Baştan söyleyeyim aldığım kulisler canınızı sıkacak türden.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yakın isimlerinden edindiğim bilgilere göre;
-Tüketenlere kredi verilmeyecek
-Musluklar yalnızca üretim için açılacak
-Taksitle alışveriş yapılamayacak
-Kredi kartı kullanımı sınırlandırılacak
-Dolara müdahale edilmeyecek, durması gereken yerde duracak
-Faizler yükseltilmeye devam edecek.
Korktunuz mu okuduklarınızdan
O halde daha tebessüm ettiren şekliyle yazayım
-Türkiye cimrileşecek,
-Düdüğü nakit parası olanlar çalacak.
-Kemerler sıkılacak.
*
Önümüzdeki günlerde bizi ne bekliyor diye merak ediyorsanız.
Manşeti yazının girişinde attım.
Hiç uzatmadan özeti de geçtim.
Bundan sonra alacak ve vereceklerinizle ilgili planlamalarınızı ona göre yapın.
Uygulanacak ekonomi politikası hem can yakacak hem de can sıkacak.
Düze çıkışın başka çaresi de yok gibi zaten.
Daha az harcamak, tüketim toplumu olmaktan çıkmak, karşılıksız para basmamak, üretmek ve ülkeye sıcak para girişi sağlamak.
*
Tabii bunların bazı bedelleri olacak.
--- Öncelikle Mehmet Şimşek komutasındaki ekonomi yönetimi, tüketici kredilerini tamamen durdurmayı planlıyor.
Kredi kullanımı yalnızca üretim ve istihdam sağlayan firmaların hizmetine açılacak.
--- Şimşek yönetiminin planlarından bir diğeri ise piyasadaki para dolaşımını azaltmak.
Taksitle alışveriş dönemini bitirmek. En azından ilk düzlüğü görene dek.
--- Ve dövize de müdahale edilmeyecek. Dolar ve euro olması gereken yerde olacak. Durması gereken yerde duracak.
--- Aynı şekilde faizler.
Merkez Bankası faiz artırmaya devam edecek.
Yine aldığım bilgiye göre;
Ekonomi yönetimi bu faiz oranıyla doları ve enflasyonu düşürmenin imkansız olduğu görüşünde
--- Ve tabii ki yurt dışı yatırımcıya güven mesajı verilecek
Tutmayan hedefler, dolar tahminleri, enflasyon verileri, Merkez Bankasının rezervleri , işsizlik rakamları…vb
Hepsi gerçeği yansıtacak, kafalarda soru işareti bırakılmayacak.
*
Hani şöyle bir söz vardır.
Beklenen gün gelecek ise çekilen çile kutsaldır
Sürecin sonunda çıkılacak bir düzlük varsa eğer,
bu ülkenin insanları o çileyi de çeker bedeli de öder.
Aksi halde ne sıkacak kemer kalır ne de bel.
***
MEMURUN GÖZÜ ERDOĞAN’DA
Hiç planlarında yoktu
Ciddi ciddi düşünmeye başladılar
Memurlar toplu sözleşme masasından kalkmaya hazırlanıyor
Sonrası ise eylem.
*
7. dönem toplu sözleşme görüşmeleri yaklaşık 20 gündür devam ediyor.
Memurun gözü kulağı bu görüşmelerde.
Kamu çalışanlarının gelecek 2 yıllık maaş artışı ve elde edecekleri sosyal haklar bu görüşmelerde sonuca bağlanacak.
*
Kamu işveren heyeti, Memur-Sen’e 2 teklif götürdü.
O iki teklif de memurların teklifinden çok uzaktı.
Memurlar, 2024-2025 yılları için hükümetten toplam yüze 110 zam istedi.
Hükümetin en yüksek teklifi ise önümüzdeki 2 yıl için.
Yüzde 36 oldu.
Aradaki uçurum.
Ve konuşulmayan sosyal haklar (Refah payı, kira yardımı, bayram ikramiyesi…vb)
Memurları çileden çıkardı.
Taraflar arasında ipler gerildi.
*
Oysa her şey çok güzel başlamıştı.
Sıcak pozlar verilmiş, karşılıklı ılımlı açıklamalar yapılmıştı.
