Artan kadın ve çocuk cinayetleriyle birlikte bilgi kirliliği de artıyor. Uzmanlar ve yetkililer özellikle bu konuda medyaya uyarılarda bulunuyorlar. Bilgi aktarma ve kamuoyunu bilgilendirme aracı olan medyaya bu konuda birçok görev düştüğünü biliyoruz.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe köyünde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cesedi bulunan Narin Güran'ın öldürülmesi hakkında başlatılan soruşturma sürüyor. Narin cinayetinde çok açık bir şekilde bilgi kirliliğinin arttığını hep birlikte gördük. Ortada dolaşan birçok iddia var. Teyide muhtaç bu iddialar toplumsal bölünmeyi ve çürümeyi de artırıyor.
Yetkililer bu konuda sayısız uyarılarda bulundu. Çünkü bilgi kirliliğinin soruşturmanın seyrine etki edeceğine işaret ettiler. O yüzden biz okuyucular ve tüketicilere bu konuda çok iş düşüyor. Her tükettiğimiz bilgiye inanmamalıyız, bunları teyit etmeliyiz. Aksi taktir de sonuçları ağır olabiliyor.
Örneğin Elips Haber’den Sumeyye Aksu’ya konuşan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, bu konuda çok güzel şeyler söyledi. Bilgi kirliliğinin ‘Felaketin boyutunun artmasına sebebiyet verebileceğine dikkat çeken Ünal, dijital okuryazarlığın öneminden bahsediyor. Ünal, “Dijital medya okuryazarlığı becerilerini kişilerin kazanması ve sosyal medyada da bunu kullanması gerekiyor. Bunlar; aşırıya kaçmamak, özellikle hassas olan konular gündemdeyse bu konularla ilgili resmi kaynaklara başvurmak, karşımıza çıkan ilk bilgi veya habere inanmamak, bilgilerin hangi kaynaktan geldiğini mutlaka kontrol etmek. Bilgi almak için önemli konularda resmi kurum kuruluşların ve belirlenen haber mecralarının hesaplarını kontrol etmek. Belki bunların da karşılaştırmasını yapmak. Fakat kişilerin paylaştığı bilgi ve haberlere itibar göstermemek ve bunları teyit etmek gerekiyor. Bu çok önemli. Özellikle sahte hesap dediğimiz hesapların da farkına varmamızı sağlıyor. Çünkü karşımıza ilk çıkan haberleri troll hesaplar yani sahte hesaplar da paylaşmış olabilir. Bilmezsek eğer dezenformasyonunda bir parçası halini istemeden de gelmiş oluruz. Ve bu da böyle hassas konularda yapılan araştırma soruşturma ve incelemeleri de aksatan da bir durum haline gelebilir”
Sonuç olarak şunun önemini belirtmek gerekir, dezenformasyon toplumsal bölünmeyi derinleştiriyor ve kutuplaşmaya neden oluyor. Bu kutuplaşmanın önüne geçebilmek için de yukarıda belirtilen noktalara dikkat etmek gerekir. Kalın sağlıcakla…