*

İçinde 1’inci, 2’nci ve 3’üncü sınıf elitleri olan,

Rotası bozuk,

Dümeni kayalıklara doğru kırılmış bir gemi gibi CHP…

*

O nedenle partinin durumunu batık gemi TİTANİC’e benzetiyorum.

*

Kaptan köşkünde ise gemisini limana yanaştırmaktan bahseden sözde bir demokrat oturuyor.

Sözde diyorum.

Çünkü, girdiği 13 seçimi kaybetmesine rağmen hala ehliyetini teslim etmiyor.

Monte edildiği genel başkanlık koltuğundan kalkmıyor.

*

O, CHP’nin başına kasetle geldi.

Başarılı olduğu herhangi bir siyasi sınav yok.

Ödediği bir bedel de.

Ama gitmiyor.

*

Kongrelerinde ayılanı - bayılanı eksik olmayan,

hakaretlerin ve küfürlerin havada uçuştuğu,

çevik kuvvetin bile illalah dediği bir partinin genel başkanı Kılıçdaroğlu.

Bugünlerde 2 yeni kaptan adayı var partinin.

Özgür Özel ve CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen'in yeğeni Prof. Dr. Örsan K. Öymen.

*

Tabii ki Ekrem İmamoğlu’nu saymıyorum

Çünkü o hakkını kaybetti.

Yenileceği güreşe girmedi.

Açık açık “benden lider olmaz” dedi

Makalelerle, manifestolarla, gizli zoom toplantılarıyla nabız yokladı.

Baktı olacak gibi değil tıpış tıpış köşesine çekildi.

Bahane olarak da İstanbul’u gösterdi.

“İstanbul halkı beni istiyor” dedi

Tabii yerseniz.

*

Peki, şimdi ne olacak?

Kılıçdaroğlu çekilecek mi?

Kurultayda aday olacak mı?

Yoksa birileri tarafından aday mı gösterilecek?

 

Özgür Özel, CHP için gerçekten değişimin adı mı?

Yoksa Kılıçdaroğlu’nun emanetçisi mi?

 

Titanic misali buzullara doğru ilerleyen CHP karaya mı oturacak,

limana mı çıkacak yoksa batacak mı?

*

Sorular, sorular , sorular…

*

Yıllardır Ankara’nın siyasi havasını koklayan bir televizyon habercisi olarak yorumum şudur ki (tabii bunun için de CHP’lilerden aldığım kulis bilgileri de var)

*

Kılıçdaroğlu CHP Kurultayında kendi olmasa da başkaları tarafından aday gösterilecek.

Büyük bir sürpriz olmazsa “Benden bu kadar, meseleyi aranızda halledin” demeyecek.  

*

Yani kimse boşuna beklemesin “Onurlu bir Jübile” yapmayacak?

Delege gücüyle yeniden genel başkan seçilecek.

*

Düşük ihtimalli diğer senaryoyu düşünürsek (Demokrat dedenin “benden bu kadar” dediği senaryo)

İşte o zaman Özgür Özel’in önü açılabilir.

Ancak CHP gemisi engin denizlere açılabilir mi işte orası bilinmez. 

*

CHP gibi her kafadan bir sesin çıktığı,

kimin elinin kimin cebinde  olduğu bilinmeyen,

puzzle’ı bozulmuş, parçaları kayıp bir partide Özgür Özel’in işi hiç de kolay olmaz.

Zaten İlk fırsatta da mazallah “ham” yapıverirler adamı…

SON SÖZ:

-CHP’yi Özgür Özel’e yedirmezler.

 

-Kılıçdaroğlu’nu Kurultay’da aday yaparlar.

 

-“Demokrat dede” de  gemiyi limana sağ salim yanaştıracağım gazıyla dümene geçer.

Yarım kalan iş tamam olur.

CHP Titanic misali buzullara çarpar.

Gemi batar. Parti daha da kan kaybeder.

*

Zaten yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul elden giderse CHP’de taş taş üstende kalmaz.

Olağanüstü sesleri yükselir. İmamoğlu hiçbir bedel ödemeden yine sahneye çıkar.

Hatta bir bakmışsınız CHP’nin de başına geçiverir.

 

Eee ne de olsa burası CHP…