Dîyarbekir'de 15 ve 16 Şubat'ta düzenlenen Kürd Meselesi konulu çalıştay ve bu çalıştayda katılımcıların dile getirdiği veya dile getirildiği iddia edilen görüşler sebebiyle, Türkiye medyasında lehte ve aleyhte olmak üzere HÜDA-PAR yoğun olarak tartışıldı.
Aslında bazen HÜDA-PAR, bazen başka bir isimle, yıllardır HÜDA-PAR hep gündemdedir. Peygambere Saygı Mitingleri (MEWLİD), Gazze ve Hamas'a destek yürüyüşleri vd ile bu camia Dîyarbekir, Batman ve Kürd Meselesi bağlamında hep gündeme gelmiştir.
Merak edilen şey, HÜDA-PAR 'ın Kabiliyeti ve Kürd Siyaseti ile Türkiye Siyasetine etki gücü ve ileride oynayacağı röle ilişkindir. 2012 yılında kurulan ve birçok seçime katılan HÜDA-PAR 'ı seçim sonuçlarına göre değerlendirmek hatalı yorumlara sebep olabilir. Ciddi bir örgütlenme ağı ve adanmış kadroya sahip bir parti olarak, HÜDA-PAR değişik STK ve kendi medyasına da sahip bir oluşumdur.
HÜDA-PAR kadrosu ve yöneticileri nazara alınırsa, genişleme istidadı ve kabiliyeti olan bir cemaat partisidir. Cemaat ve adanmış kadrolar HÜDA-PAR'ı demir leblebi yaparken, genişleme konusunda dezavantajı ifade ediyor. Bu sebeple HÜDA-PAR'ın genişlemesi, cephesindeki etkili insanlar ve cemaatlerle ittifak yapmasına bağlıdır. Erdoğan gibi baskın bir siyasetçi ve AKP gibi bir yapı karşısında bu kolay olmasa da, Erdoğan ve AKP'nin zayıflaması sonrası HÜDA-PAR'ın İslâmî Kurdî camia arasında güçleneceğini söylemek mümkündür.
Kemalizmi açıktan eleştirme ve Kürdçe'nin resmî dil olmasını savunacak kadar net bir İslâmî ve Kurdî tutuma sahip HÜDA-PAR 'in, pratik siyasette, özellikle Kürd meselesinde zaman zaman çelişkiye düştüğü de görülmektedir. DAİŞ e karşı görünür şekilde sesini yükseltmediğini iddia edenler vardır.
Rojava konusunda HÜDA-PAR'ın PKK karşıtlığı yüzünden Efrin'in işgaline sessiz kaldığını, hatta bu işgali olumlu gören bir söyleme sahip olduğunu söylemek de mümkündür.
Rojava'da HÜDA-PAR i yanlış söyleme iten PKK karşıtlığı ve PKK'nin HÜDA-PAR'ı iten tutumudur. Esad sonrası tsunami PKK'yi de, HÜDA-PAR'ı da ciddi olarak pratikte ve söylemde etkilemiştir.
SDG'nin ABD ile diplomatik ve askeri ilişkileri, Mazlum Abdî 'nin Kandil'in vesayetinden kurtulma ihtimali, HÜDA-PAR'ın da Kürd Meselesine daha fazla zaman ayırması ve harcadığı efor birlikte değerlendirilirse; Kürdler arası söylem birliği yakalanmış gözüküyor.
DEM, HÜDA-PAR ve diğer Kürdler de; Türkiye'nin Yeni Anayasasında Kürdlerin kurucu unsur, Kürdçe'nin de resmi ve eğitim dili olması konusunda hemfikir.
Suriye'de Kürdlerin statüsü, Rojava'nin geleceği ise artık uluslararsı bir mesele ve DEM i de, HÜDA-PAR i da aşan bir konuma sahiptir.