Bugün kaleme aldığım yazıda, 71 gün sonra gerçekleşecek olan yerel seçimlere odaklanmak istiyorum. Yerel seçimler, demokrasinin temel taşlarından biri olan oy hakkımızı kullanma şansımızı sunan, şehrimizin yönetimini belirleyen kritik bir dönemeçtir.

71 gün sonra yapılacak olan yerel seçimler, bizim için önemli bir dönemeç olacak. Bu seçimlerde, belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri ve il genel meclisi temsilcileri belirlenecek. Bu nedenle, seçmen olarak bizlerin bu süreci dikkatlice değerlendirmemiz ve doğru kararlar almamız hayati önem taşıyor.

Şehrimizin alt yapı sorunları, trafik sıkışıklığı, çevre koruma, eğitim ve iş olanakları gibi konularda ne tür adımlar atılacağına dair adayların net bir plana sahip olması önemlidir. Ayrıca, adayların katılımcılığı teşvik etme ve yerel yönetimde şeffaflığı artırma taahhütleri de gelecekteki birlikteliğimiz açısından kritiktir.

Yerel yönetimler, günlük yaşantımızı en yakından etkileyen organlardır

Unutmayalım ki, yerel yönetimler, günlük yaşantımızı en yakından etkileyen organlardır. Yollarımızdan parklara, eğitim kurumlarından kültür etkinliklerine kadar birçok konuda kararlar alırlar. Bu nedenle, seçimlerde etkili bir şekilde oy kullanarak şehrimizin geleceğine katkıda bulunmalıyız.

Seçim sürecinin hızla yaklaştığı şu günlerde, adaylar ve partiler, projelerini, vizyonlarını ve çözüm önerilerini seçmenlere sunma yarışında. Ancak, biz seçmenlere düşen sorumluluk da bir o kadar büyük. Hangi adayın veya hangi partiye oy vereceğimize dair kararımız, sadece geleceğimizi değil, aynı zamanda şehrimizin yönünü de belirleyecek.

Vatandaşın kafası çok karışık…

Bizler, Elips Haber ekibi olarak sizler için her hafta sokağın nabzını tutmaya başladık. Ankara’nın ilçelerini karış karış gezerek, halk yerel seçimde hangi partiye oy verecek analiz ediyoruz. Parti soruyoruz evet. Şimdi diyeceksiniz ki neden aday isimlerini sormuyorsunuz… 😊 Şöyle ki bu yerel seçimde sadece 2 aday üzerinden yürümek, diğer partilere ve adaylara eşitsizlik ve haksızlık olacak. Bu sebeple vatandaşa hangi partiyi görmek istediğini soruyoruz. Vatandaşın kafası çok karışık ki, eminim bu sadece Ankara için geçerli değil…

Her ilçede oylar farklılık gösteriyor

Kimisi yıllardır AK Parti’ye oy verdiği halde pişmanlık duyuyor, kimisi Mansur Yavaş’ın CHP’de olmasından dolayı ona oy vermek istemiyor. Kimisi ise devlete karşı tepkisinden sandığa gitmek istemiyor ya da boş oy kullanmayı düşünüyor. Her ne olursa olsun sabit bir kesim var tabii. Mansur Yavaş’ın anketlerimizde birçok yerde önde olduğunu görüyoruz fakat Ankara halkı Turgut Altınok’u da seviyor. Her ilçede oylar farklılık gösteriyor. Pursaklar AK Parti’nin kalesi çıkarken, Çankaya’da vatandaş CHP’ye karşı olumlu yaklaşıyor. Fakat beni şaşırtan ilçelerin de olduğunu eklemeliyim. Altındağ mesela… Sanayi, İskitler, Kazım Karabekir bölgesinden ağırlıklı olarak Mansur Yavaş adını duymayı beklemiyordum. Ankara anlaşılan tam bir sürpriz olacak bizlere.

Demokrasinin temel dinamiği katılımdır

Her seçim, aynı zamanda bir katılım ve sorumluluk göstergesidir. Bu nedenle, seçmen olarak sorumluluklarımızı yerine getirmek adına bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Adayların vaatlerini değerlendirirken sadece popülist söylemlere değil, aynı zamanda geçmiş performanslarına, şeffaflık ve katılımcılık taahhütlerine de odaklanmalıyız.

Unutmayalım ki, demokrasinin temel dinamiği katılımdır. Seçim günü sandıklara giderek, sesimizi duyurmalı, şehrimizin geleceğine katkıda bulunmalıyız. Ancak bu şekilde, demokratik süreçleri etkileyebilir, kendi yaşadığımız topluluğu şekillendirebiliriz.

Yazar: Ateş Çatıkkaş