CHP Parti Meclisi, Kars Milletvekili İnan Akgün Alp’i kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edene değin CHP Sarıkamış İlçe Kongresi’nde bir olay yaşandığı bilgisine sahip değildik. 

  Halbuki Sarıkamış İlçe Kongresi, 22 Aralık’ta yapılmış, PM kararı açıklandığında kongrenin üzerinden beş gün geçmişti. Geçmişe dönük haberleri taradım, kongrenin yapıldığı gün kongrede yaşananlarla ilgili haber çıkmamış hiçbir yerde. Sadece yerel haber sitelerinde “CHP Sarıkamış’ta Turgut Yurdakul dedi” haberi yayımlanmış kongre sonrasında.

    Milletvekili İnan Akgün Alp ile Kars İl Başkanı Onur Uludaşdemir’in kongrede divan başkanlığı seçimi nedeniyletartıştığı, Alp’in kendisine küfür ettiğini savunan Uludaşdemir’in kongreye katılan iki PM üyesiyle birlikte tutanak tuttuğu da ancak PM kararından sonra öğrenildi. Bu ayrıntılar da gördüğüm kadarıyla sadece İlke TV sitesindeyayımlandı. 

   Gazetecilik reflekslerini yansıtması açısından değerli bir örnek bu. Ana muhalefet partisi konumundaki CHP’yi izleyen onca gazeteci varken İlçe Kongresinde böyle bir olay yaşandığının kongre günü haber olmasını beklerdim. Hadi ilçe kongresi günü gününe izlenmedi diyelim, CHP’yi izleyen muhabirler ve yazarlar bu tartışmayı bir iki gün içinde öğrenip yazabilmeliydi. Gerçi ikisi de sorunlu ama öğrenemediler mi, öğrendiler de yazmadılar mı onu bilemiyorum. 

   Sadece Sarıkamış İlçe Kongresi de değil, CHP’de perde arkasında yaşananlarla ilgili haber akışındaki problem süreklilik arz ediyor. Örneğin CHP’nin kapalı Grup Toplantısı’nda CHP Elazığ milletvekili Gürsel Erol ile Genel Başkan Özgür Özel’in tartıştıkları bilgisi de toplantıdan bir gün sonra sadece birkaç gün öncesine kadar Sözcü muhabiri olan Altan Sancar tarafından haberleştirildi. Gerçi CHP Genel Merkezi haberdeki ifadeleri yalanladı ama bir “diyalog” yaşandığını dolaylı olarak doğruladılar.

   Aslına bakarsanız, CHP’de perde arkasındaki olaylar, tartışmalar, muhalif medyadan çok iktidar yanlısı medyada yayımlanıyor. Evet, oradaki haberlerin çoğunda doğru ile yanlış birbirine karıştırılıyor ama o haberlerin doğrusunu muhalif medyada okumak mümkün olamıyor ki…

  Anımsarsınız, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde arka planda yaşanan adaylık tartışmalarına ilişkin haberler de önce oralarda yayımlanmıştı. Muhalif medya, CHP’ye karşı da yansız ve eleştirel olabilmeli. Gazeteciliğin ve toplumun sağlıklı bilgilendirilmesinin gereği bu.

Türkiye ve dünyanın en ünlü emeklisi

  Yaşlıca bir adamın bankamatik önünde çekilmiş fotoğrafı ekonomi haberlerindeki para sayma görüntüsü gibi nerede bir emekli haberi varsa hemen o kare kullanılıyor. Gazetelerde, haber sitelerinde ve hatta televizyonlarda hep aynı fotoğrafa rastlıyorum.

 Merak edip inceledim, ilk kez 2017 yılında Milliyet’te yayımlandığını buldum bu fotoğrafın. O tarihten itibaren de Akşam, Hürriyet ve Sabah gazetelerinden Haber7, Halk TV ve Gerçek Gündem sitelerine kadar onlarca, yüzlerce kez yayımlanmış, yayımlanıyor. Hatta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sayfasında da bu fotoğrafa yer verilmiş. Ziraat Bankası da ATM’nin üzerine ve ekranına bankanın logosunu koyup montajlayarak koymuş bu fotoğrafı web sayfasına

    Son olarak memurlar.net sitesinde 30 Aralık’taki “Daha yüksek emekli maaşı için son iki gün”, Sabah’ın da 2 Ocak’taki “Milyonlara yeni maaş” ve 4 Ocak’taki “Milyonların maaşı belli oldu” haberlerinde de bu fotoğraf yer alıyordu.

