Tarihler 4 Mart 1922'yi gösterdiğinde, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Meclis’te yapılan gizli toplantıda, “Ordumuzun kararı taarruzdur. Fakat bu taarruzu erteliyoruz. Sebebi, hazırlığımızı bütünüyle tamamlamaya biraz daha zaman lazımdır. Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten daha çok fenadır. Durmamızın, taarruz kararından vazgeçtiğimiz veyahut bu kudreti kazanmaktan ümitsiz olduğumuz suretinde anlaşılmasına ve yorumlanmasına mahal yoktur.” diyerek “Büyük Taarruz” hakkında bilgi verdi.

Her şey büyük bir titizlik ve gizlilik içinde yürütülüyordu. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk kendisinin Ankara’dan cepheye geçişini Nutuk’ta şöyle anlatıyor.  “Erkanıharbiyei Umumiye Reisi benden evvel 13 Ağustos 1922'de cepheye gitmişti. Ben, birkaç gün sonra hareket ettim. Hareketimi pek sınırlı sayıda birkaç zattan başka bütün Ankara'dan gizledim. Benim kaybolacağımı bilenler, burada imişim gibi davranacaklardı. Hatta benim Çankaya'da çay ziyafeti verdiğimi de gazetelerle ilan edeceklerdi. (…) Konya'ya hareketimi orada kimseye telgrafla bildirmediğim gibi, Konya'ya varır varmaz telgrafhaneyi kontrol altına aldırarak Konya'da bulunduğumun da hiçbir tarafa bildirilmemesini temin ettim.”

Herkes onun çay ziyafeti vereceğini gazetelerden okurken, o cephedeydi. Taarruz emrini vermek için son hazırlıkları yapıyordu.

Ve o an gelmişti!

26 Ağustos 1922 sabahı saat 5.30 da topçu ateşiyle taarruz başladı.

30 Ağustos 1922’de ise Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün kırık kaburgalarla yönettiği Başkomutanlık Meydan Muharebesi zafere ulaştı. Beş günün sonunda Yunan ordusunun ana kuvvetleri imha edilmiş ve esir alınmıştı.  Yunan ordusu Kolordu Komutanı General Trikopis de esir edilmişti.

Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, huzuruna çıkarılan Trikopis’in elini sıkarken  “Üzülmeyin general; askerlikte mağlup olmak da var. Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Siz bizim misafirimizsiniz.” diyecekti.

Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk, savaşın kafada kazanılacağını bir kez daha göstermiş ve "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” emrini vermişti…

30 Ağustos zaferi vatanımızın bağımsızlığını, milletimizin özgürlüğünü sağlamıştır. Ezilen halklara umut olmuş, olmaya da devam ediyor.

Bizlere özgür bir vatan bırakan Cumhuriyetimizin Kurucusu, Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz.

 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.