Son verilere göre ülkemizin toplam nüfusu 85 milyon kişi. Yine ülkemizde istihdam edilen kişi sayısı 32 milyon. Ücretli çalışan sayısı 15 milyon. 85 milyon nüfusun 15 milyonu ücretli çalışandan oluşuyor. Bu sayı toplamda eşi ve bir çocuğu var diye hesap etsek ortalama 45 milyon kişiye çıkıyor. Ücretli çalışan kişiler, etki alanları ile nüfusun yarısından fazlasını oluşturuyor.
Milyonlarca işçinin maaşı asgari ücret ile belirleniyor. Geçtiğimiz iki yılda asgari ücrete yılbaşı zammından sonra temmuz ayında da ara zam verilmesi uygulamasına geçildi. 2024 yılında bu uygulamadan vazgeçildi ve temmuz ayı ara zammı yapılmadı. Şimdi 2024 yılı sonunda asgari ücretin ne olacağı milyonlarca kişi tarafından merakla bekleniyor.
Asgari ücrete yapılacak zammın enflasyonu arttırdığı ifade edilse de bu durumun etkisi verilerle ortaya çıkıyor. Asgari ücretin enflasyona etkisi sadece yüzde 3,5. Geri kalan yüzde 96,5'lik kısım da asıl enflasyonu oluşturan kısımlar olarak karşımızda duruyor.
Peki asgari ücret ne olmalı? Bunun için asgari ücretlinin maaşının en önemli gider kalemlerini sıralayalım; kira, elektrik, su, internet, ısınma(kömür, doğalgaz), eğitim ve kırtasiye giderleri ve giyim .... Bu gider kalemlerinde en önemli dilim kiralar. Tefe, tüfeye göre kiralara yüzde 60-65 zam yapılırken, asgari ücrete daha aşağı bir zam yapılması beklenemez. Kısa bir hesaplama yapalım. 12 bin TL kira ödeyen bir asgari ücretlinin kirası, tahminen %55-60 artsa 18.600 TL oluyor. 17.002 TL olan asgari ücret %20 artsa 20.400TL oluyor. Bu hesaba göre asgari ücret sadece kirayı karşılamaya yetiyor.
Buradan şu sonucu çıkarıyoruz: Asgari ücretlinin en önemli problemi kiralar. Kiralardaki artış oranına göre asgari ücretin belirlenmesi veya asgari ücrete gelecek zam oranına göre kira artışının belirlenmesi ve arada bir denge oluşturulması gereklidir. Diğer yandan evi olmayan ve kirada oturan asgari ücretlilere kira yardımı şeklinde düzenlemeler yapılması çalışanları kısmen rahatlatacaktır.
Halkın Köşesi / Mustafa Taşkın