 Enteresan tarafı, bu kişinin Türkiye’den bir emekli olmaması. Zira PortekizUkraynaİspanya gibi birçok ülkede haber siteleri bu fotoğrafı, yıllardır kullanmış. 2019’dan itibaren dünyanın birçok ülkesinde çoğu kez de emeklilerle ilgili haberlerde yayımlanmış bir fotoğraf.

   Sırp fotoğrafçı Dobo Kristian’ın çektiği fotoğraf, “ATM'ye kredi kartı takan yaşlı adam” notuyla 26 Eylül 2016’da Shutterstock’a sonra da Istock’a yüklenmiş. O tarihten beri de dünyada dolaşımda… Stok sitesinde bu kişinin dondurma yerken gibi farklı fotoğrafları da var; muhtemelen bankamatikten sonra dondurma yemiş!

  İsmini bulamadım ama anlaşılan bu kişi, sadece Türkiye’nin değil belki dünyanın en ünlü emeklisi. Türkiye’de medyanın öyle bir alışkanlığı kalmadı ama doğrusu bir fotoğrafı kullanırken o fotoğrafın nerede çekildiği, yılı ve en önemlisi fotoğraftaki kişinin kim olduğu yazılır. Bu bilgileri vermeden olur olmaz her habere aynı “emekli” fotoğrafı kullanmak en hafifinden özensizlik.

 Medyamız muhtemelen telif ücreti istenmeyen bir fotoğraf olduğu için bu kadar harcıalem biçimde kullanıyor ama haberlerde görsellik bu kadar hafife alınmamalı. Güncel, haberin içeriğini yansıtan, haberi bütünleyen ve dikkat çeken görseller seçilmeli.

  Zaten görsel kullanımında özensizlik o kadar yaygın ki, geçenlerde Cumhuriyet’in sitesinde “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçundan soruşturmalar açılıyor” başlıklı haberde fonda cami, bayrak, askerler ve zincirler olan,muhtemelen 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyuşu anlatan bir illüstrasyon kullanıldı. Haberle ilgisini anlamak hayli zor…682B4661 Fdda 44D4 B971 E7Ac1D2Daa2A

Dizilerde adamlara kafa atan kadınlar

  Hemen her gün kadın cinayetleri ve kadınlara yönelik şiddet vakalarına ilişkin haberler yayımlanıyor; erkek şiddeti konuşuluyor, tartışılıyor.

 Son zamanlarda bazı dizilerde ise tam tersi bir tablo sunuluyor.  Kanal D’de yayımlanan “Annem Ankara” dizisinin 11 Aralık’ta yayımlanan dördüncü bölümünde bir kadın taş atarak ekmek satış büfesinin camını kırıyor, oradaki bir kadının da başı yaralanıyor. Bunun üzerine Bergüzar Korel’in oynadığı “Zuhal” karakteri de dışarı çıkarak Fatma Toptaş’ın canlandırdığı Seçil’e şiddetle kafa atıyor. Yere devrilen kadının saçını ellerine sarıp tehdit ediyor.

  Now TV’de yayımlanan Yabani dizisinin 11 Mayıs’ta gösterilen 33. bölümünde de bir kadının kafa attığı sahne var. Rojbin Erden’in oynadığı Asi, Bertan Asllani’nin canlandırdığı Alaz karakterine çok şiddetle kafa atıyor; adam yere seriliyor.

  Gerçek yaşamda böyle habire kafa atan kadınlar mı var, bu da nereden çıktı? Sırf dikkat çekmek için her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü ve şiddete maruz kaldığı bir ülkede ne yanlış bir mesaj…

Ccef1037 2E1D 4D29 8483 31Cf1A211B26

DHA, Aydınlık ve Oksijen’in özrü nerede?

  “Medya da suç ortağı” başlıklı yazımda DHA’nın “Türk akademisyen uçaklarda türbülansı önleyen yazılım geliştirdi” haberini eleştirmiştim. “Gazeteci kandırmak kolay bu ülkede” diye yazmıştım geçen yılki o yazımda.

    Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olduğunu, uçaklarda türbülansı önleyen buluşuna patent aldığını ve hatta Kanada’daki Waterloo Üniversitesi’nden 27 milyon dolar finansal destek de bulduğunu söyleyen Çiğdem İlgün adlı kadın, DHA muhabirlerini inandırmış, onlar da ballandıra ballandıra haber yapmışlardı. İlgün de bu ve ardından çeşitli haber sitelerinde yayımlanan haberleri kullanarak insanları kandırmıştı.

