Dile kolay!

7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de bir soykırım yaşanıyor.

İsrail, Filistin’i göz göre göre Filistinsizleştiriyor.

Kadın, çocuk demeden öldürüyor.

Her gün Gazze’den tüm dünyaya vahşet görüntüleri yayılıyor. Bombalar yağıyor, toplu katliamlar yapılıyor.

İslam dünyası ise izliyor!

Müdahaleyi Batı’dan bekliyor!

Ali Şeriati’nin “rahatlık ruhun batağıdır” tespiti ne haklı bir tespit!

Topraklarından petrol fışkıran sözde Müslüman ülkeler.

BAE, Kuveyt, Suudi Arabistan, İran…

1 hafta musluk kapatsalar dünya durur.

Ama kimse de tık yok!

Rahatından, konforundan taviz veren yok!

Şu soruyu sormak lazım:

İşgal altında olan Gazze mi? İslam dünyası mı?

Filistinlilerin metanetlerine, iman güçlerine ve direnişlerine bakıldığında ne kadar “özgür” oldukları görülüyor!

Milim geri adım atmıyorlar. Tam bir teslimiyet içerisinde direniyorlar. Terk etmiyorlar, kaçmıyorlar. Her gün çocuklarını toprağa gömüyorlar, açlıkla, evlat acısıyla imtihan ediliyorlar ama bir adım geri atmıyorlar. Direniyorlar. Şehadet şerbetini doğdukları gün içmiş gibiler. Bir davaya olan bağlılıkları, dünyadaki tüm geçici bağlılıkların çok ötesinde.

Bu özgürlük değilse nedir?

Bu iman gücüne kim “işgal” diyebilir?

İşgal altında bir yer arıyorsanız İslam dünyasına bakın!

Vicdanı körelmiş, tüm olup biteni bir Netflix dizisi gibi izleyen, kılını bile kıpırdatmayan, ruhu batağa batmış Müslümanlardır işgal altında olan.

Dünyadaki tek özgür İslam toprağı Filistindir!

Geri kalan tüm İslam toprakları işgal altındadır.

İşgal, sadece silahla olmaz!

En büyük işgal zihin ve kalp işgalidir.

Emperyalizm, İslam dünyasının zihnini ve kalbini işgal etti. Ruhsuz, duyarsız, sadece tüketen, sorgulamayan bir İslam toplumu üretti.

Müslümanların bugünkü hali böyle malesef!

Zihni ve kalbi işgal edilmiş haldeler!

İsrail, bu yüzden bu kadar pervasız!

Sorun Batı medeniyetinde değil.

Sorumlu Amerika, İngiltere değil!

Müslümanlar!

Sorun da Müslümanlar!

Sorumlu da Müslümanlar!

İşgal atında olan da…