Türkiye’nin kazandığı bir seçimi geride bıraktık.

Siyasi birleşimlerin, yurt dışında aranan destek girişimlerinin bir işe yaramadığını hep birlikte gördük. Milli duygularla yola çıkıyoruz diyenlerin aslında milletin gözünde milli olamadığını da birlikte idrak ettik.

Yedi düvele karşı verilen bir seçim yarışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsıyla ilgili bir başarısı söz konusu.

Hiç kimse kusura bakmasın.

Biz seni Abdülhamid’in yalnızlığına terk etmeyeceğiz diyen, samimi bir kesimin ciddi mücadelesi olmamış olsaydı, bugün farklı şeyler konuşulacaktı.

Abdülhamid’in yalnızlığını hissettiğimiz için hiçbir surette soğanı, patatesi düşünmedik.

Herkes bir şeyler söylüyor ama sanırım en doğrusu şuydu;  Bu ülkenin vatandaşı tek bir noktada birleşti. Bunun adı da Recep Tayyip Erdoğan’ı bu zihniyete yedirmeme kararlılığıydı.

Seçim kabinine girip son bir kez Recep Tayyip Erdoğan’a destek vereceklerini bilenler duygulanmadı mı?

Veya 21 yıldan bu yana kendisine verilen desteğin son düzlükte sekteye uğramasından korkmadı mı?

Veya gençliğini bu ülke için feda eden, hayatı boyunca millete hizmeti şair edinen bir liderin gözümüzün önünde linç edilmek istenmesi, hiç edilmek istenmesi sizleri rahatsız etmedi mi?

Şahsım adına söyleyecek olursam; 2002 yılından bu yana yaşamış olduğumuz en zor seçimi kazanmanın haklı gururunu yaşıyorum.

Menfaat ve çıkar odağı olmadan, bu ülkenin yarınları için hayalleri olanlar ile sadece birini koltuktan indirmek için bir araya gelmiş, hiçbir projesi olmayan, gözleri kin ve nefret bürümüş olanların seçimi kaybettiğini görmek, bize tabi ki mutluluk veriyor.

21 yıldan bu yana tek adam diyen kişinin, yaklaşık yirmi yıldan bu yana ana muhalefetin başında olduğunu unutmuş olan büyük bir kesim var.

CHP liderliğinin acımasız yönünün gizleyen, sempatik tavırların içine gizlenmiş olan ‘ben ne dersem o olur’ düşüncesinin tek parti iktidarından sonra artık tutmadığını ve böyle giderse tutmayacağını bilen bir millet, bilmeyen bir CHP var.

İşin özü;  ‘derhal terk et burayı kardeşim’ sözü ile insanları ekmeğinden etmenin nelere mal olacağını, emeği hiç olarak gören birinin, pamuk dede jargonları ile millete sunulması da pek işe yaramamış görünüyor.

Bir tarafta Pınarhisar yıllarından bu yana, kendisine selam veren, kendisini yalnız bırakmayan hiç kimseyi unutmayan bir lider,

Bir tarafta da kendi menfaat ve çıkarları için yumruklamadık masa bırakmayan, başarısızlığını kendisi haricinde herkese mal edebilen ve bu kişilere anında kapıyı gösterebilen pamuk dede.

Burada şunun altını çizmekte fayda görüyorum;

21 yıldan bu yana iktidar olan Ak Parti,

Darbeleri gören Ak Parti,

Pandemiyi gören Ak Parti,

Sel felaketlerini gören Ak Parti,

Orman yangınlarını gören Ak Parti,

Depremleri gören Ak Parti,

Ekonomik saldırıları gören Ak Parti,

Enflasyon saldırılarını gören Ak Parti yoruldu, yıprandı, ama düştüğü yerden kalkmasını bilerek iktidar olmayı başardı.  

Yine Amerika’nın desteğini alan Millet İttifakı,

Almanya’nın desteğini alan Millet İttifakı,

İngiltere’nin desteğini alan millet ittifakı,

Fetö’cülerin desteğini alan millet ittifakı,

PKK’nın desteğini alan millet ittifakı,

Fenomenlerin desteğini alan millet ittifakı,

Sanatçıların desteğini alan millet ittifakı,

Twitter’ın desteğini alan millet ittifakı,

Toplamda üç ittifak, on üç parti desteğini alan millet ittifakı, iktidar olmayı başaramadı.

Garip olan villada oturanın soğan ve patates edebiyatı tutmadı. Çadırda oturup vatan diyenin samimiyeti iktidarı getirdi.

Bütün bunlara rağmen ders çıkarılması gereken konular var mı var. Sadece iki tanesini dile getirerek devam edeceğim

1-     Ak Parti’nin İstanbul’da kaybettiği % 6,6 lık seçmen desteği

2-     Ak Parti’nin Ankara’da kaybettiği % 3,2’ lik seçmen desteği bunlardan sadece iki tanesi.

Son olarak 21 yıldan bu yana iktidarda olan Ak Parti’den memnun muyuz? Evet memnunuz.

Düzeltilmesi gereken beklentiler var mı? Tabi ki var.

Kime dokunursak dokunalım, Ak Parti’nin kurulduğu dönemlerdeki samimi ruhunu arıyorum diyen, Koca yükü sadece Cumhurbaşkanımızın sırtına bindirmişler diyen, Onu yalnız bıraktılar diyen büyük bir kitle var. İşte bu kitle, her şeyin farkında olarak 28 Mayıs’ta üzerine düşeni yaptı.

 Bundan sonrası için yapılması gereken hep birlikte Türkiye olmaktır.