Dünya savaşının eşiğinde, tanrıyı kıyamete zorlayanlara karşı, mazlum kardeşlerimizin yanında olmak adına, hali pür melalimizi anlatan bir konu üzerinde bazı şeyler söylemek istiyorum bugün. Netanyahu için UCM tutuklama kararı verdi. Siyonistler UCM ve UCM kararına destek veren ülkeleri tehdit ediyorlar.
Gazze’nin gölgesinde kalan Ukrayna yeniden dünya savaşının merkezinde yer aldı. Bu arada Gazze’de direniş devam ediyor ama Kuzey Gazze işgal altında. İsrail’e karşı Boykot İslam ülkelerinde kör topal devam ederken, İsrail’e Siyonizm’e karşı giderek büyüyen bir öfke var. İlk kez bu kadar yaygın bir şekilde soykırım tartışılıyor. Bu arada G-20, COP-29 başladı ve bitti. Liderler havanda su dövdüler. Dünyayı kirletenler, soyanlar, mazlum halklara nasihat verdiler ve geldikleri gibi gittiler. Algı yöneteceğiz diye, her şeyi propaganda aracı haline getirmek, çoğu zaman beklenen faydayı sağlamayacağı gibi, geri teper. Gün gelir insanlar artık kendi adamlarına güvenmemeye başlar.
Bugün öğretmenler günü. Öğrenmekle anlamak aynı şey değil. Hakikat değişmez, ama gerçek değişir, gelişir. Zaten “iki günü birbirine eş geçen” aldanmış değil mi? Hele de bilineni tekrarlayarak ezberletiyorsanız. Ya da iddiacısı olduğunuz şeyler zaman içinde gerçek olmadığını anlaşılıyorsa. Sütten ağzı yananlar o zaman ayranı üfleyerek içerler.
Geçen gün Resmi Gazete’de bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlandı. Türkiye Filistin devleti kolluk kuvvetlerini eğitmek “işbirliği mutabakat zabtı imzalamış. Tarih 15 Kasım 2024, RG sayı 32723. AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Sosyal medya hesabı X'te bu haberi "Mehmetçik Filistin’e gidiyor… Filistin ve Türkiye arasında Filistin kolluk kuvvetlerinin eğitimi için sağlanan anlaşma dün gece Resmi Gazete’de yayımlanarak resmiyet kazandı" diye duyurdu. Oysa 24 Mayıs 2022 tarihinde de Ramallah'ta imzalanan ve 7509 sayılı kanunla onaylanması uygun bulunan Türkiye Cumhuriyeti ile Filistin Hükümeti arasında kolluk eğitimi iş birliği mutabakat zaptı imzalanmıştı.
Türkiye’nin kolluk kuvvetlerine eğitim verdiği ülkeler oldukça geniş sayısı 50 civarında. 39’unda ise tekrar tekrar eğitim verilmiş. Filistin’e bu ikinci eğitim programı. Ancak, genel olarak eğitim verilen ülkeler şu bölgelerde yoğunlaşmaktadır:
1.Afrika Ülkeleri (12 Ülke): • Somali, Nijer, Sudan, Etiyopya, Çad, Uganda, Kenya, Mali, Gana, Libya, Tunus, Cezayir.
2. Orta Asya ve Kafkasya (6 Ülke): • Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan.
3. Balkan Ülkeleri (6 Ülke): • Kosova, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ, Makedonya (Kuzey Makedonya), Sırbistan.
4. Orta Doğu Ülkeleri (6 Ülke): • Katar, Ürdün, Irak, Filistin, Lübnan, Suudi Arabistan.
5. Diğer Asya ve Avrupa Ülkeleri (7 Ülke): • Pakistan, Afganistan, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Gürcistan, Ukrayna.
6. Latin Amerika ve Diğer Bölgeler (2 Ülke): • Brezilya, • Kolombiya. Toplam 39 Ülke.. Ya hu, biz Amerika’ya, ABD’ye gönderiyoruz, ötekiler bizden eğitim alıyor. Ha! Bu arada İsrail hava kuvvetleri eğitim uçuşlarını Konya’da yapıyordu! Dün Afganistan’da Taliban’a karşı eğittiğimiz kişiler, bugün göçmen olarak sınırı geçip ülkemize sığınıyorlar, Taliban’ın iktidara gelmesinin ardından. Bu arada Ürdün’ü, Suudi Arabistan’ı da biz eğittik.
