Siyaset çok garip bir durum değil mi?

‘Hani toplumun kullandığı ‘uzanan kol bizden olsun’ cümlesi var ya…

Deva ve Gelecek Partileri kurulduğundan beri çok az da olsa bir kesimin dilinde bu söylem var.

Bu söylem siyaset gerildiği anda unutulup, geçmiş hatırlanmaya başladığında tekrar hortlamaz mı sanıyorsunuz?

Bu insanların ruhunda, kalbinin bir yerlerinde illaki eski dostları gibi düşünebilecek kalıntılar hiç mi kalmamıştır?

Evet, bugün izledikleri yol haritası hoşumuza gitmemiş olabilir. Hatta ve hatta dokunulmaz dediğimiz alanlara girdiklerinden itibaren, kendilerini ihanet içerisinde gördüğümüzde malumdur.

Konu aslında bu değil. Konu Türkiye’de siyasetin omurgasına yapılmak istenen ameliyatın farkında olup, olmama

İşte böyle düşünen büyük bir seçmen kitlesi var.

CHP, Yeşil Sol Parti, TİP gibi partiler, aslında bu güne kadar solu temsil ediyorlardı.

2023 seçimleri, solun içerisinde kendilerine yer bulmuş olan ve tamamı bir zamanlar sağ kesimi temsil eden parti temsilcilerinin solu bitirme girişimiydi?

Bu olay bazı CHP’lilerin aklına şöyle bir yorumu getirmiyor mu?

Siyasi hamleleri yirmi bir yıldan beri koordine eden Recep Tayyip Erdoğan, ya bu iki parti temsilcilerine parti kurun ve CHP içine sızın demiş ise?

 

Türkiye’nin yüzyılı programında atılmak istenen ilk adım, iç dinamikleri dizayn etme olamaz mı?

Bunlar size çok saçma gelebilir ama şuan mecliste solu temsil eden yüzde yirmi beşlik bir oran kalmadı mı?

Kılıçdaroğlu kendi oyunu ve Sinan Ogan’ın oylarını da dâhil ederek, Recep Tayyip Erdoğan’a toplumun yüzde elli biri seni istemiyor dese bile, mecliste Erdoğan gibi düşünme potansiyeli olabilecek yüzde yetmiş beşlik bir kesim yok mu?

Burada CHP’liler açısından enkaza dönüşmüş olan, hatta ve hatta işgal edilmiş partilerini kurtarma çalışmaları başlamalıdır.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olmak yerine, partisini kuruluş kodlarına çevirmek adına mücadele vermesi için çok az bir zamanı kaldığını düşüyorum.

Ki Kılıçdaroğlu, Erdoğan gibi düşünme potansiyeli olabilecek yüzde yetmiş beş oranında teşkil olmuş bir mecliste, ülkeyi yönetebilir mi? Kocaman bir HAYIR.

Seçilme ateşi söndükten sonra, yönetme ateşi başlar. Yönetme ateşinde bulunacak olan kişiler bellidir. Kesinlikle birlikte olamazlar diyenler; Bir zamanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 2015 yılından sonra birlikte hareket edeceğini daha öncesinde söyleseydik inanır mıydınız?

 

O yüzden çok germeden ve gerilmeden, birilerinin ihtimali olan tekrar barışma ihtimalini unutmadan, konuya yaklaşmamız gerekiyor.

Bütün bunları yazarken içimden ‘geçmiş olsun CHP’ söylemi ortaya saçılmak istese de, CHP’nin seçmenine danışılmadan, ben istedim oldu mantığını güden bu yaklaşımın beni dahi rahatsız ettiğini dile getirmeden geçemeyeceğim.

Ak Parti’den kopan; Deva ve Gelecek

MHP’den kopan; İyi Parti

Milli görüşün temelinde birleşebilme ihtimali olan; Saadet Partisi…

Peki, CHP’yi nereye koyalım, Yeşil Sol Partisi’ni nereye koyalım, TİP’i nereye koyalım…

Hiç birinin birbirinden farkı yok diyebilir miyiz?

Evet Sağ’da duranların birbirinden farkı olmadığı gibi, solda duranların da birbirinden farkı olmaz.

‘Gelin hep birlikte yönetelim’ söylemi yerel seçimlerde tuttu diye, ülke yönetiminde bu tavır tutacaktır diyemezsiniz.

Sonuç; CHP’yi Kılıçdaroğlu’nun desteği ile 100 yıllık partiyi yok ettiniz, hiç ettiniz, tebrik ederim.