Bir tarafta “Saray’la müzakere edilmez, mücadele edilir” diyen CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
*
Diğer tarafta “müzakere ve mücadeleyi birlikte yürüteceğiz” diyen CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel
***
Türkiye siyasette yeni bir döneme adım atıyor.
Kilitler kırılıyor.
AK Parti - CHP
CHP - MHP diyalog kapıları yeniden açılıyor.
*
Yeni dönemin 3 lideri Erdoğan, Özel ve Bahçeli…
Tüm gözler onların üzerinde.
Verecekleri mesaj,
Tutunacakları tavır,
Atacakları adım,
yeni dönemin belirleyicisi olacak.
*
Tabii Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri dolaylı da olsa denklemin içinde…
*
Peki, Ankara’nın 1 numaralı gündemi olan “normalleşme ve siyasette yumuşama” girişimi nereden çıktı.
Neden şimdi?
Mimarı kim?
Kime yarar?
Akla ilk gelen sorular bunlar.
*
Ama asıl soru şu.
- Bu diyalog sürecini yerel seçim sonuçları mı başlattı.
- AK Parti açık ara seçimi kazansaydı, bu yumuşama süreci yine başlar mıydı?
*
- Daha önce başlatılamamasının sebebi Kılıçdaroğlu ve onun katı tutumu muydu?
*
- Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ve mütedeyyin camia ile CHP’yi barıştırma isteği mi?
*
- Ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2028 adaylığı için CHP’nin desteğine ihtiyaç duyması mı? (Yeni anayasa için)
Sorunun yanıtı bu şıklardan biri de, birkaçı da, hiçbiri de olabilir.
Ama gerçek olan bir şey var ki ;
Türkiye Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sini pek sevmedi.
*
Doğruya doğru yanlışa yanlış demeyen,
Yekten karşı,
yekten kızgın,
yekten eleştiren muhalefet anlayışını pek sevmedi.
***
Genel başkanlığı boyunca Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yıldızı hiç barışmadı.
Gerilim siyaseti deyince akla hep o geldi.
*
Bugünlerde ise eleştiri oklarını Özgür Özel’e çevirdi Kılıçdaroğlu.
Hem de ne çevirme.
*
Özel’in Erdoğan’la görüşmesini çok sert sözlerle eleştirdi.
Erdoğan-Özel diyaloğu onun için Berlin duvarının yıkılması gibi bir şey.
Kılıçdaroğlu, ilk kez Özgür Özel’e bu kadar fazla kızgın.
O kadar kızgın ki bir haber sitesinde köşe yazısı bile yazdı onun için.
Yazısında Özel’e seslendi.
“Hiç kimsenin bu anlayışa yani saraya meşruiyet kazandırma hakkı yoktur” dedi.
*
İyi de Sayın Kılıçdaroğlu adama sormazlar mı
“Yıllarca yürüttüğün bu muhalefet anlayışı CHP’ye ne kazandırdı?” diye…
Yeniden hortlatmaya çalıştığın bu ucube anlayışın CHP’ye getirisi geçmişte ne oldu bugün ne olur diye…
“Saray’la müzakere edilmez, mücadele edilir” lafını yıllarca söyledin de ne oldu diye…
“Erdoğan nefreti”ne dayalı bir siyaset anlayışıyla neyi hedefliyorsun diye…
*
Erdoğan’ı yok saymak,
Cumhurbaşkanlığı makamını yok saymak CHP’yi bugüne kadar büyüttü mü?
*
Bu soruya verilecek cevap;
“Evet” ya da “Hayır” olamaz, olsa olsa şöyle olur:
- Bu Kılıçdaroğlu değil miydi Türk siyasetinde mağlubiyet rekoru kıran.
- Bu Kılıçdaroğlu değil miydi CHP’yi yıllarca madara eden.
- Bu Kılıçdaroğlu değil miydi siyasi yönden yıllarca alay konusu olan.
“O halde Özgür Özel doğru yolda.”
*
Ancak şu da bir gerçek; Özel’in, Erdoğan ve Bahçeli görüşmelerinden sonra yaptığı açıklamalar, CHP seçmeninde soru işaretlerine neden olabilir.
Ne demişti Özel…
“Görüşme olumlu bir atmosferde gerçekleşti. Olumlu sonuçlar doğuracağına dair iyimserim. Müzakere ve mücadeleyi birlikte yürüteceğiz.”
CHP’liler için
Ucu açık, somut ifadeler içermeyen, “Kapalı kapılar ardında pazarlıklar mı yapılıyor, kandırılıyor muyuz?” sorularını akıllara getirebilecek açıklamalar bunlar.
***
ANALİZ:
“Normalleşme” ya da “Yumuşama” adına ne derseniz deyin.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP ile diyalog hamlesi
Özgür Özel’in koltuğunu sağlamlaştırması, CHP içinde güçlenmesi için yapılmış bir siyasi girişim olabilir
Neden mi?
Çünkü Erdoğan bugüne kadar girdiği tüm seçimlerde kendi rakiplerini kendisi belirlemiş bir lider.
Tıpkı son Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi…
Erdoğan, sağlık durumu el verirse 2028’de de Cumhurbaşkanlığına aday olacaktır. (Gerekli yasal zemin hazırlanarak) En azından ben öyle düşünüyorum.
*
Dolayısıyla karşısındaki rakibini de yine kendisi belirleyecektir.
Cumhurbaşkanı, o kişinin de Ekrem İmamoğlu değil Özgür Özel olmasını isteyecektir.
Bu da ancak rüştünü ispat etmiş, İmamoğlu’nun gölgesinden kurtulmuş ve CHP içinde güçlenmiş bir Özgür Özel ile olabilir.
*
Bana göre Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün tohumlarını ektiği bu hamlelerle olası 2028 adaylığı için rakibini belirliyor.
***
SON SÖZ:
AK Parti - CHP
CHP - MHP diyaloğunun adına
ister “Normalleşme”, ister “yumuşama” isterseniz de “kutuplaşmanın engellenmesi” deyin bu doğru bir çabadır.
Mutlaka bu durumdan herkes kendine göre bir menfaat devşirmeye çalışacaktır ancak bir kez denemesinin kimseye bir zararı olmayacaktır.