Hemen belirtelim, bu eğitim Hamas’a değil, Abbas’ın başında olduğu Filistin devletine. Ve bu devlet de Gazze’ye sahip çıkmıyor ve İsrail’in kontrolü altında. Filistin’in askeri yok. Polisi de zabıta görevi yapıyor. Yani zabıtaya eğitim veriliyor. Eğitim konuları Terörle mücadele, organize suçlar ve siber suçlarla mücadele, toplumsal olaylara müdahale gibi konular. Laikçi Filistin’de de “İslami terör” ayrı bir suç başlığı. (!?). Ayrıca Gazze’ye destek ve İsrail’i protesto eylemi de suç kapsamında. 2023 itibarıyla, Türkiye’nin eğitim verdiği ülke sayısı 60’tan fazladır.
Bizimkilerde İslam ülkelerindeki Müslüman topluluklar için bir şey yapamamanın mahcubiyeti vardır. Bu eğitim halka değil, hükümet kuvvetlerine verilmektedir. İslam ülkelerindeki hükümetlerin kimlerden oluştuğunu ve rejimlerini de biliyorsunuz. Bir de Kolluk kuvvetleri buna Jandarma da dahil olsa da Filistin’in askeri gücü yok. Zabıta, korucu ve bekçi… Özel güvenlik filan söz konusu olan.
Bu arada İki Yıl Süreyle 2023-2024 yılları arasında Uluslararası Kolluk Eğitim Ağı'na (RINEP) Ev Sahipliği Yapmaya Hak Kazanmıştı. “kolluk” dediğinizde aslında bu kapsama, mesela orman kolcuları da giriyor, bekçiler, korucular da. Kamil devletlerin Temel kolluk kuvvetleri: Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü’dür. Bunlar İdari kolluk. Mesela Gardiyanlar da buna dahil. Belediye zabıtası, kır bekçisi, özel güvenlik personeli hepsi bu kapsamda değerlendiriliyor.
AK Partinin trolleri bu kararnameden yola çıkarak Gazze’ye eğitim için askeri personel gönderiyormuşuz gibi bir havaya girince, bizimkilerde bir diğer grup da “Rahmetli Başbakan Erbakan’ın kısa süreli hükümet döneminde Gazze’ye Türk Askeri gönderilmişti ve 2 yıl süre görev yaptı. Bu sürede en ufak bir zulüm olmamıştı Filistin’de. Bunlar önemli kararlar. Ek’te kararın metni. http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/22913.pdf “diye mesajla cevap verdiler. Ya hu, Erbakan dönemindeki söz konusu karar 20.2.1997 tarihli “Hebron (El Halil)’a askeri personel gönderilmesi ile ilgili. TBMM kararı. El Halil, BM kararı uyarında Filistin yönetimine devredilince, BM adına gözlemci olarak, Türkiye ile birlikte Danimarka, İtalya, İsviçre ve Norveç tarafından oluşturulan Oslo mutabakat belgesine dayalı olarak, Filistin yönetimi ve İsrail’in kabul ettiği bir metne bağlı olarak ilk merhalede 3 ay için gözlem istasyonunda görev yapmak üzere gönderilmiş. TBMM’den Batı Şeria’daki El Halil’e geçici gözlem gücü statüsünde asker gönderme kararı çıkması için tezkere gönderdi. Tezkere, o dönem Meclis’te temsil edilen 5 siyasi parti olan RP, DYP, ANAP, CHP ve DSP’nin desteği ile geçti. TBMM’de alınan kararla Türk askeri gözlemci statüsüyle geçici süreliğine (3 ay) El Halil’e gönderildi. Başbakan olarak Erbakan’ın imzası ile Türkiye'den giden. Ve sayıları bir ara 18 kişiye düşen asker sayısı ile Uluslararası Geçici koalisyon oluşturuldu.
TBMM’de alınan kararla Türk askeri, gözlemci statüsüyle geçici süreliğine (3ay) El Halil’e gönderildi. 1. Dünya Savaşı sırasında 1917’de Filistin Cephesinden çekilen Türk Ordusu, tam 80 yıl sonra tekrar Filistin'e ayak bastı. Sekiz gün sonra tüm Türkiye’yi şok eden ve "postmodern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat süreci yaşandı. Hatta Türk medyasına 13.03.1998’de düşen bir başka haberlerde İsrail askerlerinin Batı Şeria'daki bir kontrol noktasında ateş açarak 3 Filistinli inşaat işçisini öldürmesinin ardından patlak veren gösterilerin sürdüğü El Halil'deki gösteriler sırasında barış gözlemcisi olarak görev yapan 18 Türk askerinden birinin, başına atılan bir taşla askerimiz yaralanmış, iki dikişle yarası tedavi edilmişti. Bugün bunlarla kendimizi teselli ediyoruz.
