Teşhis konuldu.
Reçete yazıldı.
AK Parti’de değişim hareketi başladı.
*
Merak edilen ise
22 yıl sonra frene basan AK Parti’de
Seçim başarısızlığının faturası kime kesilecek?
Ne zaman kesilecek?
*
AK Parti’li seçmen bilmese de
ben ve benim gibi gazeteci arkadaşlar (Siyasilerle teması olan ve siyaseti yakından takip eden) bu sorunun cevabını biliyorduk.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan hesap kesim tarihi olarak Kurban Bayramı sonrası seçmişti.
O karar AK Parti’nin son Kızılcahamam kampında alınmıştı.
*
Beklendiği gibi de oldu.
Bayram sonrası AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplandı.
İlk olarak 7 il başkanıyla vedalaşıldı.
*
Peki,
Hem MYK’da hem de Kızılcahamam kampında hangi kararlar alınmıştı.
Bu toplantıların basına yansımayan perde arkasında neler konuşulmuştu.
*
Öncelikle şunu söyleyeyim.
AK Parti’deki değişim coşkuyla akan bir nehir edasıyla olacak.
Yani;
Görevden almaların, yeni atamaların ardı arkası kesilmeyecek.
**
Adıyaman, Afyonkarahisar, Erzincan, Gaziantep, Kastamonu, Osmaniye ve Zonguldak il başkanları ile başlayan değişim furyası Şanlıurfa’nın ardından Ankara, İstanbul, İzmir ve Bursa gibi illere de sıçrayacak.
***
Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra en çok onun ismi gündeme gelmişti.
Görevden alınacağı yazılıp çizilmişti.
Ancak o görevinin başında kalmayı başarmıştı.
*
Yerel seçim sonuçlarının ardından da ismi tahtaya yazılan ilk isim yine o oldu.
Birilerine göre değişecekler listesinin başındaydı.
Kulis: Erkan Kandemir görevinde kalmaya devam edecek.
*
Hem Türkiye de hem de yurt dışında iyi eğitim almış bir isim Erkan Kandemir.
*
Strateji heyetine teşkilatlarla ilgili sık sık analiz çalışması yaptırıyor.
Kulis: AK Parti’de kabine de değişecek ancak hem partideki hem de kabinedeki değişim 1 yıla yayılacak.
***
AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala da değişim süreciyle ilgili partideki başı çeken isimler arasında.
- Öze dönüş
- Yenilenme
- Reform gibi başlıklarda strateji ekibine çalışmalar yaptırıyor Ala..
*
Yeni dönemde
Hakan Fidan, Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz gibi isimler de AK Parti’nin siyasi çizgisine yön veren siyasiler olacak.
*
AK Parti dönem dönem Hakan Fidan’ın;
“Dengeci” ve Avrasya’yı yok saymayan dış politikadaki çizgisinden…
*
Dönem dönem de Mehmet Şimşek’in “neoliberal” ve Batı’ya daha fazla entegre olma tutumundan faydalanacak.
*
AK Parti’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin revize edilmesi de üzerinde çalışılan konulardan biri.
*
Çalışma ekibinin başında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok güvendiği isimlerden biri olan Cevdet Yılmaz var.
***
Gelelim bitmek bilmeyen kabine değişikliği dedikodularına…
“Bakan Totocular” fazla ümitlenmesin kabine hemen değişmeyecek.
AK Parti kulislerinde konuşulan; bu değişimin birkaç kez olacağı ve 1 yıllık zamana yayılacağı…
*
Peki,
AK Parti il başkanlarının,
Kabinenin
ve teşkilatların değişmesi
yaşanan oy kaybının ya da kan kaybının durması için yeterli mi?
*
Elbette değil!
Koltukların ve o koltuklarda oturanların değişmesi AK Parti için sınırlı bir toparlanma sağlar.
*
Zaten son kamuoyu araştırmalarına göre de AK Parti’deki kan kaybı hala durmuş değil.
Bunun için köklü bir değişime ve köklü bir yenilenmeye ihtiyaç var.
Yani sözde değil özde bir değişime…
*
- Yalnızca parti içiyle sınırlı kalmayan
- Toplumun beklentilerini pas geçmeyen
- Rahatsızlıkları dikkate alan
-Yani sokağın sesini duyan bir değişim…
*
AK Parti, patinaj yapmak ya da geriye gitmek istemiyorsa
2024 Türkiye’sine göre yeni bir siyasi vizyon belirlemeli.
Partinin yeni kadroları da o vizyona göre oluşturulmalı.
Ve bu yeni siyasetin merkezinde de
gençler, çalışanlar, yaşlılar, işsizler, öğrenciler, kadınlar ve erkekler
Yani vatandaş yer almalı.
***
SON SÖZ:
- Yıprandı…
- Kan kaybediyor…
- Hantallaştı…
*
Gibi ifadeler kullanılsa da
AK Parti hala zirvede olan bir parti ve iyi bir teşkilat partisi.
*
Eğer
Parti içinde başlayan değişim ve yenilenme
vatandaşa
- daha fazla adalet,
- daha fazla demokrasi,
- daha fazla özgürlük ve
- daha fazla kalkınma getirirse,
Ok yeniden yayına girer.
Galibiyetler serisi devam eder.
Aksi takdirde AK Parti “güneş görmüş buz misali erimeye devam eder.”
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi ifadesi)
