Bugün tartışmalı seçim gecesinin notlarını ve arka planını detaylarıyla aktarmak istiyorum.

Seçim gecesine damgasını vuran olay CHP’nin veri sistemindeki aksaklık oldu.

Geçtiğimiz seçimlerde CHP’nin veri sistemi hep tartışıldı, hep eleştirildi.

Bu seçimde de veri sistemi “yanlış bilgilendirme” başta olmak büyük krize sebep oldu.

ANKA’nın veri sistemi kısa sürede çökme noktasına gelirken, CHP’nin veri sisteminde ise saat 21.00’den sonra aksaklık başladı.

Hatta kürsüye ilk çıkan Faik Öztrak sanırım verilere güvenmediği için rakam vermekten kaçındı.

Sonrasında kürsüye çıkan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın, Kılıçdaroğlu önde verisini açıkladığı saatlerde, Erdoğan CHP’nin verilerinde yüzde 2 öne geçmişti.

Yani İmamoğlu ve Yavaş’ın verdikleri veri CHP’nin veri sistemiyle uyuşmuyordu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde ANKA, tamamen çökme noktasına gelip CHP’nin veri sisteminden sonuçları almaya başladı.

Anladığım kadarıyla Kılıçdaroğlu istediği verileri, “istediği zaman alamadı” ve eleştirilerini dile getiremedi.

Böyle kritik seçimde bu tür hatalar ikinci tur motivasyonunu da mahvediyor.

İKİ PARTİ İKİ FARKLI MEDYA

Yerli ve yabancı onlarca gazeteci seçimleri yakından takip etti.

Hem CHP Genel Merkezi’nde hem de AK Parti Genel Merkezi’nde yabancı basının ilgisi çok fazlaydı.

CHP Genel Merkezi’ne gelen gazetecilerin çoğu batılı ülkelerden yani ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda’dan gelmişti.

Söz konusu batılı ülkelerden gelen gazetecilere “Ne aktarıyorsunuz ülkenize” diye sordum.

Gazeteci arkadaşlarımız; Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘insan hakları ve fikir özgürlüğüne önem veren ve toplumsal kucaklaşmayı yapacak biri olduğunu’ aktardıklarını söylediler.

İlerleyen saatlerde; AK Parti Genel Merkezi’ne geçtim, kalabalık toplanmıştı.

AK Parti’de de yerli ve yabancı çok sayıda gazeteci vardı ama Arap ve Ortadoğu medyası ağırlıktaydı.

Arap medyasından arkadaşlara ne aktarıyorsunuz dediğimde; “Erdoğan’ın bölgedeki gücünden bahsettiklerini” ifade ettiler.

İki medyanın bakış açısı çok farklı olduğu gibi Türkiye medyasından da pek farkları yoktu.

SİNAN OĞAN’A BAKANLIK YOK!

Baştan şunu kabul edelim; hiçbirimiz seçim sonuçlarında böyle bir tablo beklemiyorduk.

Erdoğan ve AK Parti kurmaylarının “milliyetçi söylemi, terör vurgusu, TOGG, yerli üretim, İHA-SİHA” stratejisi vatandaşta büyük karşılık buldu.

Bu vurgular ekonomik krizi, depremi birçok dezavantajlı durumu unutturdu.

Peki, AK Parti’de şimdi ne konuşuluyor diye temaslarda bulundum.

İkinci turun çok rahat olacağını, muhalefetin hata yapmaya çok müsait olduğunu, CHP seçmeninin sandığa gitmeyeceğini söylüyorlar.

Sinan Oğan’ı sorunca ise “onun yönlendirebileceği bir seçmen kitlesi olmadığını ama gereken temasların yapılacağını” dile getiriyorlar.

Oğan’a bakanlık verilir mi diye sorduğumda hemen “hayır” yanıtını aldım.

AK Partililer 350 bin oy daha aldıklarında seçimin biteceği konusunda iddialılar.

ERDOĞAN KAZANIRSA KABİNESİNDE KİMLER OLACAK?

AK Partililer ikinci tur olmadan kabineyi konuşmaya başladılar.

Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanlığı’na tekrar geçmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Ayrıca Erdoğan’ın bu seçimde Süleyman Soylu’nun performansından çok memnun kaldığı ona da aynı görevi ya da kabinede tekrar yer vereceğini söylüyorlar.

Kabineye genel müdürlerin gireceği iş insanlarının ise yer almayacağı aktarılıyor.

Erdoğan’ın Lütfi Elvan ile sık sık konuştuğu, Elvan’ın da kabinede yer alabileceği aktarılıyor.

En sürpriz isim Mehmet Şimşek olacak gibi gözüküyor.

SEÇİMLERE DAMGA VURAN İSİM AĞIRALİOĞLU

İYİ Parti’den istifa eden Yavuz Ağıralioğlu ikinci turda yine eleştirilerini dile getirecek.

Ağıralioğlu seçimden önce sert eleştirilerde bulunup, Millet İttifakı’nın yanlış yolda olduğunu söylemişti.

Ayrıca önceki gün “Tenkit ve itirazlarımızı kamuoyuyla paylaşmıştık; şerhlerimiz haklı çıktı” yorumunda bulundu.

Önümüzdeki günlerde Ağıralioğlu AK Parti’nin ulaşmakta zorlandığı Türk Milliyetçilerine yönelik mesajlar verebilir.