2 Ekim 1992'de, TCG Muavenet gemimiz, NATO tarafından Ege Denizi'nde icra edilen NATO Kararlılık Tatbikatı'92 sırasında ABD uçak gemisi USS Saratoga tarafından vuruldu. Geminin köprü üstü ve savaş harekât merkezi hasar aldı. Saldırıda, 300 askeri personelin bulunduğu gemide 5 askerimiz; TCG Muavenet’in komutanı Yarbay Levent Kudret Güngör, Teğmen Alper Tunga Akan, Astsubay Çavuş Serkan Aktepe, İkmal Çavuşu Mustafa Kılıç ve Er Recep Atak) şehit oldu ve 22 kişi de yaralandı. Peki, sonra ne mi oldu? Bir şey olmadı!. Bugün dostumuz, müttefikimiz, stratejik ortağımız olan (PKK’nın, FETÖ’nün eğitici-donatıcısı ve hamisi)ABD yönetimi bir kaza şeklinde yorumladı. Yani konu bir tatbikat zayiatı idi. Ne olmasını bekliyordunuz ki! Bu hasarın ekonomik boyutunu sorarsanız; Hazinemize zararı: (O zamanki parayla) 155.866.667.235.-TL. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bakınız:
Asıl konuya dönersek, BM’nin müzaheretinde, Oslo buluşmasında İsrail’in de kabul ettiği Toplam asker sayısı 300 olan 5 ülke’nin gözlemci olarak görevlendirilmesi ile ilgili bir konu bu. Dönem dönem uzatılan, 2019’da İsrail Başbakanı Netanyahu’nun tek taraflı olarak mutabakat belgesini fesih etme kararıyla Türk askerinin de aralarında bulunduğu gözlemcilerin Batı Şeria’daki görevi sona erdi. Mesela 26 Mart 2002’de Filistin’de Barış gücünde görevli Binbaşı Cengiz Tonguç ile İsviçreli bir askeri personel 2. İntifada sırasında açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. İsrail saldırıdan Filistinlileri sorumlu tutsa da şehit askerimize isabet eden mermilerin İsrail askerlerinin kullandığı silahların mermileriyle aynı olduğu tespit edildi.
Bu gibi milli hassasiyete sahip konular üzerinden Trollerin sosyal medyada ileri geri paylaşımlar yapması savunduklarını zannettikleri çevreye zarar verir. Kontrol edemediğiniz troller her zaman başınıza iş açar. Onları toplamak çok kolay, dağıtmak çok zordur. Önce hoşunuza gider, ama daha sonra işler kötüye gitmeye başlayınca, bu silah geri teper Bunlar ayaktaysanız, ulufe dağıtıyorsanız çevrenizde toplanır, her sözünüzü alkışlarlar ve her sözünüzde bir hikmet ararlar. Yorgunluk alameti gösterirseniz seslerini keserler, düşerseniz vururlar. Yapmadığınız, yapmayacağınız şeyi niye söylersiniz ki! Ya da bazı şeyleri yapmış gibi göstermek istersiniz ki! Allah yaptıklarınızı yapmanız gerekirken yapmadıklarımızı, söylediklerimizi ve söylemeniz gerekirken söylemediklerimizi, aklımızdan ve kalbimizden geçenleri en iyi bilendir. Bilmez misiniz ki, Siyaset erbabının “Maslahat bahanesi ile, yapmayacağı şeyi, ya da yapmadığı şeyi, vaat etmesi ya da söylemesi onu kurtarmaya yetmez. Zan aslında başlı başına bir sorun iken, bir de insanları zanna yönlendiren “algı yönetimi” Şeytani bir hile olmaktan başka bir şey değil. İslam bizi Hakka ve Hakikate davete çağırır. Allah (cc) kitabında ne buyuruyordu:(Saff 2-3) “Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? (3) Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında (gazab sebebi olan) çok çirkin bir davranıştır”. Bugünlük de bu kadar.
Selam ve dua ile.