Yerel seçimlerin de yaklaşmasından ümitlenen memur tarafı.
Taleplerinin karşılanması konusunda umutluydu.
Ancak şu ana kadar işler hiç de yolunda gitmedi memurlar açısından.
*
Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıkladığı ve kabul görmeyen zam teklifinin ardından memurların bir hamle yapacağı belliydi.
Ve öyle de oldu .
Yetkili Konfederasyon Memur-Sen ilk işaret fişeğini 18 Ağustos Cuma günü attı.
81 ilde hükümetin zam teklifini kitlesel basın açıklaması ile protesto etti.
Edindiğim bilgi;
Memur-Sen’li yetkililer bugüne kadar iyi niyetli hareket ettikleri ancak ciddiye alınmadıkları görüşünde.
Aklından hakem heyetine bile gitmeyi düşünmeyen Memur-Sen,
Hükümetten gelen zam teklifi karşısında hem masadan kalkmayı hem de her türlü yasal eyleme başvurmayı planlıyor.
KULİS:
Aslında bu yılki görüşmelerde bir ilk yaşandı.
Hizmet kollarının görüşmeleri farklı bir usulle yapıldı.
Memur-Sen’e bağlı 11 genel yetkili sendika her toplu sözleşmede olduğu gibi kamu işveren heyetine tekliflerini ve taleplerini iletti. Ancak bu yıl daha önce hiç olmayan bir şey oldu.
Sendikalar kendi tekliflerini ilettiler iletmesine ancak bu kez kamu işveren tarafı bu tekliflere olumlu ya da olumsuz yanıt vermedi. Görüşmeler bir nevi sunum havasında geçti.
Memur tarafı talepleri okudu, işveren heyeti dinledi.
Renk verilmedi.
Kabul ya da ret denilmedi.
Biz size döneceğiz denildi.
*
Görüşmelerde maddelerden çok, bu toplantı usulü konuşuldu tartışıldı.
İlk kez uygulanan bu usül memur tarafında olumlu karşılanmadı.
Moraller bozuldu, suratlar düştü
Açıklanan 15+10 ve 6+5 teklifleri Memur-Sen’in tadını iyice kaçırdı.
*
İşveren tarafının 3. teklifi 22 Ağustos Salı günü.(Yarın)
Memur-Sen bu kez daha yüksek bir teklif bekliyor kamu işveren heyetinden.
Açıkçası iplerin daha fazla gerilmesi de istenmiyor
Ancak memur tarafından da ufak ufak mesajlar yollanmıyor değil hükümete.
Durumun ciddiyeti, memurun mağduriyeti ve kararlılığı vurgulanmaya çalışılıyor.
*
Bu çerçevede 21 Ağustos Pazartesi günü,
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın genel merkezde kameraların karşısına geçecek.
3. Teklif öncesi kamu işveren tarafına ciddiyiz, masadan kalkarız mesajı verilecek.
*
İşte tam bu gelişmelerin yaşandığı sırada gözler Cumhurbaşkanlığı kabinesinde olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulunu toplayacak.
7 milyon memur ve memur emeklisine yapılması düşünülen son zam teklifi bu toplantıda netlik kazanacak.
*
Yerel seçimlerin de yaklaşması nedeniyle aslında hükümet de memurlarla arasını açmak istemiyor.
Bu nedenle zam pazarlığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girmesi bekleniyor.
İlk hedef uzlaşı.
*
Zaten memur da hakem heyetine çok sıcak bakmıyor.
(Hakem heyetinden çıkan kararlar genelde memurların aleyhine olur, çok tercih edilesi bir durum değildir hakem heyetine gitmek)
Eğer istediğini alamaz ise 1 milyonu aşkın üyesi bulunan Memur-Sen masadan kalktığını göstermek zorunda.
İstemeye istemeye de olsa hakeme gitmek, toplu sözleşmeye imza atma-mak olasılıklar arasında
Hakem heyeti sonrası ise iş bırakma dahil birçok eylem kararı alabilir Memur-Sen
Bana gelen bilgiler de şimdilik bu yönde.
*
Bekleyelim ve görelim
Zaten en kötü senaryoda bile sürecin sonuçlanmasına şunun şurasında 10 gün kaldı.