Geçtiğimiz günlerde Meclis’e sunulan ve sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeleri içeren kanun teklifi, toplumun vicdanını derinden yaralayan maddeler içeriyor. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in açıklamalarına göre, saldırgan, anatomik yapısı bozulmuş ve sahiplendirilemeyen köpeklere ‘ötenazi’ uygulanacak. Bu karar, ülkemizin sokaklarında yaşam mücadelesi veren yüz binlerce köpeğin yaşam hakkını tehlikeye atmaktadır.

Öncelikle, ‘saldırgan’ ve ‘anatomik yapısı bozulmuş’ gibi kavramların net tanımlarının yapılmadığı bir yasal düzenleme, keyfi uygulamalara kapı aralayabilir. Saldırganlık, çoğu zaman köpeklerin yaşam koşulları ve maruz kaldıkları muameleyle şekillenen bir davranıştır. Sokak köpekleri, açlık, susuzluk, kötü hava koşulları ve insan şiddeti gibi birçok zorluğa karşı hayatta kalmaya çalışırken zaman zaman agresif davranışlar sergileyebilirler. Ancak bu, onların öldürülmesi için bir gerekçe olmamalıdır.

Anatomik yapısı bozulmuş köpekler ise genellikle trafik kazaları, doğuştan gelen deformasyonlar veya insan eliyle maruz kaldıkları kötü muamele sonucu bu hale gelirler. Bu köpeklerin cezalandırılması değil, tedavi edilip korunmaları gerekmektedir. İnsanlık, en zor durumdaki canlılara yardım eli uzatmakla ölçülür. Bu nedenle, veteriner hekimlerin ve hayvanseverlerin çabalarıyla bu köpeklerin rehabilite edilmesi ve sahiplendirilmesi için daha fazla kaynak ve destek sağlanmalıdır.

‘Sahiplendirilemeyen’ köpekler ise toplumsal bir sorun olarak ele alınmalıdır. Sokak köpeklerinin sayısının artmasının temel nedenlerinden biri, bilinçsiz hayvan sahiplenme ve sokağa terk edilme vakalarıdır. Bu sorunun çözümü için eğitim kampanyaları, kısırlaştırma programları ve sahiplendirmeyi teşvik eden politikalar geliştirilmeli, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılmalıdır.

Eğer sokak köpekleri ötenazi ile yok edilirse, bu toplumsal vicdanımızda derin yaralar açacak, insanlığımızı sorgulatacaktır. Hayvanların yaşam hakkı, bizim medeniyet seviyemizin bir göstergesidir. Hayvanlara merhamet göstermeyen bir toplum, zamanla kendi insanına da merhamet göstermeyi unutacaktır.

Sokak köpeklerinin sorunlarına ötenazi gibi geri dönüşü olmayan bir çözümle yaklaşmak yerine, daha insancıl, sürdürülebilir ve etik çözümler üretilmelidir. Toplum olarak, sokak köpeklerinin yaşam hakkını savunmak, vicdanımızın ve insanlığımızın gereğidir. Meclis’e sunulan bu kanun teklifinin yeniden gözden geçirilmesi ve daha kapsayıcı, adil düzenlemelerin yapılması elzemdir.