Örneğin dünya dişil enerji, zaman eril enerjidir. 
Ama dünyayı ikiye bölseniz bir tarafı eril diğer tarafı dişildir.

Biz insanlar da eril ve dişil enerjiden meydana geliyoruz.
Yani anne[dişil] ve babamın[eril] enerjilerinin birleşiminden ben dünyaya geldim. Annem ve babamdan aldığım dişil ve eril enerjiler içimde mevcut olarak doğdum hatta daha üst atalarımın eril ve dişil enerjileriyle doluyum. 
    
Anne ve babamızla büyürken 0-7 yaş döneminde hangi hislerle, hangi duygularla büyüdüysek onları alır ve eril dişilimiz oluştururuz. Çünkü dünya üzerinde var olup kimliğimizi elde etmemiz için annemizle ve babamızla bazı noktalarda çatışma ve çakışmalar yaşamamız gerekiyor.

Eğer siz etrafınızda karanlık bir fon oluşturamıyorsanız orda kendinizi var edemiyorsunuz. Var olduğunuza inanç geliştiremiyorsunuz. Onun için biz dünyaya geldiğimizden itibaren ben olarak var olmaya çalışıyoruz. 
Ben neredeyim ve kimim? 
Kimliksel özelliklerim neler?
Kendimi sergileyiş biçimim nasıl olacak?
İşte, tüm bunların çıkış noktasında ne oluyor? Annemizle bir çatışma yaşıyoruz ve çatışmanın zeminini oluşturarak var olmaya çalışıyoruz.
Mesela diyorum ki burada benim değerim yok sürekli eleştiriliyorum. Annenizle ilgili oraya karanlık bir fon çiziliyor ve daha sonra bu karanlık fonun üzerine biz kendimizi ilmek ilmek dokumaya çalışıyoruz. 
Aslında biz o karanlık fon olduğumuz halimizle var olmaya çalışıyoruz.

Yani o değersizlik duygusunun üzerinden kendimizi tanımaya çalışıyoruz.
Bu bizim dişil enerjiyle etkileşimimizi meydana getiriyor.
Aynı şekilde babamızla olan ilişkimizde de bir yokluk platformu yani eksikliğini duyduğumuz bir duygu oluşturuyoruz.
Örneğin, babam bana güven vermedi, yanımda durmadı, uzağa gitti vs. Olmayan bir şeyi bir platform haline getirmeye çalışıyoruz ve sonra olmayan bir şeyin üzerine çıkmaya çalışıyoruz. Olmayan bir şey olarak tarif ettiğim şeyin üzerinde ben olmaya çalışıyorum.

Yine örnek vermek gerekirse annem beni değersiz hissettirdi. Ben sürekli o değersizlik platformunun üzerinde kendimi oluşturmaya çalışıyorum. Ve her değersiz hissettiğimde o yokluk platformunun üzerinde harekete geçiyorum. Bir şey yapmaya ve kabiliyetlerimi geliştirmeye çalışıyorum.
Ne zaman ki o yokluğu, o acıyı, değersizliği hissettim, o zaman o platformu oluşturuyorum. O duygu ile kendimi oluşturabilirim var edebilirim diyorsun.  İşte bunun adı KISIR DÖNGÜ…
Diyelim ki bu durumun farkında değilim hayatım boyunca bir yokluk platformu oluşturur ve üzerinde var olmaya çalışırım. 

Aynı şey erille de ilgili diyelim ki baba destek olmadı, güven vermedi, ilgilenmedi orda otomatik bir yokluk platformu oluşturdum.
Kendimi var etmem, kimliğimi oluşturmam lazım. Hatta annemin o kimsesiz kalmış haline daha da üzülürüm. Bu konuda annemin destek görememesi, kimseden destek alamaması benim yokluk platformumu oluşturmamda yardımcı olur. Babamın yokluğu üzerine, ona güvensizlik ve sırtımı yaslayamama konusunda çok daha güçlü bir platform oluştururum.

İşte biz bir tarafımız da dişil diğer tarafımızda eril enerjiyle kimliğimizi, varlığımızı inşa etmeye çalışıyoruz. Ne zaman bir şey yapmak istesem hayatıma bir dişil enerji geliyor. Ve kendimi değersiz hissettiriyor. O yokluk platformunda tekrar yeni bir resim çiziyorum. Aynı şekilde benim daha güçlü olmaya, birilerine yardım etmeye ihtiyacım var. O zaman bir otorite geliyor hayatıma ve bana destek olacakmış gibi ama sonra yavaş yavaş uzaklaşıyor. Işte o an hemen platformu oluşturuyorum, kendi kişiliğimi inşa ediyorum..

Tüm hayatımız boyunca eril ve dişillerden aynı platformları oluşturmaları için görev veririz.

Harekete geçmem için yokluk hissine ihtiyacım var. 
Duygular bizim YAKITIMIZDIR.
Ve eğer eril ve dişilim verecek durumda değillerse bu yakıtı kuantum yasasından biliyoruz ki aynalık yapacak birileri mutlaka gelecektir.
Özetle biz kendi içimizdeki eril ve dişile ne görev verdik, nasıl tanımladıysak dışardaki tüm eril ve dişiller öyledir.
Açıkçası biz hayatı enerji alışverişi yapacağımız istasyonlar olarak görürüz. Hayatta her şey bizim enerji alışverişi yapacağımız istasyonlardır.

Eğer biri bana ne enerji veriyor ve ne hissettiriyorsa benim oradan o enerjiyi sipariş ettiğim içindir.

Şimdi etrafınıza bakın, eril ve dişil prensibinize verdiğiniz görevleri bulun.  Kısır döngüler yaşadığınızı fark ediyorsanız şanslısınız. Çünkü o duyguları dönüştürmeye başladığınızda artık aynı şeyleri yaşamayacaksınız.