Yerel seçimler öncesi ekonominin ciddi manada yorduğu asgari ücretli, memur ve emekli için Cumhurbaşkanı Erdoğan ciddi iyileştirmelerde bulundu.
Bu iyileştirmeler, asgari ücret çalışanları ile memur tarafından olumlu karşılanırken, enflasyon canavarı karşısında ayakta durmaya çalışan kamu işçisini memnun etmedi.
15 Aralık’ta Öz Orman İş Genel Başkanı Settar Aslan yıl sonu değerlendirme toplantısında Türkiye’nin önde gelen basın kuruluşları ile bir araya geldi. Basın toplantısında asgari ücretlinin 17 Bin TL altında maaş almamasını değerlendiren Aslan, Kamu İşçisi içinde ciddi konuları gündeme taşıdı.
Kamu İşçisinin aralık ayında çıplak şekilde almış olduğu maaşın 18 Bin civarında olduğunu söyleyen Öz Orman İş Genel Başkanı Settar Aslan, bu rakamın memur ve işçi arasında ciddi bir makas oluşturduğunu, memura verilen 8 Bin Liralık seyyanen zammın Kamu işçisine verilmesi halinde kamu işçi maaşlarının ancak memur seviyesine yaklaşabileceğinin altını çizmişti.
Bu açıklama ile birlikte kamu işçisi sendika başkanının bu çıkışını olumlu bularak aynı fikir yönünde destek arayışına çıkmıştı. Sosyal medyada başlayan seyyanen zam talebi uzun süre ülke gündeminden düşmedi. Bazı sendikaların GREV kararı almasıyla işçinin kanunsuz grevlerle oyalanmaması gerektiğini, iletişim kanallarının kullanılması gerektiği yönünde açıklamalar yapan sendika başkanı bu durumun konfederasyonlar tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anlatılması ile Cumhurbaşkanımızın gereğini yapacağını söyledi.
Konfederasyon Başkanları vergi düzenlemesini seyyanen zam talebinin önüne çektiler. Oysaki vergi düzenlemesi seyyanen zam talebinden sonra istenmesi gereken uzun soluklu bir istekti.
Bu konu için büyük çaplı çalışmalar gerekiyordu. Kamu İşçisinin öncelikli sorunu eriyen maaşlara çözüm bulunması yönündeydi. Sonuç olarak vergi düzenlemesi talebi unutuldu, işçinin maaş desteğine yüzde 32.57 ‘lik iyileştirme yapıldı.
Bu rakam ocak ayı ile birlikte 24-25 bandında olan işçi maaşlarını 32-33 bandına çıkardı. Burada altını çizmekte fayda gördüğüm bir başarı hikayesinden bahsetmek istiyorum.
Maaşlara zam ve seyyanen talebini isteyenler bir iki sendika başkanı ve yaklaşık 700 bin işçinin mücadelesiydi talep yetersizde olsa cevaplanmış oldu.
Vergi düzenlemesi unutuldu veya ertelendi. Bugün işçinin seyyanen zam talebi hala devam ediyor. İşçi, maaşlarının memurlardan az olduğunu, 8 ve 12 bin TL lik seyyanen zam talebinin sıcak tutulduğu unutulmamalı.
Daha net bir ifade ile Kamu Çerçeve Protokolünün güncellenmesini isteyen işçiler
Memur’a %49,25
Memur emeklisine %49,25
İşçi emeklisine %49,25 verilirken
Kamu İşçisine %32,57 verilmesi iş barışını bozmuştur diyor.
Ülkemizde taşeronun kadroya alınması, belediyelerde çalışan işçilerin kadro talepleri, destek eğitim program mağdurları, refah payı gibi ciddi kalemlerin olduğu da unutulmamalı.
4 kişilik bir ailenin 2024 Ocak ayı açlık sınırı 15.048 TL, Yoksulluk sınırı ise 49.019 TL, Bekar işçinin yaşam maliyeti 19.630 TL
Bu rakamların tümü kamu işçisinin geçim standardını net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bir gazeteci olarak lafı dolandırarak kullanan sendikacıların, siyasetçilerin yaşanan bu sıkıntıyı öteleme gibi bir durumları söz konusu olamaz.
Ortada yaşam standartlarına darbe vurmuş, geçim olasılığını yitirmiş işçiler, büyüyen Türkiye’den kendilerine düşen payı istiyor.
Ülkenin büyüme oranına hep birlikte katkı sunan memur yüzde 49.25 alırken işçinin 32.57 alması iş barışı noktasında üzüntü vericidir.
Bugün işçiler birkaç sendika başkanının verdiği mücadele haricinde Konfederasyon başkanlarından umudunu keserek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a – işçinin babası, -işçinin umudu diyorsa bu durum işçinin sesini cumhurbaşkanımıza net bir şekilde duyurmayan konfederasyon başkanlarının eksikliği olarak yorumlanır.
Sonuç olarak işçi Cumhurbaşkanımıza sesini duyurduğu takdirde ayrı gayrıya asla izin vermeyen, adalet terazisi şaşmayan cumhurbaşkanımız gereğini yapacak işçinin istediği yüzde 49,25 zam güncellemesini yapacaktır.