Bir ülkenin kalkınmasına etki eden en önemli unsur üretimdir. Üreten ülkeler büyür. Tüketime dayalı ülkelerde kalkınma bir süre sonra devam etmiş gibi olsa da kalıcı olmaz.
Üretimin ciddi bir bölümünü tarım oluşturur. Temel tüketim ürünlerini kendisi yetiştiren ülkelerin gelişimi daha sağlıklıdır.
Ekonomi de arz talep dengesi vardır. Bir ürün azaldıkça kıymetlenir ve değeri artar, pahalı hale gelir. Bir ürün çoğaldıkça kıymeti düşer, ucuzlar.
Bizim köyde şöyle bir durum yaşanıyor. Bir sene soğan azalır, kıymetlenir, zamlanır. Bunu gören köylüler ertesi sene soğan eker. Soğan çoğalınca ucuzlar, elde kalır.
Bir ürünün fiyatını belirleyen unsur da girdi değerleridir. Mesela, üretim aşamasında yapılan harcamalar, tohum, bakım, gübre, işçilik, hasat gibi kalemler fiyata yansır. Eğer çiftçi üretim giderlerini üretim sonrası satış fiyatına yansıtamaz ise kar edemez ve o ürünü üretimden vazgeçer.
Üretim masrafını dahi kurtarmayan ürün üretilmez ve böylece az üretim olur. Sonuçta az üretilen ürün de pahalı olur.
Şimdiki pahalılığın en önemli sebeplerinden birisi de budur.
Çiftçi, yaptığı masrafların karşılığını alamamaktan şikayetçidir.
Bu konuda üreticinin desteklenmesi ve üretim girdileri konusunda teşvik çalışmalarının acilen devreye alınması gereklidir.
Tarımsal üretim alanında ciddi teşvik hamleleri ile üretim hızlanacak, çiftçi üretime yoğunlaşacak ve böylece fiyatlarda ucuzlama meydana gelecek ve tüketicinin alım gücü artacaktır.
Sonuç olarak üretim arttıkça ülke kalkınacaktır. Çiftçi üretmek istiyor, üretim yaparken üretim girdilerinin karşılığını almak istiyor.
Yarınlarımız için tarımsal üretimin hızla arttırılması ve bunun için de tarım politikalarının gözden geçirilmesi ve yeni teşvik paketlerinin hazırlanması beklenmektedir.
Mustafa Taşkın