in anlaşmış olduklarını artık bildiğimize göre, bu noktada soru hangi konularda anlaştıkları. Bunu da 5 ay öncesinden aynı yazımda yazmıştım:

“Erdoğan’ın Özel üzerinden başlattığı yumuşama sürecinin dört temel hedefi var:

1)     İmamoğlu ve Yavaş’ı siyasi denklemden çıkarmak

2)     1’le bağlantılı olarak Özgür Özel’i ana rakibi olarak konumlandırmak

3)     Cumhurbaşkanlığı için 2+1 dönem kuralını aşarak yeniden aday olmak

4)     %50+1 ile seçilme kuralını değiştirerek MHP sultasından kurtulmak”.

O dönemden bugüne olan tavırlarına baktığımızda Özel’in de bunları kabul etmiş olduğunu anlıyoruz.

Örneğin, İmamoğlu’na son derece absürt ve kabul edilemez sebeplerle siyasi yasak getirmeye çalışılan davayı düşünelim. Hatırlanırsa, geçtiğimiz günlerde Özgür Özel bu davadan İmamoğlu’na yasak çıkmasını normalleştirmeye çalıştı.

Ve tahminim, bu davadan İmamoğlu’na istinafta bir yasak çıkacağı ve Özgür Özel’in bunu retorikte kınamasına ve kabul edilemez bulduğunu söylemesine rağmen atılması gereken adımları atmayacağı, örneğin, bu karara rağmen hâlâ “normalleşme” sürecini bitirmeyeceği yönünde.

“AKP seçmenini kazanmak için” palavrası

Tabii, böyle bir anlaşma muhalefet seçmeni tarafından asla kabûl görmeyeceği için, Özgür Özel ve çevresindekiler Özel’in Erdoğan’a etkin muhalefet yapmamasına başka gerekçeler bulmak zorundalar. Bunların başında da, “eğer Erdoğan’a sert muhalefet yapılırsa AKP seçmeninin CHP’den uzaklaştıracağı, Özel’in bu şekilde AKP’den kopmakta olan seçmeni küstürmeden kendisine çektiği” argümanı geliyor.

Ne var ki, bu argümanın pek bir iler tutar yanı yok. Çünkü, kimse zaten Özel’e “Erdoğan’ın siyasi kutuplaşma tuzağına düş ve bodoslama muhalefet yap” demiyor ki. Siyasi kutuplaşma tuzağından kaçınmak ayrı bir şey, etkin muhalefet yapmamak ayrı bir şey. Özgür Özel, yaptığı gizli anlaşma gereği etkin muhalefet yapmıyor. Hatta yeri geliyor, sanki Cumhur İttifakı mensubuymuş gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı savunuyor.

Ayrıca şu nokta atlanmamalı ki, Özgür Özel bu tür bir yumuşak muhalefete yerel seçim sonrası başladı. Halbuki normalleşmeden önce benimsediği muhalefet tarzıyla CHP yerel seçimde zaten büyük bir galibiyet kazanmıştı. Özgür Özel, neden yerel seçimde galibiyet getiren muhalefet tarzından vazgeçti de yeni bir muhalefet tarzı benimseme gereği duydu? Artık sebebini biliyoruz.

Muhalefet seçmeninin şaşırtıcı olmayan tepkisi

Burada, muhalefet seçmeninin Özgür Özel’i meşruiyet krizine sokan tavrının aslında hiç şaşırtıcı olmadığını söyleyebiliriz.

Türkiye’deki siyasi kutuplaşma ortamında, muhalefet seçmeninin çok basit bir davranış biçimi var: Kendisini bu iktidardan hangi siyasi lider kurtaracaksa onun peşinden gitmeye hazır. Ama kişisel ikbâli ve hataları sebebiyle kendisini bu iktidara kim mecbur kılacaksa onu da defterden silmeye hazır.

Daha bir iki sene önce muhalefet seçmeninin çok sevdiği Kılıçdaroğlu ve Akşener’in bugün nerede olduklarına bir bakın. Doğru yöntem ve stratejilerle gayet kazanılabilecek 2023 Genel Seçimi’ni elbirliğiyle kaybettirdiler ve bugün muhalefet seçmeni ikisini de defterden sildi.

Dolayısıyla, Özgür Özel tam olarak ne bekliyordu? Erdoğan’la anlaştığı halde muhalefet seçmeninin bunu sineye çekmesini mi? Halbuki, muhalefet seçmeninin tutumu gayet açık ve basit.

Son bir husus, Özgür Özel’in Erdoğan’la anlaşmış olduğundan ötürü etkin muhalefet yapmaması, partinin başına tekrardan dönmek isteyen Kılıçdaroğlu ve çevresindekilere de alan açıyor.

Dikkat edilirse, Kılıçdaroğlu Özel’in mevcut muhalefet tarzının oluşturduğu boşlukları değerlendiriyor, sosyal medyadan Erdoğan’a ve iktidara yönelik sert eleştirilerde bulunuyor. Bir nevi Özel’in yapmadığı muhalefeti o yapıyor.

Özetle, muhalefet seçmeni için durum pek parlak gözükmüyor. Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, Türkiye belki de çoktan Rusya oldu ancak bu durum henüz daha netleşmedi.

Yazının tamamı için: https://www.elipshaber.com/erdoganin-yeni-oyun-plani