Denilir ki, dünyanın herhangi bir yerinde, güzel bir bahar günü, bir kelebeğin kanat çırpması; havayı etkileyerek, bir dizi etkileşim ile bir fırtınalara sebep olabilir. Buna kelebek etkisi deniliyor.

Suriye sahasında gördüğünüz şey, 2011 yılında başlayan Arap Baharının yol açtığı statüko olan Şam'da İran ve Rusya destekli Esad, İdlib'de Türkiye destekli HTŞ ile ABD destekli Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi'nin (Rojava), Gazze'de Hamas'in başlattığı 7 Ekim 2023 tarihli fırtına ve yaktığı ateşin; İngiltere ve ABD destekli İsrail'in karşı ateşi ile birleşip, Suriye'deki statükoyu yıkmasıyla, şimdilik oluşan manzaradır.

Suriye sahasında görünen en etkili yerel aktörler SDG ve lideri Mazlum Abdî ile HTŞ ve lideri Colanî (Ahmed Eş-Şara) iken; uluslararası ve bölgesel aktörler Türkiye, İsrail ve ABD doğrudan silahı ve askeriyle sahada, Rusya, İngiltere, İran ve diğerleri diplomasi ile sahada denklemi etkileyen önemli aktörlerdir.

Şu anda eski El Kaide üyesi, sonra El Kaide'nin Suriye'deki oluşumu En Nusra, sonra En Nusra'dan dönüşen HTŞ'nin Lideri Colanî (Ahmed Eş-Şara) 'nin Şam'da Cumhurbaşkanı Koltuğuna oturmasına tüm taraflar ve de aktörler olur vermiş gözüküyor.

En ilginç olanı ise 2012 yılında Suriye'de bir birine karşı savaşan SDG lideri Mazlum Abdî (en önemli bileşeni YPG, SDG sonra kuruldu) ile En Nusra Cephesi ve lideri Colanî'nin Şam'da el sıkışması ve Kuzey Doğu Suriye Bölgesi ile Şam (Suriye Arap Cumhuriyeti) adına anlaşma imzalaması oldu.

Bu anlaşmanın ABD ve Türkiye'nin bilgisi dahilinde ve müdahalelerine açık olması lazım. İngiltere,  Suudi ve İsrail'in de haberdar olduğu anlaşılıyor.

Türkiye'de MHP ve AKP koalisyonu ile Öcalan ve DEM arasında yürütülen, PKK yani Kandil 'in de taraf olduğu sürecin de Şam Mutabakatını etkilediği aşikar.

Bu aşamada Şam Mutabakatı ile herkes rahatlamış bulunuyor.

Rojava konusu savaş ve çatışmadan, uzlaşı ile hukukî ve siyasi zemine çekilmiş, PKK'nin tüm türevleri ile tasfiyesinin yolu açılmış oluyor.

Yol kazaları ve krizler mümkün ve de işin tabiatı gereğidir ama Suriye'de iç cephede çatışma beklenmiyor.

Kürdlerin Rojava dediği, resmî adı Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi olan sahada ve Suriye genelinde Kürdlerin kazanım sahibi olacağına dair bir umut var.

O da Rojava'da Irak Kürdistan Bölgesinden iki tık aşağı bir siyasi ve idari statü ile Yeni Suriye anayasasında Kürdlerin ismen zikredilmesi ve haklarının güvenceye alınması olarak özetlenebilir.