Suudi Arabistan,

Katar, Birleşik Arap Emirlikleri…

3’ü de Müslüman

3’ü de petrol zengini

3’ü de Türkiye için çok önemli…

Ekonominin S.O.S (esoes) verdiği son yıllarda Türkiye’nin sıcak para damarı bu ülkeler

Yeni kabinenin açıklanmasının ardından

Körfez ülkelerini önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ziyaret etmişti.

Plan dahilinde artık sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’daydı.

Cumhurbaşkanı beraberinde 200’den fazla iş adamıyla Körfez turuna çıkıyor.

Hedef, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in başlattığı yeni ekonomik modele sıcak para girişiyle destek vermek. 

Erdoğan, önce Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz El Suud ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşecek.

Ziyaretin ikinci gününde ise Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile bir araya gelecek.

Cumhurbaşkanı, Körfez ziyaretini BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile görüşerek tamamlayacak.

Bu ziyaretlerde

Sağlıktan - gıdaya, enerjiden – tarıma,  lojistikten elektronik ticarete birçok başlıkta karşılıklı ekonomik yatırımlara imza atılması bekleniyor.

Hedef Türkiye’ye sıcak para girişi sağlamak

Körfez turuna beraberinde 200’den fazla iş insanı ile çıkan Erdoğan, bana yıllar öncesini hatırlattı.

Başbakanlık muhabirliği yaptığım dönemlerde Erdoğan böyle kalabalık iş adamı heyetleriyle (Zafer Çağlayan’ın Sanayi Bakanlığı, Dış Ticaret Bakanlığı ve ekonomi bakanlığı yaptığı dönemler) bölgesel ülke turlarına çıkardı.

Neden o günleri hatırladım ve hatırlattım.

Hafızamda güzel izler bırakmış.

Türkiye’nin ekonomide ayağa kalktığı,

Milli gelirin arttığı yıllardı çünkü o yıllar.

Şimdi insan ister istemez

“tarih neden tekerrür etmesin” diyor.

Hadi hayırlısı

***

 

 

ZAMA ZAM, ZAMLARA ZAM!

Dün bugünden daha iyiydik dediğimiz günlerden geçiyoruz.

Et, süt, yumurta, soğan, kıyma, mobilya , ev, araba, telefon… derken

Hangi birini sayayım.

Tek tek yazmaya kalksam liste böyle uzar gider.

Gıda fiyatları son 3 yılda 5 katın üzerinde zam gördü.

(Belki de daha fazla)

 

 

Konut ve otomobil fiyatları siz deyin yüzde 300,

ben diyeyim yüzde 500 arttı.

Kira fiyatları nedeniyle memurlar büyük şehirlerden özellikle de 3 büyük şehirden kaçar hale geldi.

(Eskiden büyük şehirlere tayin yaptırmak için torpil aranırdı)

Evdi, otomobildi, kiraydı…

Tek tek, rakam yazıp da canınızı sıkmayayım şimdi.

İşin özeti;

Daha az maaş alırken ALABİLDİKLERİMİZİ

Daha çok maaş alırken ALAMAZ hale geldik.

Piyasa zamlarından değil maaş zammından korkar olduk.

Çünkü her maaş artışı, tüketim kalemlerinde yeni zam anlamına geliyordu.

Bu sefer de öyle olur mu demeye kalmadı.

Emekli ve memur maaş zamlarının TBMM’de kabul edilmesinden yalnızca

2 gün sonra korkulan oldu.

15 Temmuz selalarının okunduğu dakikalarda akaryakıta gelen fahiş zam

Haberi, bari bu zam bu gece olmasaydı dedirtti.

(Zammın her türlüsüne ve hangi tarihte olursa olsun hepsine karşıyım, KDV artışından sonra başımıza gelecekleri bildiğim için “bu gece” ifadesini kullandım)

Çünkü o gece ihanetin muhasebesini yaptığımız geceydi.

kardeş ile kalleşin,

hain ile vatanseverin,

gün yüzüne çıktığı geceydi o gece.

15 Temmuz kutlu bir direnişti.

Ve o direnişte

Kalleş kurşunlar 251 canımızı almıştı.

2196 vatansever kardeşimiz, gazi olmuştu.

Kahpe tuzak bozulmuştu.

Tam 7 yıl sonra

ihanet gecesinden kutlu direnişe

Selam durduğumuz dakikalarda

Minarelerden duyulan sela sesleri eşliğinde

Benzin istasyonlarında tabelalar değişti.

Artık benzin ve mazot 35 TL’ye göz kırpıyor,

LPG 15 TL sınırına dayanmıştı.

Bence bu zam, olmamalıydı bu gece!!!

 

***

 

 

KEMAL DEDENİN ÇİFTLİĞİ

 

Tamam,,,

kaset maset alıştık CHP’de bu işlere

ancak ses kaydı meselesi de nerden çıktı şimdi.

*Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 seçim yenilgisine rağmen

Koltuk sevdasını

 

*Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu internet sitesiyle “siteli başkan” ünvanı almasını

*Tanju Özcan’ın 200 km’lik “değişim” yürüyüşünü

anlamaya çalışırken

(Tanju Başkan yürüyüş işlerini zamanında bitirdi, ülkede çöl sıcakları başladı maazallah)

Kılıçdaroğlu, parti içi tazyiklere direnip, kendisine yönelik değişim çağrılarına Bergen’in “gitmem” şarkısıyla yanıt verirken, Tanju Özcan’ın yayınladığı ses kaydı da nerden çıktı şimdi.

CHP’de başkanlık yarışı Kılıçdaroğlu ile Tanju Özcan arasında da biz mi bilmiyoruz.

Sahiden Ekrem İmamoğlu nerede bu arada.

Benim de kafam karıştı.

Çünkü Cumhuriyet Halk Partisinin derin dehlizlerine girdiğinizde kaybolup gidiyorsunuz.

Kafa falan kalmıyor insanda.

Hiçbir şey net değil CHP’de.

Düzensizliğin adı düzen olmuş.

Net olan tek bir şey var.

Kılıçdaroğlu koltuğu bırakmıyor ve bırakmayacak.

Ancak bu aralar biraz dikkatli olması gerek.

Malum Türkiye’nin siyasi mazisi azımsanmayacak derecede kirli.

Kaset, ses kaydı vb…

Türk siyasetinde alışılageldik şeyler bunlar

Tam bu noktada.

Mahmut Tuncer’in Karşıki Dağlar Cenderme türküsü aklıma geldi.

Ne demiş ünlü halk şairimiz eserinde

Kız ben sana demedim mi
Karşıki dağlar cenderme cenderme…

Siyasette koltuğunu seviyorsan

(Modeli ve yüksekliği fark etmez)

Önüne, arkana, sağına ve soluna iyi bakacaksın.

Cendermelere yakalanmayacaksın.

Tanju Özcan’ın, Demokrat dede (Kemal Kılıçdaroğlu) ile ilgili yayınladığı son ses kaydı tam da bunu destekler nitelikte.

CHP’nin cendermelerine yakalanmış Kılıçdaroğlu.

Özcan’la ilgili söyledikleri dışarı sızmış.

Daha biri bitmeden yeni bir tartışmanın fitili de ateşlenivermiş CHP’de.

Kılıçdaroğlu, partili gençlerle buluşmasında değişim çağrıları yapan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı hedefe koymuş.

Atıvermiş gençlerin kucağına.

Neler söylemiş neler…

“Partiden atın gitsin bu adamı (Tanju Özcan) demiş,

arkasında kimlerin olduğunu iyi biliyorum” demiş.

Demiş de demiş.

Bakın şu Allah’ın işine ki;

O konuşmanın ses kaydı Tanju Özcan’ın önüne gelmiş, o da Twitter’dan bunu yayınlayıvermiş.

Peki ya sonuç;

CHP işte, bildiğiniz gibi…

 

Su nerde / inek içti

İnek nerde / dağa kaçı

Dağ nerde / yandı bitti kül oldu.

 

 

***

 

CHP VE İYİ PARTİ İTTİFAK YAPACAK MI?

 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gördüğümüz fotoğraf karesini sanki yerel seçimlerde de görecek gibiyiz.

Plan ve hedef aynı olacak.

Tek fark fotoğraftaki sayı azalacak.

Bu kez DEVA, Saadet, Demokrat ve Gelecek partilerini değil

Fotoğraf karesinde yalnızca CHP ve İYİ Partiyi görecek gibiyiz.

Zaten bu iki parti yerel seçimlere kadar diyalog kanallarının açık kalması yönünde prensip kararı almışlar bile.

Hem CHP ve İYİ Parti heyetleri arasında gerçekleşen görüşmede ( CHP'li Ahmet Akın ile İYİ Partili Burak Akburak bir araya geldi)

Hem de Kılıçdaroğlu ve Akşener buluşmasında taraflar birbirlerine göz kırpmış.

İttifak mesajı verilmiş.

Yani “yerel” temas sağlanmış.

Çünkü son seçim yenilgisinden sonra iki taraf için de işler yolunda gitmiyor.

CHP elindeki büyükşehir belediyelerini kaybetmek istemiyor.

İYİ Parti ise artık il belediyelerinden birini almak istiyor.

(İYİ Parti’nin hiç il belediyesi yok)

Hedef bu seçimde en az 5 ilin belediyesini kazanmak.

Daha erken ancak Kılıçdaroğlu’nun bugünkü MYK toplantısında yerel seçim ittifakıyla ilgili MYK üyelerinden görüş alması bekleniyor.

İki parti arasındaki pazarlık ve iş birliği 2019’daki gibi mi olur bilinmez ama

Bilinen bir gerçek var ki;

İYİ Parti’nin istediği Ankara Büyükşehir Belediyesi, 2024 yerel seçimlerinde

pazarlığın en büyük payı olacak.