    Çiğdem İlgün’e açılan dolandırıcılık davası geçen hafta sonuçlandı. Sabah’ta Arzu Kaya imzasıyla yayımlanan “Türbülans Çiğdem’e hapis cezası” başlıklı haberi, Sözcü, Halk TV, Patronlar Dünyası sitelerinde yayımlandı. Sözcü kaynak göstermemişti ve hangi mahkemenin karar verdiği de belirtilmiyordu. Türkiye de haber yaptı bu gelişmeyi.

   En önemlisi de, haberciliğin dolandırıcılığa araç olarak kullanılmasına yol açan ilk haberi yayımlayan DHA’nın bu mahkûmiyet kararını görmezden gelmesiydi. DHA’dan 10 gün sonra “Uçakta türbülans korkusunu önlemek için çip tasarladı”haberi yayımlayan Oksijen’de de Çiğdem İlgün’ün mahkûmolduğu haberi çıkmadı. Üstelik DHA’nın haberi galiba yayından kaldırılmış, bulamadım ama Aydınlık ve Oksijen’inhaberleri hâlâ yayında.

   Oysa bu davayı izleyip, sonucunu yayımlamak ve yanlış haberi düzeltmek öncelikle onların görevi. Umarım DHA, Aydınlık ve Oksijen, -istemeden de olsa- dolandırıcılığa katkıda bulunan bu haberleri düzeltir, mahkûmiyet kararını haber yapar ve okurlarından da özür diler… 

6B31E46C 356C 419D Bf23 2C2E6C7B1831

Tek cümleyle: 

• Gazeteciler cemiyetlerini karıştıran Yeni Akit, ayrımcılık ve nefret söylemi içeren haberinde AB destekli “Demokrasi için medya/ Medya için demokrasi” projesini “Başkanlığını Vahap Munyar’ın yaptığı Gazeteciler Cemiyeti’nin yürüttüğünü” yazdı ama Munyar, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başkanı; projeyi de Ankara’daki Gazeteciler Cemiyeti yürütüyor. 

• Hürriyet’in, “Yılın son ayında prime time birincisi olan Kanal D, 2024’ü zirvede kapattı” haberine Sabah, ertesi gün “Ayların değil yılların birincisi unvanını elden bırakmayan ATV” haberi yayımlayarak yanıt verdi. 

• Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, Akşam, Hürriyet. Milliyet, Yeni Akit, Yeni Şafak gibi iktidar yanlısı medyanın eğitim editörlerinin katıldığı basın toplantısındaki sözlerini Türkiyegazetesi, “Bakan Tekin gazetemize açıkladı” başlığıyla özel söyleşi gibi yayımladı.

• Gümrük ekiplerinin İstanbul Havalimanında bir kargo kutusu içinde bulduğu goril yavrusu için Cumhuriyet gazetesi “yakalandı”, Akşam gazetesi de “ele geçirildi” ifadesi kullanarak doğal yaşam alanından kaçırılan hayvanı bir suçlu, bir kaçak gibi sundular. 

• Nefes’in, “Sabancı yalıyı satıyor Getir kurucusu alıyor” başlıklı haberindeki “Getir.com’un kurucusu Nazım Salur ise satışın gerçekleşmediğini duyurdu” cümlesi başlığı yalanlıyordu. 

• Gazze yürüyüşünü ve Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan’ın konuşmasını, A Haber, Akit TV, NTV, CNN Türk, Habertürk, TGRT, Haber Global, TV100, KRT TV, TRT Haber, TRT World, TRT Türk, TV NET, Ülke TV, Ekol TV ve24 TV kanalları canlı yayımladı.

• İktidarın imtiyazlı bürokratlarına birden fazla kuruluştan gelir elde etme olanağı tanımasına itiraz etmeyen, bu konudaki gelişmeleri hiç haber yapmayan Sabah, CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde “34 bürokratın iki maaş aldığı” haberi yayımladı. 

• İktidar medyası, Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzlukhaberlerinde istifa eden genel başkan yardımcılarından birinin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi, öbürünün de MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu olduğu bilgisini vermedi.

• Emekli aylıklarındaki artışı müjde gibi sunan iktidar medyası, emeklilerin eylemlerini görmezden geldi.  

• Sabah’ın spor sayfasındaki “Değişim yapamayan gidişatı değiştiremez” manşeti, “yapmak” fiilinin gereksiz kullanımının çarpıcı bir örneğiydi.

• Araç muayene ücretlerindeki zamma yönelik eleştiri haberlerinin artmasının ardından TüvTürk, yılın ilk gününde Akşam, Hürriyet, Milliyet, Posta, Sabah, Sözcü, Takvim, Türkiye, Yeni Akit ve Yeni Şafak’a tam sayfa reklam vererek faaliyetlerini övdü.

ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: [email protected]