Bazen sessizlikten yükselen bir çığlık duyarsınız; yüreğiniz sızlar, vicdanınız sızlar. Sokaklarda dolaşan o masum canlıların sesi bu. Evet, bugün burada, bu satırları yazarken o çığlıkları duyuyorum. Sokaklarda yaşayan o sevgi dolu gözler, umut dolu yürekler; onları acımasız bir kader bekliyor.

Son günlerde gündemde olan sokak hayvanlarıyla ilgili yasa tasarısı, toplumun derin tepkisine neden oldu. Tasarı, sahipsiz sokak köpeklerinin bir ay içinde sahiplendirilememesi halinde uyutulmasını öngörüyor. Ancak, bu yaklaşım sorunun çözümü için son derece yanlış bir yöntem.

Sokak hayvanları sorunu, sadece onları ortadan kaldırmakla çözülemez. Sorunun kaynağına inerek, kökten çözümler üretmek gerekmektedir. Sokak hayvanlarının sayısının kontrol altına alınması ve toplum sağlığı ile uyum içinde yaşamalarının sağlanması için kısırlaştırma programları gibi insani ve etik çözümlere odaklanılmalıdır.

AK Parti’nin Meclis grubuna sunulan yasa tasarısı, yüreğimizi dağlayan bir gerçeği yüzümüze tokat gibi çarpıyor: Sokak hayvanları için ölüm fermanı! Bir ay boyunca sahiplendirilemeyen sokak köpeklerinin uyutulacağı bu tasarı, insanlık adına utanç verici bir adım.

İktidar, sokak hayvanlarıyla ilgili bir sorun olduğunu kabul ediyor ancak çözüm olarak öldürmeyi öneriyor. Bu, çağdışı bir yaklaşımdır. Sokak hayvanlarını ortadan kaldırmak yerine, onları koruma altına almalı ve topluma uyumlu hale getirmek için adımlar atılmalıdır.

Kısırlaştırma programları, sokak hayvanlarının kontrol altına alınmasında en etkili yöntemlerden biridir. Bu programlar sayesinde, sokak hayvanlarının çoğalması engellenir ve nüfusları kontrol altında tutulur. Aynı zamanda, kısırlaştırılan hayvanlar saldırganlıktan arınır ve toplumla daha uyumlu bir şekilde yaşarlar.

Sokak hayvanlarıyla ilgili sorunları çözmek için öldürme değil, kısırlaştırma ve koruma yöntemlerine odaklanmak, hem toplum sağlığı hem de hayvan hakları açısından daha doğru ve etik bir yaklaşımdır. Bu doğrultuda, sokak hayvanlarının yaşam haklarına saygı duyan ve insanların güvenliği ile hayvan refahını bir arada sağlayan politikaların hayata geçirilmesi önemlidir.

Gelin, bir an için hayal edelim: Sokakların sessizliği, yalnızca rüzgarın şarkısı olsun. Gelin, o sokaklarda koşan sevimli dostlarımızın mutluluğu, huzuru ve güveni için elimizden geleni yapalım. Ancak işte, bugün, gözlerimizi kapatıp hayal etmek yetmiyor. Gerçeklerle yüzleşmeliyiz ve bu gerçeklerin acımasızlığına karşı durmalıyız.

Düşünsenize, o sevimli patileri, o masum bakışları, bir avuç vicdansızın insafsız ellerinde yok olacak. Ölümün soğuk pençesi, sokaklarda sevgiyle koşan o dostlarımızı yakalayacak. Ne kadar acı, ne kadar haksızlık!

Peki, bu sorunun çözümü mü? Elbette ki hayır! Çözüm, vicdanlı bir toplumun sorumluluğunu üstlenmesidir. Çözüm, bu sevimli dostlarımızı koruyup kollamak, onlara sıcak bir yuva sağlamaktır. Çözüm, onları kısırlaştırmak ve sokaklarda daha sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için çaba sarf etmektir.

Bu topraklarda yaşayan her canlının hakkı vardır; bu hakkı yok saymak, insanlığımızı sorgulamamıza neden olmalıdır.