Merakla beklenen yerel seçim sonunda bitti.
Seçim sonucu hem iktidar hem muhalefet açısından büyük bir sürpriz oldu.
İktidar için yenilginin sürpriz olması elbette anlaşılabilir ancak muhalefetten de ne liderler ne de tabandan kimse böylesine başarılı bir sonuç beklemiyordu.
Ben kendi adıma genel hatlarıyla seçimi doğru tahmin ettim. İstanbul, Ankara ve İzmir’in CHP’de kalacağını ve genel düzeyde seçimin muhalefet için olumlu sonuçlanacağını farklı platformlarda defalarca kez söyledim.
Ancak bu derece olumlu sonuçlanacağını ben de tahmin etmiyordum ve kimsenin de tahmin ettiğini sanmıyorum.
İstanbul, Ankara ve İzmir’e ek olarak Bursa, Antalya ve Adana’nın da CHP’de kalması benim için gene şaşırtıcı olmazdı. Ancak Kilis, Adıyaman, Kastamonu, Kütahya gibi normalde Erdoğan’ın %60’ın üzerinde oy aldığı muhafazakâr illerde bile CHP’nin kazanacağını kim tahmin edebilirdi?
Ancak öyle oldu.
Zaferin boyutu
Seçim gerçekten de CHP için açık bir zafer, AKP için ise açık bir yenilgi.
CHP’nin Türkiye genelinde aldığı %34.5’lik oy, 1977 Yerel Seçimi’nde Ecevit’in aldığı %41.8’den beri Türkiye’de sosyal-demokrat bir partinin yerel ya da genel seçim fark etmeksizin aldığı en yüksek oran.
CHP açısından bunun tarihi bir başarı olduğunu söylemek kesinlikle bir abartı olmaz.
Genel oy oranına ek olarak, İstanbul ve Ankara’da en yakın rakibe rekor farklar atıldığını ve 35 ille CHP’nin en yüksek sayıda il kazanan parti olduğunu da eklemeliyiz.
Peki, bu tarihi zafer nasıl geldi, hangi temel faktörler etkili oldu?
İktidar kaynaklı faktörler
Muhalefetin zaferine karşın, her seçimde görmeye alıştığımız iktidar ile muhalefet seçmeni arasındaki kutuplaşma aslında bu seçimde de kaybolmuş değil. Bu kutuplaşma zaten oldukça derinlerdeki bir sosyal yarılmaya işaret etmekte ve geçtiğimiz seçimden bu yanaki dokuz ayda kaybolması mümkün de değil.
Sonuç daha çok kutuplaşmış iki ana seçmen grubunun kendi içerisindeki değişimlerden kaynaklı.
Öncelikle sandığa katılımda 2019’daki yerel seçime kıyasla %6.5 gibi gözle görülür bir düşüş olduğunu görüyoruz. %78.1’e düşen katılımın en son bu seviyede AKP’nin ilk iktidara geldiği 2002 ve 2004 seçimlerinde olması da ayrıca ilginç bir nokta.
Bu düşüşün ana nedeninin artık katlanılamaz boyutlara gelmiş ekonomik zorluklar olduğunu tahmin etmek zor değil. Belli ki artık sabrının sonuna gelmiş bir grup iktidar seçmeni, belediyeleri CHP’nin veya diğer rakip partilerin kazanabileceğini umursamaksızın, sandığa gitmemeyi ve bu şekilde iktidarı cezalandırarak mesaj vermeyi amaçlamış gibi gözüküyor.
Sadece bu da değil, bir grup iktidar seçmeni ise artık AKP ve MHP yerine Yeniden Refah Partisi’ni tercih etmiş gözüküyor. YRP’nin bu seçimde Türkiye geneli oy oranı %7 ve bu oranla üçüncü en yüksek oyu alan parti. AKP+MHP oyları ise 2019’daki %50.9’dan %39’a gerilemiş durumda.
Bu da gösteriyor ki, sandığa gitmeyen seçmen grubu gibi başka bir grup seçmen de YRP’ye yönelerek iktidara mesaj gönderiyor. Bu mesaj büyük ekonomik zorluklarlardan kaynaklı olabileceği gibi İsrail’le kesilmeyen ticarete tepkiden de olabilir.
Muhalefet kaynaklı faktörler
Muhalefet seçmeni içerisinde iki önemli gelişme göz çarpıyor.
Bunlardan ilki, muhalefet partileri ittifak yapmayıp bu seçime ayrı girmiş olsalar bile hem DEM hem de İYİ Parti seçmenlerinin önemli bir çoğunluğunun gene gidip CHP’ye oy vermeleri.
Bu oylar elbette ki emanet oylar ancak şurası tekrar anlaşıldı ki hem DEM hem de İYİ Parti seçmeni için en önemli mesele halen Cumhur İttifakı’nın yenilmesi. Dolayısıyla bu partilerin seçmenleri bu hedefe yönelik olarak en olası seçenek hangisiyse ona yöneliyorlar. Bunu yaparken kendi asıl partilerinin müstakil oy oranlarını o kadar umursamıyorlar.
İkinci ve genelde gözden kaçan ikinci gelişme ise demografik değişimin getirdiği siyasal tercihler. Konda’nın 2024 yılında yaptığı toplumsal araştırmaya göre 18-30 yaş arasındaki her iki seçmenden birisi CHP’ye oy veriyor.[i] Dolayısıyla 2019’dan bugüne 18 yaşını doldurup seçmen olan gençlerin de CHP’nin oy oranını artırmış olduğunu söyleyebiliriz.
Tüm bu faktörleri, yani iktidar seçmenindeki sandığa gitmeme ve YRP’ye yönelme, muhalefet seçmeninde ise CHP’de konsolide olma ve gençlerdeki CHP’ye yönelme, bir araya getirdiğimizda ortaya CHP’nin oylarının muazzam arttığı ve gerileyen AKP’yi geçerek birinci parti olduğu ve illerin çoğunu kazandığı tabloyu ortaya çıkardı.
Seçime dair şimdilik bu ilk gözlemlerimi aktarmakla yetineceğim. Yerel seçim, klişe tabirle söylersek Türkiye siyasetindeki kartları yeniden kardı. İlerleyen haftalarda gelişmeler doğrultusunda yerel seçimle bağlantılı gelişmeleri daha detaylı bir şekilde irdeleyeceğim.
[i] https://konda.com.tr/rapor/182/genclerin-politik-tercihleri-arastirmasi